BÖLÜM 3

1.6K 40 6
                                    

Leyla Hanım, Arşın'la birlikte hemen karşıdaki parka gitti. Yüzünde korku, içinde endişe, kalbinde geçmişin acabası... Kapısına dayanan yüzünü bile bilmediği, hiç görmediği, tanımadığı, adının ne olduğu konusunda bir fikri bile olmayan yeğni değildi sadece. Kapısına dayanan geçmişiydi, öncesi...

Bakışlar uzak, bakışlar ürkek, bakışlar tutsak... Arşın konuşacak cesareti bile bulamıyor kendinde. Öylesine soğuk. Bir duvar vardı sanki halasının büsbütün önünde duran. Leyla Hanım " Niye geldin? " diye sorana kadar söyleyemedi niye geldiğini.

" Bana yardım edersin diye, beni zorda bırakmazsın diye, abinin emanetine sahip çıkarsın diye, halamsın diye..."

Sıraladı Arşın teker teker bildiği tüm sebepleri. Ama Leyla Hanım'ın suratını süsleyen soğuk ve donuk ifade hiç değişmedi. Buz gibi sorular sordu.

" Niye? Bir şey mi oldu? O nerde? "

Cevabı Arşın için ne kadar zordu bu sorunun. Gözlerinden akmaya hazır damlalar eşliğinde konuştu.

" Babam yanımda değil. Çünkü tutuklandı. Birini öldürdü. Babam birini öldürdü. "

Leyla Hanım, uzunca bir şok geçirdi önce. Sonra da Arşın'ı şaşırtacak derecede çılgınca kahkahalar atıp gülmeye başladı. Ardından da tuhaf tuhaf sözler söyledi.

" Benim abim birini öldürdü. Benim o pısırık, kendi gölgesinden bile korkan abim birini öldürdü. Öyle mi? Bu benim hayatımda duyduğum en komik şey. "

Arşın, halasıyla en ağır şekilde tanışıyordu. Yine de kendini anlatmaya çalışıyordu.

" Benim için yaptı. Beni korumak için katil oldu. O adam beni istedi babamdan. Babam bir şey diyememiş, karşı gelememiş. Ben dayandım kapısına. Bir tokat attı bana. Sonra da babam vurdu onu. Benim senden başka kimsem yok hala. "

Leyla Hanım, o tuhaf kahkahasını bırakıp hüzünlü bakmaya başladı. Bu defa da takıldığı nokta başkaydı.

" Vay be!!! Beni zorla istemediğim bir adama verirlerken abim sadece sedirde oturmuştu. Kızı için adam öldürmüş. "

Öfkeliydi Leyla Hanım. İçi mezarlık gibiydi. Dışı bir çelenk misali. Kızgınlığı, kırgınlığı anbean ortaya çıkıyordu, asla azalmıyordu, hiç geçmiyordu. Kalbinin üstünde öylece duran kurşunlarla yaşayabilir mi insan? O yaşamıştı bunca sene...

Leyla Hanım, ağzından tek güzel bir kelime çıkarmazken Arşın'a karşı, Arşın'ın şu sözleri yeni bir darbe daha indirmişti Leyla Hanım'ın bedenine.

" Halan merhametlidir dedi babam, sana sahip çıkar dedi. Ondan geldim. Yok kimsem. Annem yok, babam yok, senden başka kapısını çalacağım bir Allah'ın kulu yok. O köyde kalamazdım. Babamın vurduğu adam köyün sahibiydi. Rahat vermezler bana. "

Arşın'ın bu son sözleriyle birlikte bakışları değişen Leyla Hanım, acı acı Arşın'a bir soru sordu.

" Kimdi? Babanın öldürdüğü adam kimdi? "

Arşın sessizce...

" Kerim Ağa..."

İşte o an darbelerin en büyüğü, en yıkıcısıydı. Çünkü Kerim Ağa, Leyla Hanım'ın o köyde yaşarken aşık olduğu, sevdiği adamdı. Belki de hayatı boyunca aşık kalacağı, hep seveceği tek adam... Ne kadar zalim olursa olsun, kötülüğüne rağmen... Başkasıyla evlenirken bile kalbinde Kerim Ağa vardı. En çokta bu yüzden affedemedi abisini. Kalbi başkasında evlendirilmesine mani olmadığı için. Kerim Ağa onu görmemişti bile, farketmemişti. Aşkını içinde, sessizce yaşamıştı. Ama çok sevmişti. Kimseye söyleyemeden çok sevmişti. Şimdi öğreniyor ki öldü o adam. Hayatı boyunca sevdiği tek adam öldü. Onu öldüren de abisi...

KAR BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin