Körfez, Arşın'ın yanında gördüğü kişinin onun sevgilisi olduğunu sanmıştı. Arşın her şeyin bu kadar büyüyüp dağ olacağını tahmin edemezdi. Sıkışıp kalmıştı adeta. Dağhan ise bozuntuya vermedi. Sustu. Körfez kırık bir kalbi taşır gibi bakıyordu. Arşın ile arasındaki mesafenin büyüklüğünü daha net görüyordu. Gösterdiği gibi Arşın'ı bir hizmetçi olduğu için küçümseseydi eğer kalbi bu kadar cam kırıklarıyla dolmazdı. Henüz adı konulmasa da Körfez aşk acısı çekmeye başlamıştı bile. Asla dile gelmez, kendine asla itiraf edemez ama Arşın'ın yanında birini gördüğünde, Arşın'ın ismi biriyle yan yana geldiğinde canı çok yanıyordu. Kabuklarıyla bunu gizlemeye çalışıyordu. Arşın konusunda kendine bile dürüst olamıyordu ama canı çok yanıyordu...
Arşın farksız mıydı sanki? Onun ruhu da bedeninden çıkıp yürüyordu uzaklara. Sessizce çıkıp gideceği hayatlara demir atmıştı. Kalıcı aşktı onunkisi. İlk defa birine karşı böyle şeyler hissediyor, ilk defa kalbini bir başkası için yaşatıyordu. Beyninin içinde dönüp duran her şeye rağmen Körfez'e tüm gücüyle adımlar atmak istiyordu. Ama yapamıyordu. Çünkü adını koyamıyordu. Hissettiği şeyin aşk olduğunu anlamıyordu o da Körfez gibi...
İkisi de aynı denizde birbirlerine doğru kulaç atarken ikisi de yine aynı denizde başka yöne savruluyordu. Hem yakın hem uzak, hem tamam hem yasak, hem aşk hem yalan... Gerçek aşkın doğasında var ama bu. Engelleri teker teker el ele aşmadan, biraz da imkansız olmadan yaşanmaz... Karın beyazı gibidir gerçek aşk...
***
Körfez, Dağhan'ı gizlice inceledikten sonra Arşın'a birkaç kelime edip gitti.
" Arşın, yabancıları içeri almıyoruz. Her ne kadar erkek arkadaşın da olsa biliyorsun evin kurallarını. Dışarda konuşun. Sonra da benim odama gel. Çabuk ol!!! "
Körfez gittikten sonra Dağhan, Körfez'in arkasından ters ters bakmaya başladı. Arşın, Dağhan'ı dışarı çıkartıp evden uzaklaştırdı. Dağhan ise Körfez'e fena kurulmakla meşguldü.
" Havasını almasını bilirdim ben onun ama dua etsin, mapustan yeni çıktım. Ne değerli bahçeleri varmış. Yedik sanki!!! "
" Bakın, ben burda çalışıyorum. Körfez Bey'de benim patronum. Beni çok zor durumda bırakıyorsunuz. Lütfen gidin. "
" Ne bu resmiyet gülüm? Baban seni bana emanet etti diyorum. Dağhan Abi de bana. "
" Babam neden böyle bir şey yaptı ki? Benim kimseye ihtiyacım yok. Ayrıca olsa bile halam var, halamın çocukları var. Onlar benim yanımdalar. "
" Ali Abi'min içine sinmemiş demek ki. "
" Lütfen bir daha gelmeyin buraya. "
" Bu kadar asi olma Arşın bacım. Ne zararım dokundu ki sana? Benim niyetim iyilik yapmak. Babanla aynı kaderi paylaştık. Ben olmasaydım senin baban oralarda yapamazdı. "
" Babama yoldaş olmuşsunuz. Teşekkür ederim bunun için. Minnettarım size ama benimle bir alakanız yok. Olamaz!!! "
Dağhan cebinden telefonunu çıkardı.
" Dur, arayayım da konuş babanla. "
" Nasıl arayacaksınız? "
" Gülüm, içerde tanıdık çok, gizli telefon da çok. Bekle hele. Konuşturacağım seni babanla. "
Dağhan, Hüseyin diye birini arayıp ondan Ali Bey'i istedi. Hüseyin, Ali Bey'i lavaboya çağırdı.
" Alo!!! "
" Ali Abi, benim, ben, Dağhan!!! Kızın yanımda. Vereyim de konuş. De ona, Dağhan abindir, ona saygıda kusur yapma de. "
" Kızım!!! Arşın'ım!!! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR BEYAZ
RomanceHer aşkın hikayesini ayrılık yazar... 20 yaşında gencecik dünyalar güzeli masumiyeti yüzünde taşıyan bir hizmetçi kız Arşın ile öfke dolu intikam dolu acı dolu kalbi katı aşka düşman evin oğlu Körfez'in aşkı arama hikayesi... İmkansız olan aşk değil...