BÖLÜM 68

316 14 0
                                    

Kaçtın bugüne kadar kendinden. Gözlerin görmez oldu. Vicdanın sustu. Ne oldu Yavuz Bey? Ne oldu? Şimdi tokat gibi vurdu gerçekler yüzüne. Koca bir ömür geçip gittikten sonra şimdi... Yine de ölmediysen hiçbir şey için geç değildir. Bazen sil baştan başlamak gerekir. Kaybettiklerini kazandığın gün yeniden başlarsın. Şimdi oğlunu, oğlunun hayatını kazanma vakti!!!

                             ***

Aslıhan Hanım, Yavuz Bey'in geldiğini görünce dışarıya çıktı. İyi eşi oynamak için, haksızca aklanmak için... Yavuz Bey'in yanına gidecekken Selim onun kolunu tutarak onu durdurdu. Aslıhan, ne olduğunu sordu. Selim, Yavuz Bey'in suratında ki mutsuzluğu gördüğünü, bir şey olduğunu hissettiğini söyledi. Onlar öylece pencereden Yavuz Bey'in yüzünde ifade yakalamaya çalışırken malikaneden içeriye önce Körfez girdi. Aslıhan Hanım ve Selim için ilk şok buydu. Körfez'in ardından Arşın ve ailesi girdi içeriye, yanlarında da Sarp... Aslıhan Hanım ve Selim için ikinci şok buydu.

" Gitmiş, getirmiş hepsini. "

" O getirir, o getirir de, onlar gelmezdi. Geldiklerine göre... "

" Geldiklerine göre ne? Geldiklerine göre ne Selim? "

İşte o an Yavuz Bey'in sesi yankılandı evin her bir köşesinde. Kulakları sağır edercesine...

" Aslıhan!!! Aslıhan!!! Selim!!! Çıkın dışarıya!!! Yanıma gelin!!! "

Aslıhan Hanım, korku içindeydi. Selim ise cesaretli görünmeye çalışsa da titrediğini saklayamıyordu.

" Ne yapacağız? İnanmış gibi, onlara inanmış gibi Selim. Ne yapacağız? "

" Sakince dışarıya çıkacağız. Sonuna kadar reddedeceğiz. Arşın'ı suçlayacağız. Körfez'i kışkırtacağız. İnkar edeceğiz. "

Sarp'ın ortaya çıkardığı kanıtlardan habersiz korkularını olabildiğince gizleyerek aşağıya indiler. Korkunç bakıyordu hepsi onlara. Gözler sessiz, yürekler gürültülüydü. Aslıhan Hanım, sahte rahat tavrıyla gelir gelmez Yavuz Bey'in üzerine fırlattığı fotoğraflarla sarsıldı. Neye uğradığını şaşırdı. Selim, yerde duran fotoğraflardan birkaç tane eline alıp bakarken Aslıhan Hanım'da yakından gördü. Artık yolun sonuna geldiklerini anlamışlardı. Ne inkar, ne itiraf!!! Önemli değildi artık hiçbir direniş!!! Saklanacak bir şey kalmamıştı. Saklanılacak bir şey kalmamıştı. Artık söz Yavuz Bey'deydi.

" Defolun!!! Gidin!!! Sizin yüzünüze baktıkça kendimden utanıyorum. Hemen şimdi gidin ve beni bu utançtan kurtarın!!! "

Aslıhan Hanım, Yavuz Bey'den yüzünü çevirerek Körfez'e baktı. Onun gözlerinde ki zaferi görmeye tahammül edemedi. Arşın'ın yüzünde ki tebessümü görmeye katlanamadı. İstemeye istemeye, can çekişerek gitti. Selim ise direnişteydi.

" Kanıma girdi. Bir gençlik hatası işte!!! Affet beni baba!!! "

Nafile bir çabaydı bu. Baktı ki Yavuz Bey, yüzüne bile bakmıyor, göz teması bile kurmuyor, boşuna çabaladığını anladı ve o da gitti. Arşın ile Körfez, birbirlerine bakıyorlardı. Nasıl da güzeldi o bakışlar, nasıl da incecik... Yavuz Bey, daha fazla ayakta duramadı. Eve geçti hemen. Mutfak tayfa da mutfağa gitti. Sarp'da onlarla gitti. Körfez gözleri babasındayken Arşın'ı duydu.

" Babanı yalnız bırakma!!! "

" Seni de yalnız bırakamıyorum ama..."

" Sence ben yalnız mıyım? "

" Yanında ki kimse bir ben değil. "

" Malikanenin sınırlarından içeri girer girmez eski Körfez oldun, bu eve ilk geldiğim zamanlarda ki Körfez... "

KAR BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin