Dağhan, hapisten çıkar çıkmaz ilk olarak ailesinin yanına gitti. Öyle gözlerine yansıyan aşırı bir özlem yoktu bakışlarında ama yine azıcık da olsa ciğerden gelen hasret tohumları vardı. Yaşadığı gecekondunun kapısını çaldı. Kırık dökük, çatlak patlak evinin kapısını... Annesi açtı kapıyı.
" Ana!!! Çıktım mapustan!!! "
Sarıldı annesine. Annesi de ona sıkıca.
" Bak oğul, ben de bıraktım o adamı. Evimize döndüm. "
" Zaten ben o herifi deştikten sonra hâlâ onunla kalamazdın. "
" Burda gelinime torunlarıma sahip çıktım. Analık görevimi yaptım. "
Dağhan bir yandan içeri girerek şöyle söyledi.
" Hanımımı, bebelerimi çok özledim. "
İçeri girince önce karısı Tazegül'e, sonra da 3 yaşındaki oğlu Osman ile daha kundaktaki 1 yaşını henüz yeni doldurmuş kızı Kezban'a sarıldı. Hepsiyle hasret giderdi.
" Nasıl geçti mapus oğul!!! "
" Ağzını açan, tabağıma göz koyan olmadı çok şükür. Bir de son zamanlarda yaşlıca iyi bir adamla tanıştım. Ali Abi!!! Çok sevdim garibanı. O da beni sevdi. Bir kızı varmış onun. Aklı fikri zikri hep onda. Bana emanet etti kızını. Bugün bir dinleneyim. Yarın kızını görmeye gideceğim. "
Dağhan'ın sinsi sinsi, yavaş yavaş görünen gölgesi Arşın ile Körfez için şimdi olduğundan daha sancılı günlerin habercisiydi...
***
Arşın, hava karardığında ağrıları olduğu için akşam yemeğine inmeyen Şebnem Hanım'ın odasına bir tepsiyle yemeğini götürdü. Arşın, tepsiyi koyarken Şebnem Hanım'ın kıvrandığını görünce sordu.
" İyi misiniz? "
" Ağrılarım var. Bu yaşta çok normal tabi. Çekeceğim mecbur. "
" Nereniz ağrıyor? Doktora gözüktünüz mü? "
" Tinnitus var ben de. Böyle ara ara vuruyor. Sancı yapıyor. "
" Annem de de vardı. Yabancısı değilim yani. Annem de bunun için sıklıkla sakız çiğnerdi. Tamamen geçirmez ama azaltırdı. "
" Nasıl öldü annen? "
" Hastalıktan... Pankreas kanseri... Ben çok küçükken kaybettik onu. "
" Başın sağolsun. "
" Sağolun. "
" Baban peki? "
" Babam..."
" O da öldü, değil mi? "
" Aşağıda bir sürü iş var. Ben çıkayım artık.
O esnada Körfez girdi içeriye. Arşın'la göz göze geldi. Şebnem Hanım bu bakışmayı yakından takip ediyordu. Körfez, teyzesinin imalı bakışlarının farkındaydı. Gözlerini Arşın'dan çekti.
" Teyze, yemeğe inmeyince merak ettim. İyisindir inşallah. "
" Öyle çok önemli bir şeyim yok. İyiyim Körfez. "
Ardından Arşın'a baktı Körfez.
" Senin işin bittiyse çıkabilirsin. "
Arşın çıktı odadan. Arşın çıktıktan sonra Şebnem Hanım şöyle söylendi.
" Annesini pankreas kanserinden kaybetmiş. Babasının nasıl öldüğünü söylemedi. Üzüldüm kıza. Daha çok genç. Annesiz, babasız... "
" Annesi babası olmasa da bir sevgilisi var sonuçta. Halası var, kuzenleri var. Annesinin babasının yerini tutmaz ama o kadar kimsesiz de değil. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR BEYAZ
RomanceHer aşkın hikayesini ayrılık yazar... 20 yaşında gencecik dünyalar güzeli masumiyeti yüzünde taşıyan bir hizmetçi kız Arşın ile öfke dolu intikam dolu acı dolu kalbi katı aşka düşman evin oğlu Körfez'in aşkı arama hikayesi... İmkansız olan aşk değil...