On gün...
Tam on gündür bi kul canından nasıl bezdirilir, nasıl gırtlağına kadar sinirle dolar öğrendim.
Hamile olduğumu öğrendiğim günden beri kocamın aklı gitti. Vallaha billaha gitti. Herif bu zamanaca içinde nasıl bi manyak taşıyomuş da saklamış benden hâlâ aklım almıyo.
Kendi manyaklığı yetmezmiş gibi beni de manyak etti canı sağ olasıca. İşe gitse bile sesi kulağımda.
'Merdivenden ikişer ikişer inme Züleyha!
Sütünü içmemişin, bitir onu Züleyha!
Ceviz ye, burda ilk dört ay ceviz yemek lazım diyor Züleyha!
Nazlıyı kucağında sürekli taşıma Züleyha!
Eğilip, kalkma, sağa, sola uzanma, sakın ola koşturma...'Oy anam oy...
Ben sekiz ay bu herife katlanamam. Ev adamının da benden kalır yanı yok. Üstünden zarafet akan Dilber halam bile yemeğin ortasında "düş kızın yakasından" diye bağırdı ya. Kadının bile şirazesini bozdu mustur. Allah o Asil'i bildiği gibi etsin.
Elim karnımda, gözüm tavanda yatağımda uzanıp, Asile de içimden saydırırken kapı tıklanıp aralandı .
"Gelin hanım."
"He abla."
"Kalk gel mutfağa, şekerpare yaptık. Senin raptı-zaptiye gelmeden gel de ye."
Yattığım yerden fırladım Sultan ablanın dediği lafla.
"Anam! Essah mı diyon? Kaç gündür sağlıklı beslenecem diye vitamin kusacam ya abla."
Sultan abla göbeğini hoplatarak güldü.
"Daha dur sen, bunlar iyi günlerin."
Yüzüm düştü. Hepsinin maskarası oldum iyice.
"Deme öyle abla ya."
"Kız adam sevindirik oldu valla. Yaşının sayısınca kurban kestirip Adana'daki aş evlerine dağıttığında ben bildim aklını uçurduğunu."
Ayaklanıp, konuna girdim de ağır ağır mutfağa doğru yol almaya başladık.
"Abla nankör olmayım diyom, herif üstüne titriyo, Allahtan belanı mı arıyon Züleyha diyom emme benim kayış koptu kopacak. Yahu Nazlı'yı kucağıma aldım diye ırzına geçmişim gibi bağırarak attıra attıra aşağı indi. Şu adama biri hasta değil hamile olduğumu desin. Kurban olayım ben çekemem bunu aylarca!"
Yine bi tarafına takmadı derdimi de götü göbeği dağıta dağıta güldü.
"Anam iyice eğlence çıktı bize kız. Siz çok yaşayın emi. Ağır, oturaklı koskoca adamı peşinde sirk maymunu gibi dolaştırıyon ya. Helal olsun sana."
Konuşa konuşa girdik mutfağa. Birgül'le Zeynep çoktan masaya oturmuşlardı bile.
"Ooo yenge, ağabeyimden gizli bir takım günahlar mı işlenecek?"
Ters ters bakıp, sandalyenin birine tünedim hemen.
"İyice madara olduk size de! Çekil kız kenara. Anam anam anam, biriniz çay verin ölmüşlerinin başı için."
Elif koşturarak açık bir çay koydu önüme. Bi yüzüne bi de at sidiğine benzeyen çaya baktım.
"Abla valla Asil beyim söz verdirdi. Çayı demli içiyon diye uyardı, yemin ettirdi bana. Bakma öyle kurbanın olam, yalan yere yemin mi etmiş olayım? Babannem dilinden çıban çıkar der hep, sebebim olma."
Önümdeki çaya benzemediğe yan yan bakıp bişey demedim. İşe gitti diye sevinecek olduk, peşine bekçi bırakmış meğerse.
Hırsımdan bütün bütün yuttum şekerpareyi. Hey gidinin Züleyhası sen bu hallere düşecek karı mıydın? Hırsından kırk kilo sütü babanın dutunun dibine döktüğün dik başın nerde, şimdi kocandan laf yiyecen diye kıstığın dilin nerde?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRDAP
Storie d'amoreKİTAPTA +18 SAHNELER OLACAKTIR. OKUYUCULARIN BUNU DİKKATE ALMASINI, YETİŞKİNLERE YÖNELİK BİR KİTAP OLDUĞUNU UNUTMAMALARINI RİCA EDERİM... Korktuğu bir hayata esir olmamak için yangından kaçtı Züleyha! Kanından olanların biçtiği kaderde yanmamak için...