BÖLÜM 76

228 8 0
                                    

Arşın'ı üzünce Körfez'in de canı acır. Arşın'ı ağlarken görünce Körfez bedenini çürümüş gibi hisseder. Arşın'ı üzemez Körfez, kıyamaz Arşın'a. Bazen kendini kaybeder. Aklının karmaşıklığı kalbini yorar. Bu yorgunluk ruhunu ele geçirir. Üzdüğünü, kırdığını, ne kadar ileri gittiğini farketmeden teslim olur acısına. Ama bir an gelir, her şey biter. Bütün her şey... Acımasızca vücuduna kurşunlar yağdırdığı aşık olduğu kızdır. Bu gerçekle yüzleşir. Ancak kendisiyle savaşı büyüktür. Elleri kolları bağlı duramaz. Vazgeçemez gururundan. Aşkından vazgeçemediği gibi... Açık duran yarasını kapatmak onun elindedir ama yapmaz. Ona nasıl kızgın olduğunu hatırlatır her defasında kendine... Merağını gizler. Ne kadar korktuğunu saklar. Çünkü böylesi en güzelidir...

                                ***

Ali Bey, Körfez'e haber vermek için odasına girdi. Körfez merak içinde birinin yanına gelmesini bekliyordu. Ali Bey'i görür görmez onu soru yağmuruna tuttu.

" Nasıl Arşın? İyi mi? Neden bayılmış? Niye bayılmış? "

Ali Bey, Körfez'in hemen yanına oturdu.

" Oğlum, korkma!!! İyi Arşın!!! Çok iyi!!! Açlıktan bayıldı. Sen burdayken perişan oldu o da. Yemedi, içmedi, uyumadı. Bünyesi zayıf düştü haliyle. Bitkin düştü. Şimdi serum bağladılar. Biraz dinlensin. İyi olacak. "

Körfez'in endişesi, telaşı bitmiyordu.

" İyi yani... Konuştu mu? İyiyim dedi mi? "

Körfez'in yüzüne yansıyan korkusu sözlerini de ele geçirmişti. Ses tonu olabildiğince titrek, kelimeleri büklüm büklüm, cümleleri sızı gibi... Ali Bey, tanık olduğu bu yüze açık açık sordu.

" Körfez Bey oğlum!!! Sen çok seviyorsun kızımı. E madem çok seviyorsun... O zaman niye öyle dedin. Neden evlenmeyeceğiz dedin? Çok üzüldü. Neden kızımı böyle üzdün? "

" Ben onu bile isteye üzmek ister miyim? Benim canım yanmıyor mu? Bakışları beni delip geçiyor. Ama bu defa ona çok kızgınım. Elimde olsaydı affetmek, iki saniye durmazdım. Elimde değil. "

" Ne yaptı sana kızım? Bu kadar canını yakacak ne yaptı? "

" Annemin günlüğünü çaldı. "

" Niye ama? "

" Leyla Hanım'la ilgili bir durum... Zaten önemli olan nedeni değil, önemli olan bunu yapması. Bana ait bir şeyi yok etseydi umrumda bile olmazdı. Bir özür dilese yeterdi. Affederdim onu. Biter giderdi. Ama o günlük anneme aitti. Rahmetli anneme!!! Ben Arşın'la evleneceğimizin haberini anneme vermek için onu annemin mezarına götürmeyi düşünürken o benim canımı yakmayı hiç umursamadan yaptı bunu. Yine sözde benim için!!! ( Biraz durur. ) Kendime söz vermiştim. Onu affetmeyeceğim diye... Şurda bayıldı ya, öylece yatıyordu ya kıpırdamadan, ben kalkamadım ya... Unuttum, hepsini unuttum. Annemle aşkım arasında kaldım. Biri bir kolumdan tutuyor, diğeri öbür kolumdan tutuyor, beni çekiştirip duruyorlar. "

" Kızım bir hata yapmış. Affet onu!!! Sen onun hayatı olmuşsun. Sen onun dünyası olmuşsun. Günlerdir açtı, yorgundu, uykusuzdu, bayılmadı da, senin ağzından çıkan bir sözle bıraktı kendini. Ona bunu yapma, kendine bunu yapma. Kalkıp tekrardan ayağa yürümek istiyorsan onu uzaklaştırma. Çünkü şu an senin en çok ihtiyacın olan şey benim kızımın yüreği... "

Körfez'in kalbi onarılmış gibi, tamir edilmiş gibi yeniden çalışmaya başladı. Kalp atışları en hızlı süresindeydi. Durmadan atıyordu. Arşın'ı düşünmek bile yetiyordu. Körfez Ali Bey sayesinde kendiyle yüzleştiği o anı doya doya yaşarken Arşın koluna bağlı serumla birlikte Körfez'in sözlerini düşünüp ağlıyordu. Sessizce, sakince, hüzünlü... İçi kavruluyordu sanki. Her şey üst üste gelmişti. Dayanamıyordu artık. Gücünü yitiriyordu. Kendine iyice gelip, biraz toparlanıp serum çıkarıldıktan sonra Körfez'in yanına gitti. Körfez, Ali Bey'in söylediklerini düşünüyordu durmadan. Beyninin içinde hep o sözler vardı. Arşın, Körfez'e olan kırgınlığını unutmak zorundaydı. O bu durumdayken bencillik edemezdi. Kenarda duran hastane yemeğini görünce havalı bir giriş yaptı odaya...

KAR BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin