BÖLÜM 44

456 13 0
                                    

Mahkeme başladı. Arşın'ın bir eli diğer elini sıkıyor, sürekli titriyordu. Babası için atıyordu yorgun kalbi. Onun için çarpıyordu durmadan. Çaresizlik çok kötü bir şey ve bu duyguyu iliklerine kadar yaşıyordu şu an. Korkuyordu en çok. Çaresizce korkuyordu. Gözlerinin içi perişandı. Körfez'in bakışları ise o gözlerin üzerindeydi. Arşın'ın babası için her şeyi yapmaya hazırdı. Arşın'ı mutlu etmek için her yolu denemeye hazırdı. Çünkü Arşın'ın mutluluğu Körfez'in hayatı demekti. Leyla Hanım ise o esnada bile Körfez'in Arşın'a olan bakışlarını yakalamış, Körfez'e gözleriyle emir veriyordu. Her şey böyle süre giderken mahkeme uzadıkça uzadı. Küçük bir ara bile verildi. Arşın kendisi olanları anlattıktan sonra köyden başka şahitlerin olduğunu da öğrenince daha da umutlandı. Ancak beynini kemiren bir şey vardı. Kerim Ağa'nın en has adamları şahitlik yapmayı nasıl kabul etmişlerdi? Verilen o arada Avukat Kemal Bey'e bunu sordu. Kemal Bey, Körfez'in isteği üzerine gerçeği sakladı ve kendisinin gidip onları ikna ettiğini söyledi. Arşın, Kemal Bey'e defalarca teşekkür etti. Ancak gerçek teşekkürün sahibi Körfez'di. Kemal Bey, Arşın'ın yanından ayrıldıktan sonra Körfez'in yanına gitti.

" Körfez Bey, sizin çabanızın üstüne konmuş gibi oldum. Sonuçta ben onların hiçbirini ikna edememiştim. Siz olmasanız asla şahitlik yapmazlardı. Arşın Hanım'a söyleyeyim de size teşekkür etsin. "

" Kemal Bey, böyle bilinmesini istiyorum. "

" İyi ama neden? "

" Orası bende kalsın!!! "

Mahkeme tekrar başlayınca herkes yerini aldı yeniden. Bütün gözler hakimin vereceği karardaydı. Ali Bey, endişeliydi, çaresizdi, çok kötü bir haldeydi. Arşın'ın yaşadığı korkunun tarifi bile yoktu. Leyla Hanım umut dolu bekliyordu. Ve en sonunda karar verildi. Ali Bey, tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı. Arşın dönüp Leyla Hanım'a sarıldı. Leyla Hanım'da çok mutluydu. Körfez, Arşın'ın mutluluğunu gördükçe yeniden doğuyordu sanki. Ali Bey ise hâlâ inanamıyordu. O salonu tarifsiz bir sevinç kapladı. Zümrüt Hanım gözlerinden öfke ateşi çıka çıka salonu terk etti. Körfez, avukatın yanına gidip onunla el sıkıştı. Herkes mutluydu. Umut bu defa tüm gücüyle doğdu hayatlara. Çaresizliğin yerini inanç aldı. Hüznün yerini mucize aldı. Kederin yerini mutluluk aldı. İlk defa sığmıyordu kalbe mutluluk. Ali Bey aylar sonra serbestti. Dört duvar arasında geçen onca gün bitmişti...

Arşın ve Leyla Hanım, cezaevinin önünde Ali Bey'in çıkmasını bekliyorlardı. Zaman geçmiyordu. Aylarca hızlıca aktı zaman ama şimdi geçmiyordu. Onlar orda beklerken Körfez geldi yanlarına. Leyla Hanım'ın yüzü düştü Körfez'i görünce. Arşın'ın ise etrafa gülücük saçan halleri devam ediyordu. Leyla Hanım çok sabredemedi ve arabadan iner inmez Körfez'e çıkıştı.

" Siz niye geldiniz buraya Körfez Bey? Biz abimi alacağız, bir otobüse binip döneceğiz. "

" Aynı yere gitmiyor muyuz zaten? Birlikte döneriz işte. "

" Gerek yok!!! "

" Gerek var!!! "

" Yok dedim Körfez Bey. "

" Adamın mahkemede ki halini görmediniz mi? Yorgun, bitkin, halsiz. Benim arabamda rahat rahat gider işte. "

" Otobüslerde gayet rahat!!! "

" İnada gerek var mı? "

Arşın, Körfez ile Leyla Hanım arasında ki gerilimin ortasında kalmıştı. Neden ikisinin de birbirine karşı bu kadar sert olduklarını anlamıyordu. Aralarında ki soğukluğa bir son vermek için başka bir konu açtı.

" Gitmesi mesele değil de asıl babam nerde kalacak? Sonuçta Yavuz Beyler babamın öldüğünü sanıyorlar. Hatta Kenan Enişte bile öyle biliyor. Onu malikaneye götüremeyiz. "

KAR BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin