BÖLÜM 49

334 9 0
                                    

Susmak zorunda kaldıkların bir yumruk oturur boğazına. Çaresizlik içinde kıvranırsın. Bir hiç olursun habersizce. Hak etmediğin sözler dikilir karşına. İşitmek ve en acısı da kabullenmek zorunda kalırsın. Kimi zaman aşk kurtarır seni. Tutunursun hayata. Ama aşk bile çare etmez ayrılığa. Susmak iyi gelmez kimseye. Sorular çoğalır, cevaplar sahipsiz kalır. Oysa konuşmak, ne olursa olsun anlatmak diriltir aşkı. Onu da sen yapamazsın işte. Bazen ağızdan bir çırpıda çıkan küçücük kelimeler yanyana gelipte bir cümleye dönüşemez çoğu zaman. Kalbine bıraksalar çözümü çok kolay olacak her şey. Ancak akıl işin içinde olduğu süre her doğru her yanlışa tekabül eder. Kalp kırılır, umursar aşk, umrunda olmaz hayatın. Çünkü hayat duyguları da sürükler, öyle akıp gider. Şimdi sustu Arşın. Kalbini dinlediği için değil, aklını duyduğu için sustu. Susarsan yanlış anlaşılırsın. Herkes seni yanlış anlar. Ve sen susmaya devam edersen yanlışlar büyür. Sonra nasıl kalkarsın altından? Körfez bu sessizliğin içinde kaybolmaz mı? Ölmez mi? Bu kadar zor mu yaşanmalı aşk? Belki de aşk acı çekmektir!!!

                              ***

Körfez, sinirle eve geldi. Çok öfkeliydi. Leyla Hanım, Körfez'i bu halde görünce hafifçe gülümsedi. Arşın'la aralarında kötü bir şeyler geçtiğini anladı ve içten içe sevindi. Hemen Arşın'ı aradı. Arşın, Körfez gittiğinden beri aynı sahilde denizi seyrediyordu hiç kıpırdamadan. Telefonun çaldığını duydu ama açmadı. Leyla Hanım iyice telaşlandı. Sedef ile Cenk'e de Körfez'in tek başına geldiğini söyleyerek Arşın'ı aramalarını istedi onlardan. Onlar da aramaya başladı. Fakat Arşın hiçbirinin telefonuna cevap vermiyordu. Dağhan'da gelip duruma müdahil olunca Arşın ile Körfez'in arasının bozulduğunu düşünüp o da bir hayli sevindi. Leyla Hanım ise Körfez'e gidip ne olduğunu sormak istedi. Sedef ile Cenk izin vermediler ama Leyla Hanım onları dinlemedi ve Körfez'in odasına gitti. Körfez o esnada ortalığı resmen savaş alanına çevirmişti. Öfkesini bir türlü atamıyordu. Siniri bir türlü geçmiyordu. O sinir krizinin içinde bir babasını teyzesiyle gördüğü günü hayal ediyor, bir Begüm'ü Alper'le gördüğü günü hayal ediyor, bir de Selim'i Arşın'ın odasından çıkarken gördüğü günü... Hepsi üst üste, üstüne üstüne geliyor. İki eliyle başını arasına almış, mutsuz ve umutsuz... Yanıyor canı, tutuşuyor. En çok onu yaralayan Arşın oluyor. Çünkü Arşın'a verdiği değer her şeyin ötesindeydi. Bunu bilmek canını yakıyor. Körfez öfke, nefret, kin, acı gibi duyguların arasında gidip gelirken Leyla Hanım kapıyı çaldı. Körfez o kızgınlıkla sessiz kaldı. Leyla Hanım bir kez daha kapıyı tıklatıp cevap alamayınca odaya girdi. Körfez'i odayı dağıtmış, bitkin bir halde yerde otururken gördü.

" Ne oldu? Seni bu hale ne getirdi? Arşın'ı arıyoruz, açmıyor. Niye birlikte dönmediniz? Arşın nerde? Cevap ver!!! Yeğnim nerde? "

Körfez, yatağa tutunarak ayağa kalktı ve bağırarak konuştu. Artık o sakinliğinden eser kalmamıştı. Hele ki Leyla Hanım'a hiç tahammülü kalmamıştı.

" İstediğin oldu işte!!! Git, kutla, hadi!!! Hadi git!!! Davulcu çağır, zurnacı çağır, zil takıp oyna!!! Oldu istediğin!!! Sen bugün dünyanın en mutlu insanı oldun!!! "

" Körfez, hiçbir şey anlamıyorum. "

" O biricik yeğnin gelsin, anlatır sana yüzsüz yüzsüz!!! "

" Arşın hakkında konuşuyorsun!!! "

" Evet. Ne olmuş? Ben size çok yüz verdim. Sen iyi bilirsin beni. Ben böyle miydim? Yanlış yaptım. Beş yaşında çocuğa döndüm onun yüzünden. Boş yere, hiç değmeyecek biri için senin gibi birini çektim. Ağrıyan başımın hesabını kim verecek? Geldin, gittin, karşıma çıktın sürekli, kafamı ütüledin. Yeğnimden uzak dur deyip durdun. Al, uzak duruyorum şimdi. O bir kutup, ben bir kutup!!! İstesen de yaklaşmam artık ona. Arşın diye biri artık benim için yok hükmünde!!! "

KAR BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin