•
İşler yolunda gitmediğinde her şey mükemmelmiş gibi rol kesebilirdin. İçin kan ağlasa da çevrendekileri yüzündeki bir gülümsemeye inandırabilirdin. Mücadelesini verdiğin her şey kumdan kale gibi tek bir dalganın gazabına uğradığında sorun değil diye dilinde peleseng olmuş sözlerinle en başından başlayabilirdin.
İnanç ve bir sonrakinin daha iyi olacağını ümit etmek elimizde olanlardı.
Ben de böyle davranmış, bir oyun oynamıştım kendime karşı gözlerim kapalı.
İçinde yaşadığıma inandığım kumdan kalenin üstüme yıkılmasıyla gerçekleri görmeye başlamış, hiçbir şeyin pembe çerçeveli gözlüklerin arkasından bakmakla eşdeğer olmadığını anlamıştım.
Kapana kısıldığımı hissediyordum. Kaçabilir, hep yaptığım gibi saklanabilirdim ama şimdi zaman birkaç saniyenin içine hapsetmişken bizi, tek bir uzvumu bile kıpırdatamıyordum.
Korku belki de ilk defa bu derece belirgindi soluklarımda.
"Ben de seni bekliyordum." Dedi geçen onca zamanda yüzü değişmemiş gibiydi. En son onu Jeno ile birlikteyken görmüştüm. Eski kırmızı renkli motorunu kullanıyordu ve o zamanlarda da bu motorun çıkardığı sesi takip ederek onun gelip gelmediğini anlar, hemen saklanacak bir yer arardım ama o zaman da bugünlerde olduğu gibi saklanma konusunda başarısız bir insan olduğum gibi hemen bulunurdum.
Karşımda pişkin bir sırıtma ile beklerken bana doğru bir adım attı. Kıpırdamadığımı gördüğünde tek kaşı kalkmış, alnındaki kırışıklıklar belirginlik kazanmıştı. Aç bakışları yüzümden bedenime doğru indiğinde tüylerim ürpermişti. Bir yanım buradan delicesine kaçmak istiyordu ama bir türlü hareket ettiremiyordum kendimi.
"Büyümüş serpilmişsin. Eskiden de büyüdüğünde güzel bir kız olacağını biliyordum." Dedi dilini dudaklarının üzerinde gezdirirken. "Kaçmayacak mısın yine?" Sesi dalga geçer gibi yükseldiğinde mideme sağlam bir tekme yemişim gibi ürperdim.
Hareket etmeden, dudaklarımı bıçak bile açmadan öylece durmaya devam ettim. Hala onun gerçekliğini sorguluyordum ama aramızdaki mesafeyi bir bir adımlayarak kat ettiğinde artık tam karşımda birkaç santimlik mesafede duruyordu.
"Neler yaptığını yakından takip etme fırsatım oldu." Diye konuşmaya devam etti ağır bir sesle. "Demek annen gibi doktor olmaya karar verdin. Onun doktorluğunun ne hakkında olduğunu biliyor musun?" Güldü burnundan bir nefes vererek. "Tabii biliyorsun. O piç amcanla Cemiyet partilerinde gezerken öğrenmemene şaşardım."
Yüzüne bu kadar yakından bakmak göğsümün orta yerinde bir yangın başlattı. Orasının bomboş kurak bir çöl olduğunu sanıyordum ama çölde bile yangın çıkabiliyordu. Öfke, nefret, korku dolu birçok duyguyu da beraberinde küle çeviriyordu.
YOU ARE READING
Where The Shadow Ends
Fanfiction[Nesta] İlk defa bu dünyada gerçek bir arzum olmadığı için korkmuştum. Sonra o geldiğinde, göğüs kafesimin içindeki o terk edilmiş şehri baştan inşa etmeye başladı. Her bir köşesine kendinden bir parça yerleştirirken hiç düşünmedi, bir gün o gittiği...