Yanımızdan gidenlerden sonra bi süre kendimi toparlayıp, yüzümü düzeltemedim.Bi yemek yedim, o mu beni yedi ben mi onu anlamadım gitti.
Çiğdem hanım çok şükür altına giymiş bişeyler. Zeynep’in şortlarına yan bakan gözüm çıkmaya benim. Kadının kalçasını kapatmayan şortu vardı altında. Sırtını dönüp gidince gördüm.
Ettiği lafla ağzıma geleni sayacak gibi olduydum da Asil yine efendi efendi önümü kesti. Ben olsam sana mı düştü yelloz derdim. Herif "yirmi birinci yüzyıldayız Çiğdem Hanım, kaldı mı bu çağda öyle şeyler?" demekle yetindi. Oncacık benim dişimin kovuğuna gitmez Asil Efendi!
Önce bi hoşt desen, sana mı düştü desen, Neslişah iki mi olacan başımıza desen, Birgül ağzına mı tükürdü de ondan huy kaptın desen ne olurdu herif? Benim gülen yüzüme sebep oldun Çiğdem. Basur ol da oturama kıçının üstüne! Yediğim yemeği kursağıma koydun, südüklüğüne taş çakılası karı!
O gözlerin çekilmeye emi. Adamı ayak üstü gözünle yedin. Karısı, kızı mı var demedin. Herifim yanındakilerle konuşurken ağzını izlediğini görmedim mi ben? Dişçi misin sen Çiğdem, at pazarından katır mı bakıyon da ağzını gözlüyon? Vallaha başıma ağrılar girdi. Ben bu adamı giyindirip kuşandırıp götünde don durmaz karının yanına nasıl gönderecektim şimdi?
Düşen yüzümün sebebini, Asil efendi kadının dediği sanıyo da sesini kesiyodu. Keşke olmadık bi laf etse... Bende tüm hırsımı alsam ne olurdu ki sanki? Ah Züleyha ah gülmez senin yüzün bacım. Bebeyken tuzlamamışlar seni. İlla bi yerden kokun çıkacak.
"Züleyha hiçbir şey yemedin, bitir lütfen tabağını."
"Yedim Asil, sağ ol."
Ben gırtlağıma kadar doydum daha ne yiyim adam? Emme sana da yazıklar olsun, senin neyine dünya mutfağı? Neyine tatlısı? Edebinle yapsana kebabını. Ne böyle işlere bulaşıp benim de huzurumu kaçırıyon?
Biri bana kurşun döksün anam. Sirkeli sularda yıkasın. Kırk pınardan, kırk tas suyla kırklasın. Düz taban da değilim, neydi bu başımdaki melanet. Vallahi yıldım...
Ben kendi kendime söylene söylene çok şükür kalktık soykası batasıca yerden. Bu herif burayı bana vermemiş miydi? E benimse burayı bi kuran kursuna mı çevirsek ne etseydik biz? Sevaba girerdik en azından. Yoksa ben böyle giderse Çiğdem de günah bırakmayıp alacaktım üstüme.
"Züleyha... Canın mı sıkkın, hiç konuşmadın da?"
Erkek milleti saf olur diyom da boşuna mı diyom? Al işte, en akıllısı bu kadar anam. Elimizdeki malzeme bu yani.
"Yok Asil, iyiyim. Ne sıkıntım olacak?"
Kocamı, pavyonda dansöz izler gibi izleyen bi karı varmış da her gün yanına uğurluyormuşum sadece.
"Çiğdem Hanım patavatsızdır, alınma sen ona. Ben usulünce haddini aşmaması gerektiğini duyururum. Şimdi o kadar adamın içinde rencide etmek pek hoş olmaz diye kapattım konuyu."
Çok da saf değilmişin Asil Efendi, buna da şükür. Şimdi ben sana ağzıma geleni saysam, buluttan ne kapıyo olur adım. Durduk yere hır çıkaran ben olurum. Ne edecektim ben bu illetle? Öyle böyle derken geldik çok şükür eve. Boncuğum daha yolda daldı uykuya. Sessizce alıp yatağına yatırınca bana döndü yönünü.
"Nazlı uyudu..."
"Eeee..."
Hem üstüme gelip hem o gömleği soyuyon ama elin boşa çıkar ben söyleyim Asil efendi! Dükkân kapalı, cumaya gittim bi hafta yokum.
"Saat erken..."
"Eeee..."
"Züleyha çıldırtma beni. Bal gibi anladın işte."
![](https://img.wattpad.com/cover/322921711-288-k503696.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRDAP
RomanceKİTAPTA +18 SAHNELER OLACAKTIR. OKUYUCULARIN BUNU DİKKATE ALMASINI, YETİŞKİNLERE YÖNELİK BİR KİTAP OLDUĞUNU UNUTMAMALARINI RİCA EDERİM. AYRICA KITABIMIZ FİNAL OLDU, KEYİFLİ OKUMALAR... Korktuğu bir hayata esir olmamak için yangından kaçtı Züleyha! K...