BÖLÜM 10

1.1K 35 0
                                    

Gitmek... Bedenini, yüreğini, ruhunu alıp gitmek. Kendini alıp gitmek. İçinden dışarıya sızacak tüm benliğini alıp gitmek. Belki de umudunu, umutsuzluğunu, çareni, çaresizliğini alıp gitmek. Ayakların olmayacak seni götüren, bacakların yol göstermeyecek sana, dizlerin eşlik etmeyecek bu yolculuğa. Sen kalbini de alıp gideceksin becerebilirsen eğer...

Körfez'in bu kararı, Barış tarafından hiçte güzel karşılanmadı.

" Ne gitmesi Körfez? Durup dururken mi aldın bu kararı? "

" Barış, kim üzülür ki benim gitmeme? "

" Ben!!! "

" Sen!!! Sen üzülürsün!!! Başka? "

" Teyzeni sevindirmek istiyorsun, öyle mi? "

" İşte ben de tam bu yüzden gitmeye karar verdim. Onunla içinde olduğum savaştan kurtulmak için. Ben kabul etsem de etmesem de o kazandı. Ben her gün o evde onun zaferine tanıklık ediyorum. Annemin izi bile kalmadı. Adı bile silindi hafızalardan. "

" Sen gidersen geçmişten de silinecek. Hiç yaşamamış biri olacak. Benim tanıdığım Körfez annesine bunu yapmaz. "

" İstiyorsan sabaha kadar dil dök Barış. Kararımı değiştiremezsin. "

Barış'ın gözleri doldu. Körfez'in omzuna sıkıca tutundu.

" Göndermem seni. "

Begüm, Körfez'e mani olmak için kapının kulpunu tutarak odadan çıkmaya yeltendi Alper'in bakışlarının önünde ama yapamadı. Cesaret edemedi. Körfez'in karşısına geçipte gitme diyemedi.

" Barış, böyle yaparsan üzersin beni. Zaten bir yararı olmayacak. Kalmayacağım ben. Önce Şebnem Teyze'min yanına giderim. Sonra  baktım, oraya da ait değilim. Rüzgar nerden eserse oraya giderim. "

Körfez'in kararı kesindi. Her cümlesinde belli ediyordu bunu. Barış'ın ağlamaklı olduğunu görünce birkaç teselli cümlesi etti.

" Hem bak, daha iyi olacak benim için. Zarar veriyorum kendime. Begüm ile Alper'e daha kötü şeyler yapmamak için kendimi çok zor tutuyorum. Kalırsam onlar için de iyi olmaz. Bırak gideyim. "

Barış sakince sarıldı dostuna. Körfez'in kararlılığını görünce daha fazla bir şey diyemedi.

" İlk sana söylemek istedim. Şimdi de eve gidip evdekilere haber vereceğim. Onları senin kadar üzmeyeceğimden eminim en azından. Söylemek daha kolay olur. "

Körfez'i buruk bir şekilde evden uğurlayan Barış'ın içinde kıyametler kopuyordu. Körfez onun en yakın arkadaşı, dostuydu. Onu kaybedecek olmak yangını oldu gözlerinin. Alper ile Begüm, Körfez gider gitmez odadan çıkıp Barış'ın yanına geldiler. Barış kadar onlar da üzgündü.

" Gidemez, Körfez gidemez!!! "

Begüm'ün isyanına Alper'de ortaktı.

" Bir şey yap Barış, engel ol. "

Barış, o an ki öfkeyle Begüm ile Alper'e oldukça sert çıktı.

" Sizin yüzünüzden, ikinizin. Körfez zaten hep yaralıydı, onu bildim bileli. Siz ikiniz ölümcül darbeyi indirdiniz. Şimdi timsah gözyaşları dökmeyi bırakın. İkiniz de birbirinizden sahtekarsınız!!! "

Barış, onlara saldırmakta haklıydı kendine göre. Çünkü onun keşfettiği Körfez bir anda her şeyi bırakıp gitmezdi. Bu son olaylar onu burda kalamayacağına ikna etmişti. Peki bu kararında Arşın'ın payı hiç mi yoktu? Ondan etkilenmeye başlaması, onun hayatına girişiyle birlikte hayata karşı olan öfkesinin azalması, onu her gördüğünde kalbinin ona yürüyüşüne mani olamaması... Ve karın göründüğü gibi beyaz olmadığına inanması...

KAR BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin