Arşın ile Körfez'in ilkinden farklı çıktıkları yol onları birbirine daha çok yakınlaştırdı. Bazen gözlerini, bazen ellerini, bazen de kalplerini yakınlaştırdı. Dakikalarca, saatlerce aynı nefesi soludular. Aynı gökyüzünün altında aynı yeryüzündeydiler. İşin tuhafı Körfez hâlâ Arşın'ın patronu olduğunu sanıyordu. Arşın'da Körfez'in hizmetçisi olduğunu zannediyordu. Bu yolculuğa rağmen... Hani olur ya!!! Bir şeyler yaşarsın ama kelimelere dökemezsin. Adını koyamazsın. Aşk diyemezsin. Sadece ona karşı bir şeyler hissettiğini bilirsin. Ancak ağzından öyle kolay çıkmaz. Aslında söylesen dilin de yanmaz. Yine de kalbini elinden geldiğince saklarsın. Bazen bir fanusun içinde, bazen de senin bile unuttuğun bir yerde... Oysa hiçbir zaman aşkı yenemezsin. Çünkü aşka sen değil kalbin karar verir. Sen seni yaşatan kalbinden büyük müsün?
Körfez, bir benzin istasyonunda durdu bir şeyler yemek için. Arşın acıkmadığını, zaman kaybetmeden babasını görmeye gitmek istediğini söyleyince Körfez'in inadı galip geldi.
" Babanın karşısına daha dinç çıkmak istemez misin? "
" İsterim de aç değilim Körfez Bey. "
" Senin sabah evden çıkarken ağzına tek bir lokma bile koymadığını kanıtlamak için hemen şimdi halanı arayabilirim. "
" Halama Edirne'ye sizinle gideceğimi söylemedim. O yüzden aramayın. "
" Hep aynı anda ortadan kayboluyoruz. Anlar bence. "
" Sanmam. Anlamaz. "
" Anlarsa ne olur? "
" Yanlış anlar. "
" Yanlış anlarsa ne olur? "
" İyi olmaz. "
" Nasıl iyi olmaz? "
" Sizinle benim aramda bir şey var zanneder. "
Arşın böyle deyince Körfez'le biraz bakıştılar. Arşın daha sonra toparlamaya çalıştı.
" Yani siz biraz kötü bir izlenim bırakmışsınız herkeste. Bir iyilik yapıyorsanız altında mutlaka bir şey arıyorlar. "
Körfez biraz duraksadıktan sonra...
" Acıktım!!! "
Arşın'da inadı kesip arabadan indi Körfez'le beraber. Bir şeyler yemeye içeri girdiler. Kaçamak bakışlar hep onlarlaydı. Birbirlerine bakmıyormuş gibi yapıp aslında hep birbirlerine bakıyorlardı. Gözleri onları ele veriyordu. Ufak çaplı bir kahvaltı yaptıktan sonra çay söylediler. Çaya şeker atmak için aynı anda ellerini şekerliğe uzatınca ikisinin de elleri birbirine değdi. O kadar hoş bir temastı ki ancak bu kadar gözlerine, bakışlarına yansıyabilirdi o heyecan. Arşın, elini çekince Körfez'de elini çekti. Çocuk gibiydiler. Tuhaf yüz hareketleri, liseli aşık gibi haller...
Yolculuk devam etti. Her saniye kıymetliydi sanki. Öylesine bitmesi istenmeyen bir yol... Körfez'de biraz yavaş kullanıyordu arabayı. Arşın bunu farketti.
" Körfez Bey!!! Biraz yavaş gitmiyor muyuz? "
" Bilmediğim yollar ya, çok hız yapmak istemiyorum. "
Körfez'in bahanesi kendisini bile kandırmaya yetmemişti. Basbasit Arşın'la daha fazla vakit geçirebilmek için bu kadar yavaş sürüyordu arabayı...
Yol dediğin mutlaka biter. Körfez ne kadar uğraşırsa uğraşsın o yol bitti. Arşın'ı cezaevinin önüne getirdi. Birlikte içeri girdiler. Arşın çok heyecanlıydı. En son geldiğinde babasını yalnızca birkaç dakika görebilmişti ve asla yetmemişti. Şimdi Körfez'in sayesinde müdürün odasında uzunca bir görüşmesi olacak babasıyla. Arşın, Körfez'in bu yaptığı iyilik karşısında da ona hayranlık duymaya devam ediyordu. Ali Bey müdürün odasına getirildi. Körfez, Arşın'ın babasını ilk defa görüyordu. Ali Bey, Arşın hakkında duyduklarından ötürü kızını soğuk karşılasa da Arşın babasını görür görmez boynuna atladı. Sarıldı babasına uzun uzun. Ali Bey karşılık vermiyordu ve bu durum da Körfez'in gözlerinden kaçmıyordu. Arşın, babasıyla özlem giderdikten sonra babasıyla Körfez'i tanıştırmak istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR BEYAZ
RomanceHer aşkın hikayesini ayrılık yazar... 20 yaşında gencecik dünyalar güzeli masumiyeti yüzünde taşıyan bir hizmetçi kız Arşın ile öfke dolu intikam dolu acı dolu kalbi katı aşka düşman evin oğlu Körfez'in aşkı arama hikayesi... İmkansız olan aşk değil...