BÖLÜM 55

366 13 0
                                    

Barış, en büyük gerçeğini hayatın kollarına bırakmıştı. Ayık kafada olsa, bilinci yerinde olsa asla söylemeyeceği şeyi bir anda döküp gitti. Adeta boşalttı içini. Körfez, duyduklarının şaşkınlığını yaşarken Arşın onu daha da çok şaşırttı.

" Ben biliyordum. Barış Bey'in Eda Hanım'a aşık olduğunu değil ama Eda Hanım'ın sana aşık olduğunu biliyordum. "

" Nasıl? Ne zaman? "

" Hani sana keşke çocuğumun babası sen olsaydın demişti ya. Merak edip sormuştum. Dürüstçe söylemişti. Eda Hanım'ın sana karşı duyguları var. "

Körfez, derin derin bakarak konuyu kapatmak istedi.

" Boşverelim bunları şimdi. Yardım et de Barış'ı odasına götürelim. "

" Begüm kahve yapıyordu. "

" Bağdat'tan geliyor o kahve. Kahve içecek hali de yok zaten. Hadi sen yardım et. "

Arşın ile Körfez, Barış'ı odasına götürüp yatırdılar. Barış zaten sızmış haldeydi. İyice koptu bu dünyadan. Arşın ile Körfez, odadan çıktıktan sonra Begüm ancak getirebildi kahveyi. Körfez gerek kalmadığını söyleyip Barış'ı bu halde bırakamayacağını, o yüzden bu gece burda kalacağını ekledi. Sonra da Arşın'la kısaca bakıştı. Begüm salonu hazırlamak için içerden nevresim filan getirirken Arşın ile Körfez sessizlik içindeydi. İkisi de dut yemiş bülbül misali suskunları oynuyorlardı. Hiç konuşmadılar. Sessizliği kovaladılar. Birbirlerine bakmamak için çocukça çırpındılar. Begüm koltuğu hazırladıktan sonra Arşın, Begüm'le birlikte odalardan birine gitti. Körfez, yattı yatmasına ama Arşın içerdeyken, hemen birkaç adım ötesindeyken uyku tutmadı. Arşın için de durum aynıydı. İkisinin de gözleri kapanmıyordu. Tavanda birbirlerini görür gibi sanki ikisi de o boşluğa dayadılar bakışlarını. Birbirlerinin nefesleri canlı bir varlığa dönüşüp birbirlerine değse ancak bu kadar büyük olurdu uğrayacakları dehşet. Çoktan sarıp sarmalamış aşk onları. Abluka altına almış. Kaçamazlar artık. İçindeler çemberin. Ateşten örülmüş o aşk çemberinin. Kalp yorgun düşmüş besbelli. Birbirlerini düşünmekten deli olacaklar. Birbirlerini özlemekten akıllarını yitirecekler nerdeyse. Aşkın bu kadar büyük olması, hayattan büyük olması, ne demek?

Körfez, yatağın içinde kıvranıp durunca dayanamadı, kalktı, oturdu. Gözleri Arşın'ın odasında, bakışları büsbütün orda, hisleri, çiçek bahçesi hisleri, o da orda... Arşın'ı bu kadar severken uzak durmak zorunda kalmak perişan eder Körfez'i. Ediyor da zaten. Sadece çok iyi, yüz göstermeyen bir maskesi var. İyi oynuyor oyununu. Acı çekmeyen adamı iyi oynuyor. Kimse anlamıyor böylesine yıkıldığını. Bilmiyor, farkedemiyor. Görünüşte demir gibi sağlam. Oysa içi çürüklerden ibaret... Kimse bilmediği sürece kanlısın, canlısın sen... Arşın, Körfez'in onu unutmasından korkmuyor mu peki? Çok korkuyor. Ödü patlıyor. Ama aşkından ölmez ya, belli etmiyor. İkisi de birbirine deli. Ancak bu delilik aşk gibi başka bir deliye denk geldi. Aşk onlardan da deli...

Körfez, öylece otururken su içmek için mutfağa gitti. O sırada aynı onun gibi su içmek için odasından çıkan Ali Bey'le karşılaştı. Ali Bey su için geldiğini söyleyince Körfez bir bardağa su doldurup verdi ve ikisi de masaya oturdu. Körfez, Arşın'ın babasıyla ilk kez bu kadar yakındı, yan yanaydı.

" Sana teşekkür edemedim Körfez Bey oğlum. Kızıma buralarda yardımcı oldun. Arkadaşın bana evini açtı. Hepsi için minnettarım beyim. "

" Siz burda rahat mısınız? Rahat değilseniz başka bir yer de bakarız. "

" Rahatım, çok rahatım. Zaten Arşın'ımı gördükten sonra, özgür olduktan sonra nerde olduğumun bir önemi yok. "

" Haklısınız. "

KAR BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin