BÖLÜM 14

890 25 0
                                    

Arşın, en çaresiz olduğu anda Körfez'i karşısında bulunca ne diyeceğini bilemedi. O gözyaşlarının nedenini merak edecekti Körfez. Soracaktı. Öğrenmek isteyecekti. Ama Arşın babasını görmeye gittiğini, ona yetişemeyecek olmanın üzüntüsünü yaşadığını söyleyemeyecekti. Körfez, arabadan inip Arşın'a yaklaştı.

" Niye ağlıyorsun? "

" Arkadaşım İstanbul'da değil. Otogara yetişmem lazımdı. Zaten bir gün iznim. Gece kalmamam gerekiyor. Ama ben dolmuşu kaçırdım. Bir sonraki dolmuş geçene kadar çok vakit kaybederim. "

Arşın, babasının görüşünün 3'te biteceğini bildiği için oldukça gergindi ancak başta söylediği yalanı sürdürmesi gerekiyordu.

" Çok mu değerli biri bu gizemli arkadaş? "

" Arkadaşlar değerlidir. "

" İhanet etmedikleri sürece..."

Arşın'ın üzgünlüğünü anı anına farkeden Körfez çözüm yolları aramaya çalışıyordu.

" Sen de onun için çok değerliysen eğer ararsın, niye gelemediğini anlatırsın. Anlar o da. "

" Anlar ama ben gitmek istiyorum. Omzuna elini koymadıktan sonra, ben burdayım demedikten sonra, varlığını hissettirmedikten sonra, en kötü anında yanında olmadıktan sonra ne anlamı kalır dostluğun, arkadaşlığın... Benim bu hayatta ondan başka kimsem yok Körfez Bey. O da bunu çok iyi biliyor. Ben o dolmuşu nasıl kaçırırım? "

Körfez, Arşın'ın sözlerinden, akıttığı gözyaşlarından çok etkilendi. Şimdi bulduğu çözüm daha da etkiliydi.

" O zaman bak ne diyeceğim? Benim bugün bir işim yok. İstersen seni götürebilirim. "

Arşın'ın yüzü gülerek ayağa fırladı bir anda.

" Gerçekten yapar mısınız bunu? "

Körfez, Arşın'ı tek bir sözüyle mutlu edebildiği için yüzüne oturan gülümseme ile birlikte konuştu.

" Bugün egoist, kibirli, serseri Körfez yok. Bugün yardımsever Körfez var. ( Arabaya doğru yürüyerek...) Hadi atla!!! "

Körfez bindikten sonra Arşın'da bindi. Körfez, Arşın'a emniyet kemerini bağlamasını söyledi. Arşın beceremeyince Körfez Arşın'ın emniyet kemerini bağlamak için ona doğru eğildi. Göz göze geldiler. Tutku dolu bir bakışma yaşandı aralarında. Körfez, elini Arşın'ın yanaklarına götürerek onun yanaklarında kalan gözyaşlarını sildi yavaşça. Sonra da kendini geri çekti. Arşın, çok güzel bakıyordu Körfez'e. Körfez'de Arşın'ın bakışlarına eşlik ediyordu.

" Nereye gidiyoruz? "

" Edirne!!! "

" Sen Edirneli misin? "

" Evet. "

" Daha önce iki kere gitmiştim. Ama gezmek için değil. Babamın angarya işlerinden sebep... Belki işin biterse sen beni gezdirirsin. "

" Olabilir aslında. İlk olarak Saros Körfezi'ne götüreceğim sizi. "

İlk defa normal konuşuyorlardı birbirleriyle. Körfez ilk defa büyük büyük laflar etmiyor. Hatta gülmekten çekinmiyordu. Arşın ise bunca zaman kötü biri olduğuna inandığı Körfez'in en kalp fetheden haliyle karşı karşıyaydı. Yüzünde tatlı bir şaşkınlık vardı. İkisi de birbirlerini daha yakından tanıyacakları bir yolculuğa başlamışlardı. Kim bilir bu yolculuğun sonu nasıl bitecek? Başladığı gibi mutlu mu? Yoksa alışıldığı gibi mutsuz mu? Yolculuk bu... Yola çıkarken seni yolda neyin beklediğini bilemezsin...

KAR BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin