•
Her şeyi ne için yapmıştım? Beğenilip takdir edilmek için. Daha az dışlanmak, dost edinmek içindi. Neye sebep olmuştu yaptıklarım? Bir hiç. İçimdeki var olan boşluğa bir taş daha atmaktan başka bir işe yaramamıştı. Taş düşmeye devam ettikçe yanına daha da fazlasını katıyordu. Kendi benliğimi de yavaş yavaş, parçalayarak yok ediyordum.
Kendime hiç acımam olmadığını söylemiştim. Bu dilimde bir tekerlemeydi çoğu zaman. Ben kendime acımazsam kimse acımazdı, biliyordum. Ben kendimi bu şekilde incitmeye devam edersem düşmanlarım artık beni incitecek bir yol bulamamış olurlardı.
Yanılmıştım.
Her zaman başka yollar vardır.
"Kabus gibi." Diye homurdandı Yoona son yaşananları atlatamamış ve hala birilerinin bize kamera şakası düzenlediğini düşünüyordu. Daha doğrusu tepkilerini dışarı yansıtabilen bir tek oydu. Park YoungSoon'u evinde bir odaya kapatmakta çözümü bulmuştuk ve odada tüm kendisine zarar vermesini sağlayarak eşyaları da almayı ihmal etmemiştik. Korkağın ve kendisine düşkün birisi olduğunu hesaba katınca yaptığımız fazla paranoyakça oluyordu ama tedbiri elden bırakmamak gerekiyordu. Bize yardım edeceğini söylemişti. "Ölüler bile ölmüyorsa beni yaşadığıma kimse inandıramaz."
Koluna bir çimdik attığımda ufak bir şekilde çığlık atarak acıyan yeri ovaladı. "Kabusta değiliz." Dedim müjde verir gibi ama bu tutumum onun hayalet görmüş gibi bembeyaz kesilmesine sebep oldu.
"Şu suratındaki ifadeyi sil." Diye konuştu uzaktan uzaktan. Koltukta geriye kaydı ve benden olabildiğince uzaklaştı. "Seri katillere iyice benzedin."
Dün geceden kalma bir şekilde dolaşmaya bir son vererek Yoona'nın bana verdiği kıyafetleri iyi bir duşun ardından giyinmiştim. Aynaya en son baktığımda yüzüm yorgunluktan ve yaşadığımız onca olaydan sonra çökmüştü. Bir hortlağa benziyordum en dürüst tanımlamayla. Kaküllerimi alnımdan itmek gibi bana hiç oturmayan bir davranış sergilemiştim ve saçlarımı da bulduğum bir tokayla yüksekten bağlamıştım. Küçükken düşüp alnımı yardıktan sonra edindiğim soluk yara izi şimdi daha da göz önündeydi. Belki de Yoona beni ilk defa bu derece pespaye görüyordu ama umurumda olduğu söylenmezdi.
"Seri katiller yanında halt etmiş." Dedi buraya çağırdığımız Jaemin karşı koltukta otururken mesafeli bir tavrı vardı. Daha doğrusu konuya nereden ne şekilde gireceğini bilemeyen bir kişi, nasıl görünürse öyle görünüyordu ve yargılaması da benim şu anki görüntümden kaynaklı olmalıydı. Ne gülüyor, ne konuşuyor ne de kakülleri ve kusursuz duran görüntüsü ile klasik Akiyama Arina gibi görünüyordum ama atlatırlardı. Bu dünyada insanoğlu neyi geçirip atlatmamıştı ki zaten. "Zombi daha doğru olur."
"Sen kendine bak titrek." Diye tısladı Yoona dişlerinin arasından. Jaemin'e laf atmak için an kolluyordu ve nihayet istediğine de ulaşmıştı. "Bizden habersiz uyuşturucu batağına mı girdin? Bu ne hal?"
YOU ARE READING
Where The Shadow Ends
Fanfic[Nesta] İlk defa bu dünyada gerçek bir arzum olmadığı için korkmuştum. Sonra o geldiğinde, göğüs kafesimin içindeki o terk edilmiş şehri baştan inşa etmeye başladı. Her bir köşesine kendinden bir parça yerleştirirken hiç düşünmedi, bir gün o gittiği...