Asil ,lafını bitirip yemeğine kaldığı yerden devam etti. Biraz önce ortaya bombayı bırakan kendi değilmişcesine bir rahatlık vardı. Yanındaki kızı da gözünün kenarıyla süzdü. Tepkisine tam hâkim olamamıştı. Süt gibi beyaz teni sık aralıklarla pembeleştiğinden gözü istemeden bakmaması gereken yerlere kayıyordu. Kendine dikleşen başı kalabalıkta tabaktan kalkamamıştı demek ki.
Yine dudakları gülmek için gerildi. Yüzüne dik dik bakan Neslişah fark etmesin diye yemeğinden ağzına alarak kapattı bunu da. Kapıda ki halleri düştü aklına. Az yüz bulsa çemkirecekti hanımefendi. Bu da kızmak yerine hoşuna giden başka bir şeydi ya. Kızına hiç adını da demiyordu. Geldiğinden beri bir boncuk dolamıştı diline, hiç bırakmıyordu da. Çok güzeldi. İnsana iç çektiriyordu. Yolda görse ölse kafasını kaldırıp bakmazdı kadınlara Asil ama evlenecekleri gerçeğinden midir nedir gözünü çekemiyordu üzerinden.
Hali tavrı da tuhaftı. Öyle mecbur kaldı da öyle evleniyor gibi değildi hiç. Halası ben tutup getirdim demese kendi rızasıyla koşarak geldi sanacaktı. O zümrüt gözlerini kaçıra kaçıra nasıl da göz süzüyordu?
Ele avuca sızmaz bir şeydi belli ki. Birde Nazlıya yaklaştı diye ayar çekmişti. Düşündükçe yüzünde yeşermeye çalışan gülümsemeyi kontrol etmek zorlaştı. Dediklerini yaptı diye nasıl da hoşuna gitmişti öyle. Zümrütleri yüzündeki ıslaklıkta, değişmiş üstünde dolaşıp bir de gülümsemişti. Nazlının boynuna yüzünü sakladı diye görmediğini sanıyorsa yanılıyordu bu küçük ceylan.
Uzun uzun izleyesi geldi.
Halasının işgüzarlığıyla giydiği elbise belinin inceliğini, kalçasının dolgunluğunu ortaya sermemiş gibi ak gerdanı da gözüne çarpıyordu. Sanki daha ilk gördüğünde güzelliği yüzüne çarpan bir sille olmamış gibi daha bir göz alıcı olmuştu.Evden uzak olsa da çok bir şey değişmemişti. Doğru düzgün bakmadığı her bir yanı istemsiz takılıyordu zihnine. Tüm gün Nazlı'yla ilgilenişi, kızı için kendine diktiği burnu, çalım atarak yanından geçişi istemese de gözünün önüne gelip durmuştu. Kafasını sakinleştirip, doğru karar vermek için konaktan uzaklaşmak istemişti ama kafası da kendiyle geldiğinden hiç bir çaresi olmamıştı. Sonra nasıl olduğunu anlamadan belediye başkanının odasında, çay içerken buldu kendini. Farketmediği bir an da evleneceğiyle ilgili konuşup, nikahı en erken nasıl halledebilirler diye konuştuklarını, formaliteleri hallettiklerini anımsadı.
Asil daha düne kadar evlilik kelimesini ağzına almaz, alanı da insan içine çıkamaz hale getirmeden bırakmazdı. Ama ne olduysa gece olmuştu. Kızı bu hayatta değer verdiği yegâne şeydi. Bir halası bir kızı vardı zaten.
Şimdi ise...
Züleyha paldır küldür girmişti hanelerine. Bodoslama dalmıştı hayatına, aklına, kızının kalbine. Kızını koklarken burnuna gelen gardenya kokusuyla yutkunmuştu. Bir parfüm olamayacak kadar hafif, hoş bir tınısı vardı kokunun. Sanki teniyle bütünleşmiş bir kremin aromatik hafifliği yayılıyordu. Çok yakınına girmeyen hissedemezdi, bu hoşuna gitti nedensizce. Kimse karısı olacak kadına bu yakınlıkta duramazdı ki kokusunu hissetsin. Sadece Nazlı ve kendine saklı kalacaktı. Üstelik rahatsız olmamıştı, kaçınmaya çalışmamıştı. Asil yaklaşmış, şah damarı çatlayacak gibi hızla çarpmış ama bir adım geriye gitmemişti.
Yapmam dediğini yaparken buluyordu işte kendini. Asla dediği o hayallere anlık da olsa dalıyordu. Kapı eşiğinde evin babasını bekleyen annesi ve kucağında bebeği sanki bütün günün yorgunluğunu almak istermiş gibi gözlerine bakıyordu. Asili yerle bir eden o hayal yine ağına çekiyordu onu.
Sonra kıza "yatağıma süs olmasan da olur" dediğini anımsadı. Ağzındakini hırslı hırslı çiğnediğinin bile farkında değildi o an.
İyi bok yemişti! Bu koku böyle burnuna sızarsa o yatakta süs olarak nasıl bırakacaktı ki? En azından sarılma isteği dolardı içine. Yine dikkat etmeden kızını öpüşüne sataşınca dudaklarını büküşü dikkatini çekti. Çok kalın değildi dudakları, sadece alt biraz daha dolgundu. Dudaklarıyla ilgili edepsiz bir iki düşünce aklına sızacak oldu başka bir gerçeklik buz gibi düştü içine. Bunu düşünmek istemiyordu. Onu yerle bir eden o gerçek değil miydi zaten daha en baştan kızla arasında set çekmesinin sebebi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRDAP
RomansaKİTAPTA +18 SAHNELER OLACAKTIR. OKUYUCULARIN BUNU DİKKATE ALMASINI, YETİŞKİNLERE YÖNELİK BİR KİTAP OLDUĞUNU UNUTMAMALARINI RİCA EDERİM... Korktuğu bir hayata esir olmamak için yangından kaçtı Züleyha! Kanından olanların biçtiği kaderde yanmamak için...