Asilin yüzünde öyle bi bakış oldu ki tüylerim acı verir gibi sızladı. Gözünde yanan ışığı gördüm sanki. Hiç bişey demedi sadece baktı. İçimi ürperten bi bakıştı…
Salına salına indik aşağıya. Tam sofranın üstüne gelince, "kaynanam da nasıl sever" diye fısıldadım. Asil yan yan sırıtıp durdu.
Kız bu salak Birgül essahtan bizim kavga için odaya gittiğimizi sanmış ya. Yüzüme oh olsun der gibi bakarken, Asil'in kucağıma boncuğumu uzatırken alnıma kondurduğu buseye bi bakışı vardı. Millet var demiyecektim kahkahayı basacaktım nerdeyse.
Ama ne deyim, az biraz haklı. Bende odaya, bunların içinde azarlamamak için çağırdığını sandıydım. Ama Birgül, duyduklarına olan inancıyla herhâlde sopa da beklemiş gibiydi. Yüzümü, gözümü arayışına başka sebep bulamadım. İyice kızsa keyfin yerine gelecek miydi Birgül?
Kızdı Bürgül, valla kızdı. Ateş aldı adam. Söndürene kadar canım çıktı. Ama nasıl güzel çıktı, bi sor hele. Sofraya geçince kimseden ses gelmedi bi süre.
"Ne yemiyon Neslişah? Etli pilav çok güzel olmuş. Sultan... Bak hele. Bi tabak daha koy pilavdan."
Canım kaynanam gösteriye başlamış bile. Üzüntüden yiyemiyon mu kız? Bütün gün bi kilo kadayıf burması yedin anam ondandır o. Üzüntüden olsa duraman yerinde.
"Yok Hızır'ım. İştah mı kaldı bende? Gitti emeklerim, derneğin kadın kolu başkanı olacaktım ben."
"Sen de olur olmaz yerde açma ağzını. Kız ne bilsin genç, cahil. Merakına yenilip sormuş, nerden bilsin Çerçicileri? Hem ben sana o işi dillendirme, adamla iş yapıyoz demedim mi? Sen ne milletin derdini laf diye konuşuyon? "
Hay ağzın bal yesin kaynatam. Kızı etmiş bi cahillik, sen neyine güvenip ortalığa saçıyon. Üç evladın var, hiç mi başıma gelir diye Allah'tan korkmuyon?
Kaynatam öyle dedi ya ana kız anlaşmış gibi bi baktılar bana, kör olasıcalar nazardan çatlatacaklardı beni. Neyse odaya gidince kocama bi güzel okuturum kendimi. Kocanın, karısına duası şifadır derdi Hatice abam.
Hey gidi Neslişah. Koruma kalkanımı da çekerim sırtıma daha da gün yüzü görmen inşallah. Hele şu çiçekliği bi güzel kurak da arka bahçeye. Nergis annem bi rahatlasın yerinde. Oradan sonrası daha güzel olacak yolum.
Onu da gidip görmek lazım. Onca zaman oldu, elini öpmeye uğramadık. Çok ayıp ettim çok. Neyse Züleyha, tatlı dilinle alırsın gönlünü. Güzel güzel sularsın mezarını, okursun duanı, çiçekler ekersin affeder. Hem hep gitmek lazım, Nazlı büyürken göstermek lazım. Kızın bilsin babaannesini. Sultan abla pek seviyomuş. Keşke canı sağ olaydı, ana olurdu bize ele Züleyha?
"abababababababa"
Nazlının çıkardığı seslerle dudağım büküldü. Bu kız gözüme batıyodu.
"Kızım....Babacım... Sen dilleniyor musun yavrum?"
Nazlım bu ara bol bol heceliyodu ama en çok baba der gibi çıkıyodu laflar ağzından. Ama zannımca gelişine söylüyodu. Yoksa yüzü bana bakıyodu bu kızın.
"Hiç heveslenme Asil efendi. Öyle Allah vergisi, dili çözülüyo da baba dermiş gibi çıkıyo sesi. Bak hiç bakıyomu yüzüne? Bana bakıyo kızım. Demi anasının bal kızı. Sen anne diyecen ele boncuğum?"
Herife bulaşayım az dedim emme gevrek gevrek güldü.
"Annen kıskanmış kızım. Sen yalnızken baba dersin. Alışana kadar en azından."
Takışıyoz emme nasıl hoşuma gidiyo. Hiç düşünmediydim onunla böyle şakalaşacağım bi evlilik olur mu diye.
"Hala sen söyle. Öyle hecelemiyo mu benim boncuğum? Babasına dese yüzüne bakmaz mı?"
![](https://img.wattpad.com/cover/322921711-288-k503696.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRDAP
RomanceKİTAPTA +18 SAHNELER OLACAKTIR. OKUYUCULARIN BUNU DİKKATE ALMASINI, YETİŞKİNLERE YÖNELİK BİR KİTAP OLDUĞUNU UNUTMAMALARINI RİCA EDERİM. AYRICA KITABIMIZ FİNAL OLDU, KEYİFLİ OKUMALAR... Korktuğu bir hayata esir olmamak için yangından kaçtı Züleyha! K...