64.BÖLÜM~DEVÂ~

82.2K 5.4K 1.4K
                                    


Bütün gece hastanede kaldık. Olur da başka bi haber çıkar diye ayrılamadık ordan. Kaynatamın durumunda bi değişiklik yoktu. Neslişah'ı da bi odaya yollamışlar, kızlarla orda kalacakmış. Çok şükür yoluk kara mamba ortada değildi de ben yine cin atına binmedim.

Allah aklıma mukayyet olsun ama tadını aldım ben o karıyı yolmanın, inşallah bana çok elleşmez de yol geçen hanı etmem kafasını.

Ertesi sabah doktor kontrolünü bitirip çıktı. Bizim yapacak bişeyimiz olmadığını, beklemenin hiç bi faydası dokunmayacağını dedi de gitti yanımızdan.
Asil'i zor şer ikna edip konağa gitmeyi becerdik sonunda. Yemeyi içmeyi bıraktı iki günden. Hasta olacak diye aklımı alıyodu.

Herkes kocasını düşünsün anam. Neslişah kendininkini, ben benimkini.

Adam tek günde yaşlandı sanki.

Etmedikleri kalmamış, koca dünyada yapayalnız bırakmışlar. Yetmemiş dalevereye getirip evermişler, onun da dibinden çıkanlar hepimizin eline yüzüne sıvaştı.

Esmanın anasına da üzülecek oldum. İnsan sinirlenmeden edemiyodu emme yüzünü gören anlardı içini. Kadın essah, o hocanın kızını iyi edeceğini sanmış ya. Gerçi böylelere hoca deyip asıl hakkı olanların günahına giriyoz emme ne diyeceğimi de bilemedim.

Allah kimseyi, kendi aklı yetmediği için başkasının aklının sür eşeği etmesin. Kim ne derse onu eden, sonra da yükünü çeken olmak pek acıklı.

Arabanın içindeki sessizlik daralttı da daralttı beni. Dilber anam kızlara mukayyet olmak için gelmemişti bizle. Nazlı'ya bakıp, ertesi gün de geri gidecektik hastaneye.

"Asil..."

"Efendim Züleyha."

"Kurban olayım öyle durup durma. İçini yedin bitirdin."

Derin, sıkıntılı bi nedes alıp bıraktı. Vicdanı canını nasıl yakıyo gözünün sönen ferinden bile belliydi.

"Kafamın içerisinde bir ses var. Susmuyor Züleyha! Konuşmasan, kessen sesini olmazdı diyor, başka bir şey duyamıyorum sanki."

Asil akıllıydı aslında da darda kalan canı asıl olanı göremiyecek kadar sıkışmıştı.

"O şeytanın sana vesvesesi kocam. Senin lafların mı tıkamış dört damarı. Şunca zaman susmuşun, e senin susmana kalaydı iş niye tıkansın onca damar. İnsana bir dilinin, iki boğazının ettiğini düşman etmezmiş. Kendini harap edip durma daha da. Neyse çaresi beraber ararız. Elimizden geleni yaptıktan sonra gerisi Hak'kın taktiri."

Gözünü bana çevirip, essahtan inanarak mı ediyom bunca lafı yüzümün her karışını izledi.

"Züleyha ..."

"Üzülüyon... Biliyom ben senin içini Asil. Tamam oğlusun üzül ama kendine eza etmeye hakkın yok. Senin  bunca olanda tek bi suçunu, günahını görmedim ben. Şimdi ne lazımsa evladı olarak yaparız."

"Öyle... Ne gerekiyorsa yaparız."

Yine susup daldı yüzü. Vallaha yıldım bunlardan! Dirileri bi dert, ölüleri bi dert. Ölmeyip, ölecek gibi olmaları apayrı dert.

Allah affetsin, benim içim kocama kadar sızlıyo valla. Uçkur sevdasına kendi canından olanı yok sayana sızlayacak kadar değilmiş merhametim.

Zaten onca şeyin arasında anasının serasını yıkmasını söyledi. Nasıl yanmış o gün canı ki beni babasız kodun demek yerine onu söyledi bir dili. Babasızlığından bile ağır gelmiş bu ettiği kocama.
Sürünesice herif diyecek oldum, sürüneceğidi besbelli.

GİRDAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin