BÖLÜM 5

1.4K 47 0
                                    

Körfez'in kalbinin çarpıntısını yalnızca kulakları duyuyordu. Gözlerinin şahit olduğu an, bir rüzgarın saçları savurmasından daha çok esiyordu içinde. Neye öfkeliydi bu kadar? Aldatılmaya mı, kandırılmaya mı? Yoksa öfkesi sadece kendine miydi? Begüm'e inandığı için, onun gerçekten yara açan değil, yara saran olacağına inandığı için, karın beyaz olduğuna inandığı için öfkeliydi.

Alper, yerden kalktı. Begüm kadar utanıyordu kendinden. Belki bu anlık bir duyguydu ama yaptıklarından gurur duymuyordu ikisi de. Zaten neye yarardı ki? Hangi duyguda olursa olsunlar Körfez'in öfkesini dindirmeye yetmezdi bu.

" Niye yaptınız lan bunu? Aşağılık pislikler!!! Niye yaptınız lan? "

Hayal kırıklığı içinde çıktı bu cümleler ağzından. Körfez, kendini çok zor tutuyordu. Barış'ın gözbebekleri Körfez'in üzerindeydi. Hazırda bekliyordu bir delilik yaparsa diye. Körfez, sakin kalabilir miydi böyle bir anda?

" Aynı okulda okumadık mı? Dost demedik mi birbirimize? Bu mu lan sizin dostluğunuz? "

İmtihandı bu sorular. Cevabı gelmez, yanıtı ağır... Ne söylenirse söylensin silinir mi Körfez'in yüzündeki darbe izi?

" Körfez, oldu işte. Affet bizi. "

Alper, iki kelimeyi bir araya getirdi nihayetinde. Peki bu Körfez için ne anlam ifade ediyordu? Hiçbir şey. Bazı şeylerin affı olmaz. Neyin af dilemesiydi bu?

" Begüm... Sen af dilemeyecek misin? Alper kadar yüzsüz olsana sen de. Hadi, tamamlayın birbirinizi. "

Körfez'in sakin sakin konuşması hayra alamet değildi. Bunu üçü de, en çokta Barış çok iyi biliyordu. Tedirgin bakışlar takınıyorlardı bu yüzden.

" Bir şey soracağım. Ne zamandır? Söyleyin. Kızmak yok. Ne zamandır aldatılıyorum? Kaç zamandır? "

Körfez devam ediyordu ince dokunuşlara. Fırtına öncesi sessizlik gibiydi. En son sorduğu soruya cevap alamamak delirti Körfez'i. Barış'ın engellemeleri arasında bağırmaya başladı.

" Ne zamandır lan? Ne zamandır? Ne zamandır? Cevap verin lan? Ne zamandır? "

Barış, güç bela Körfez'i ordan çıkardı. Geriye Begüm ile Alper'in pişman bakışları kaldı.

" Her şey bitti. "

Begüm farkındaydı her şeyin bittiğinin. Geri dönüşü yoktu bu ihanetin. Olamazdı da. Körfez affetmezdi. Asla!!! Üstelik Körfez sadece affetmemekle kalmazdı. Bunu da çok iyi biliyorlardı. Körfez, onları bitirene kadar durmazdı.

Körfez'i apartmandan çıkarıp sakinleştirmeye çalışan Barış, bir türlü başarılı olamıyordu. Körfez'in saldırgan tavrı devam ediyordu. Barış, Körfez'in başını iki elinin arasına aldı. Gözlerini gözlerine dayadı.

" Onlar kaybettiler. Onlar!!! "

Körfez, Barış'ın ellerinin arasından başını kurtararak sinir harbine bir son verdi. Sessizce arabaya bindi. Barış, Körfez'i bu durumda yalnız bırakamazdı. Hemen yanına bindi. Körfez, şöyle bir baktı Barış'a. Yanında onun oturması kadar tuhaftı onun için hayat.

" Hatırlıyor musun? Üniversite yıllarında çok uğraştım seninle. Bursluydun çünkü. Bizden değildin. Üstünde durmayan bir gururun vardı. Çok ezdim seni. Az önce dostluğunu sattığını öğrendiğim Alper'le beraber. Şimdi yanımda bir tek sen varsın. "

" Nefretten aşk doğar derler. "

" Komik değil Barış. Çok sonradan dört kişilik bir grup olduk ya biz. Sen, ben, Alper, Begüm. Bana bir sıralama yap desen seni dörde koyardım. Çok eskiyiz ya hani biz. Sırdaş, arkadaş, kardeş... Gördüm az önce, kim arkadaş, kim kardeş, kim sırdaş, kim sevgili... Ama yok, tövbe ediyorum, şimdi burda. Kimseye güvenmek yok bir daha. İnanmak yok. Aşık olmak yok. Aldım ben boyumun ölçüsünü. Körfez Yarkın'da olsan aldatılırmışsın meğer. Kimsenin bir daha beni masum yüzüyle kandırmasına izin vermeyeceğim. "

KAR BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin