☾ XXIV

200 30 79
                                    

•

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bilinmezin peşinden attığın adımlarınla bir gün hüsrana uğrardın. Beklemediğin olaylarla karşılaştığında şaşırman gerekirdi ama hayal kırıklığı kefende her zaman daha ağır basar. İnandıkların tarafında uğradığın ihanetten daha sarsıcı bir şey varsa inancın yanına yerleşmiş bir kalp kırıklığıdır. Kalp kırığı iyileşmezdi. Bir ömür geçse yaşamak zorunda kalırdın bıraktığı yarayla, sol yanında.

Kalbimin güçlü çarpışları korkudan geliyordu. Endişe kanıma sızdığında tüm bedenimden canlılığın da çekildiğini hissettim. Uyuşmuş bir şekilde hiçbir tepki veremeden bana doğru tutulmuş namlunun ucuna bakarken Jeno'nun adımı seslenişi bir yankıyla uğulduyordu kulaklarımda.

"Jeno..." diye mırıldandım şaşkınlıkla gözlerimi ona çevirdiğimde bana bakmıyordu bile. Doğrudan karşımda daha önce görmediğim bu adama bakıyordu silahını bana doğrultmuş olan.

Burada yalnız olmamamız gerekiyordu. Peşimde bu kadar çok kişi varken birileri benden rahatsızlık duyup işimi bitirmek isteyebilirdi şu an olduğu gibi. Adam, bir kez bile gözlerini benden çekmeden her an tetiğe basacak kararlılıkla karşımda duruyordu.

"O silahı ateşlemek hayatının en büyük hatası olur." Dedi Jeno daha önce onda görmediğim kadar öfkeli bir şekilde silahını adama doğrultmuşken.

Elimde bir silah vardı benim de. Az önce gözlerimi bile kırpmadan atış yapmıştım ama silahı kaldıracak gücüm bile yoktu. Böyle olmaması gerekiyordu. Bu korku bana öğretilen değildi. Bana verilen derste tereddüte düşmemem gerektiği vardı.

"Hata," dedi adam bastırarak. "bu küçük kızın oynadığı oyun."

"Asıl oyunu oynayan sensin. O da rus ruleti." Dedi Jeno alayla. "Seni buradan canlı bırakır mıyım sanıyorsun?"

"Lee Jeno." Dedi adam onu burada gördüğünden memnun değil gibiydi. "Burada sana yer yok."

"Hiç sanmıyorum." Dedi Jeno dudaklarının tek tarafını kıvırarak. "Silahını indir."

"Silahın kendisini mi savunuyorsun?" dedi adam kısa bir an Jeno'ya baktı. "Cemiyet'e baş kaldırmak ne demek en iyi sen bilirsin."

"Bilirim." Dedi Jeno tek düze bir sesle. "Seni kim gönderdiyse uyarını yaptın. Ona bir şey yapamayacağını sen de biliyorsun."

"Bana öldürmem emredilmedi." Dedi adam gülerek. "Herkesin yerini bilmesi şart."

Dudaklarımı sıkıca birbirine bastırmıştım. İkisinin bir şekilde benim kaderim hakkında sohbet içinde olması hiç de beni sakinleştirmiyordu. Beni öldürmek istemiyorsa da ciddi bir şekilde yaralaması da yeterdi. Demek ki Cemiyet gizli mekanlarına girmemden hoşlanmamıştı. Tabii ilaçlarını benim üstümde verimli bir şekilde kullanamayınca içerlemiş de olabilirlerdi. Ve her nasılsa ikidir yanımda Jeno vardı. Adamın da bunu belirtmesi gerekmişti.

Where The Shadow EndsWhere stories live. Discover now