BÖLÜM 43

450 12 0
                                    

Gözler Arşın'daydı. Kulaklar Arşın'daydı. Arşın özür dilemedi, onlara boyun eğmedi. İçinden geçenleri bir çırpıda söyleyebilse, kurtulabilse yüklerinden rahatlayacak. Kuş gibi hafifleyecek. Ama yapamaz. Dili varmaz. Tesadüfen şahit olduğu bu sır onunla mezara kadar gider. Çünkü Arşın bunu söyleyemez. Aslında söylemeli. En ağır cezayı çektirmeli. Ancak elini kolunu bağlayan, ağzına diline kelepçe vuran bir şey var. Körfez'e olan aşkı...

Aslıhan Hanım, Arşın'ın sözüne şaşırmaktan ziyade sinirlendi. Leyla Hanım tam o esnada durumu kurtarmak için Arşın'ın yanına gitti.

" Genç kız, gururu kırıldı haliyle siz öyle bağırınca. O yüzden öyle dedi. Hadi Arşın!!! Özür dile de gidelim. "

Arşın, önce Aslıhan Hanım'a sonra Selim'e iğrenerek baktı. Özür dilemek istemiyordu. Onlardan özür dilemek istemiyordu. Körfez bunu fark etti. Arşın'ın içinden gelmediğini dilinin varmadığını gördü. Onu bu durumdan kurtarmak için bir hamlede bulundu Aslıhan Hanım'a karşı...

" Sen özür diledin mi? "

" Ne? "

" Sen özür diledin mi? Anneme yaptıkların için annemden, bana yaşattıkların için benden özür diledin mi? "

" Konu yine buraya nasıl geldi? "

" Üstüne çorba döküldü diye bu kadar yaygara koparıp bir de küçücük bir şey için özür beklersen benim de aklıma senin dilemediğin özürler gelir. Gerçi doğru ya!!! Özür dilemek için pişman olmak gerekir. "

" Körfez, şu an bu saçmalıkların ne yeri ne de sırası? "

" Saçmalık? Annemin hayatı saçmalık!!! "

Yavuz Bey'de müdahale etti konuya.

" Körfez!!! Çorbayla annenin ne alakası var? "

Körfez, Arşın ile Leyla Hanım'a göz kaş yaparak çıkmalarını söyledi. Arşın'ın Körfez'in konuyu değiştirme çabası ne kadar hoşuna gitse de Leyla Hanım hoşnut değildi. Birlikte çıktılar salondan ve çıkarken kimse görmedi. Körfez okları kendine doğrultmayı başarmıştı. Aralarındaki tartışma hız kesmeden devam etti. Aslıhan Hanım, üzerine dökülen çorbayı da, Arşın'ın özür dilemek istememesini de unuttu. Bir anda Körfez ile kavgaya tutuştu. Körfez, Arşın'ı içinde bulunduğu kötü durumdan kurtarmıştı. Bütün masanın gündemi değişmişti. Arşın ise Körfez'in bu hareketinden ne kadar etkilense de Leyla Hanım'a duygularını açık ve net bir biçimde göstermekten kaçıyordu. Leyla Hanım ise bunun farkındaydı.

" Bu Körfez'e de ne oluyorsa? Kahramanlık yapası tuttu herhalde. Dilerdin özrünü, konu kapanırdı. "

" İyi oldu aslında Körfez'in yaptığı. Çünkü onlardan özür dilemek istemiyordum hala. "

" Sahi ya!!! Sen ne diye öyle bir hadsizlik yaptın? "

" Gıcıklıktan!!! Selim'e zaten gıcığım, biliyorsun. Aslıhan Hanım'a da yavaştan gıcık olmaya başladım. "

" Bak Arşın!!! Biz onların ailesi değiliz, hizmetçileriyiz. Bize mecbur değiller. Gözümüzün yaşına bakmaz, tek bir hatamızda koyarlar kapının önüne. Daha dün gitmek istemiyordunuz burdan. Kendi elinizle kendinizi yolcu etmeyin. "

Arşın, Leyla Hanım'a bile söyleyemedi gözlerinin tanık olduğu gerçeği. İçinde tutmanın ağırlığı her geçen katlanarak büyüyordu. O ağırlık kalbi yaşatmaz, yüreğe zulüm gelir. Susmak zorunda kaldıysa insan kalbinin ona meydan okumasına razı gelir. Gözler kör, kulaklar sağır olur. Aşk zor gelir...

                               ***

Bugün Ali Bey'in mahkemesi vardı. Arşın'da, Körfez'de alarmlarını geceden kurmuş, alarmın sesiyle uyandılar. Hemen hazırlanmaya başladılar. Arşın'ın kalbi içinden çıkacaktı. Çünkü bu duruşma babası için çok önemliydi. Bu defa Edirne'ye Körfez'le gitmeyeceklerdi, ayrı ayrı gideceklerdi. Bu durum ister istemez heyecanını söndürüyordu. Ama yine de hazırdı tüm coşkusuyla. Sedef ile Cenk mutfakta otururken yanlarına geldi.

KAR BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin