Hastaneden çıkışımızda halam hastalığına şifasını bulup çıkmamıştı bir. Benim de gönlümün ortasındaki katrana çare olmuştu. Dilime değdirmeye korktuğum ne varsa elini sürüp deva olmuştu.
Gerçi hala değildi o artık bana. Anne diyecektim bundan sonra. Dilber hanım her evladın hak edeceği bi anaydı neticede. Gönlü geniş, yüzü ak, gülüşü cennet bi anaydı.
Evde de üstünden çekilmedim. İlacının saati dakika geçse başında bittim. Az sinir ettim emme olsun, şu yaştan sonra bulduğum anamı hasta eder miydim ben hiç? Asil de gözümüzün içine bakıyodu. Dilber annem diyene kadar farkına bile varmamışım ama benim kocam süt bekleyen kedi gibi gönlümdeki yerini, dilimden bekliyomuş. Onu anladım sonunda.
İyi de yıllar yıllar geçiren, dilini her açışında bi kavga yürüten Züleyha nasıl geçip de karşısına ben sana yanığım diyecek ki?
İnsan utanıyo anam...
Bu arada çok şükür şu açılışın günü geldi de sonunda bitecek derdi diye içimi huzur kapladı. Eve gelen kuaför ilk Birgül’ün sonra Zeynep’in saçını yaptı. Bu arada da öğlen mamasını yedirip kızımı uyuttum. Onların işi bitince kadın gözünü bana dikti. Bu zilliler şöyle et böyle et diye akıl verdi durdu da ben ne diyeceksem sanki? Elbisemi bile halam seçip aldı.
"Buyurun gelin hanım. Sizin makyajınızı ve saçınızı tamamlayalım."
Zeynep elindeki meyve suyunu rujunu bozmadan içecem diye dudaklarını öne büzmüştü. Karşımda kadın bakmasa balık gibi tipine gülecektim.
"Ay dur! Yenge git ilk üzerine bornoz giy. Elbiseni en son giyersin. Makyaj yapılırken üzerine gelmesin hiçbir şey."
Kadının masaya dizdiği sıra sıra paketlere baktıkça kaşım çatıldı. Bunlarla koca ev boyanırdı anam.
"Kız Zeynep, bu karı yüzümü boyalı duvara çevirmez ele yengem?"
"Yok ya ben tarif edeceğim elbisene yakışır soft bir makyaj olacak. Hadi çabuk ol. Dört gibi misafirler gelmeye başlayacak dedi ağabeyim."
"Anam ben telefonu da odada unuttum ya. Aradıysa, açmadım diye yine zılgıt çekecek herif."
Dediğime kıkır kıkır güldü. Gözleri de ferfecirdi zaten.
"Aramış, açmamışsın valla. Beni aradı. Geliyormuş oda, yoldaymış."
"Dinle şimdi bi saat nutuğunu."
Güldü söylenmelerime zilli görümcem. Birgül de yayık ağızlılar gibi güle güle yine resim çekip atıyodu nişanlısına. Sanki bi saat sonra görmeyecek adam?
Koştur koştur odaya gidip iç çamaşırımı değişip bi sabahlık geçirdim üstüme. Sabah yıkanıp, paklandıydım zaten. Tekrar yanlarına gidince Zeynep başladı kadına saçı şöyle olsun, makyajı böyle olsun. Şu tonlar olsun, aman bunlar sakın olmasın. Karı olmak çok zor anam. Valla çok zor! Taradı, kabarttı, sıcak maşayı saçımın dibine dibine yapıştırdı. Dürdü büktü bi hale yola koydu. Sonra makyajı da çabucak bitirince elbiseyi geçirdim üstüme.
Mürdüm rengi çok zarif bi elbiseydi. Beni de pek asil gösterdi canım. Birgül ilk başka elbise gösterdi o pek gösterişliydi. Buna da basit kalmaz mı dediydi ama Dilber annem gündüz vakti en uygunu bu olur demişti. Hem allanıp, pullanıp, restoran sahibinin karısı olduğumu milletin gözüne sokmak da bana pek görgüsüzlük gibi geldiydi zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRDAP
RomanceKİTAPTA +18 SAHNELER OLACAKTIR. OKUYUCULARIN BUNU DİKKATE ALMASINI, YETİŞKİNLERE YÖNELİK BİR KİTAP OLDUĞUNU UNUTMAMALARINI RİCA EDERİM... Korktuğu bir hayata esir olmamak için yangından kaçtı Züleyha! Kanından olanların biçtiği kaderde yanmamak için...