BÖLÜM 58

344 15 0
                                    

Körfez, pencerenin önündeydi. Uyuyamadığı geceler hep durduğu yer var ya, işte orda. Bu sabah yine orda. Malikaneden içeriye bir taksinin girdiğini görünce Arşın'ın taburcu olduğunu anladı. Derin bir nefes çekti kendine bile itiraf edemediği. Taksiden Leyla Hanım ile beraber Arşın'ın indiğini görünce gülümsememek için direndi fakat yine de yüzünün kenarında rengarenk bir gülümseme belirdi. Arşın'ı iyi görmenin mutluluğu uzunca süre gitmedi o yüzden. Arşın'ın biraz ağrıları vardı elbette ama gayet iyiydi. Sanki hissetmiş gibi başını kaldırıp Körfez'in odasının penceresine baktı ve Körfez'le göz göze geldi. Körfez, Arşın'ın onu farkettiğini görünce ani bir refleksle çekildi pencere önünden. Duvara rastlandı. Yapmak istemediklerini yaptırıyordu ona kalbi. Nefreti için nefes alıyor gibi görünse de Arşın onun için aşk demekti, aşık olduğu kız demekti. Bunu yüreği çok iyi biliyordu. Ve sürekli Körfez'e bunu hatırlatıyordu. Kimi zaman ufacık bir dalgınlığında, kimi zaman karanlık dünyasından çıkıp ışığın altına geçtiğinde kalbi bir tek aşkı için, Arşın için atıyordu. Ne yaparsa yapsın onu silemiyordu. Kalbinden de, ruhundan da atamıyordu. Aşkın adı aşkı ama anlamı başkaydı Körfez için. Sanıldığından daha derin, tahmin edildiğinden daha güzel...

***

Arşın kapıda güzel bir geçmiş olsun karşılaması yaşadıktan sonra mutfağa geçti. Dağhan, Arşın'ı rahat ettirmek için şekilden şekile girdi. Aslında amacı Arşın'ı rahat ettirmekten çok Leyla Hanım'ın gözüne girmekti. Yaptığı her şeyi bu gayretle yapıyordu. Ancak Leyla Hanım'ın ilgisini bir türlü istediği gibi çekemiyordu. Sedef ile Cenk ise sürekli Arşın'a nasıl olduğunu sorup duruyorlardı. Arşın, artık bir süre sonra onu bunaltan soruları onları anladığı için sıkılsa da cevaplamaya çalışıyordu. Yarım ağızla ona geçmiş olsun diyen Kenan Bey bile çok fazla batmıyordu göze. O esnada mutfağa gelen Eda, Arşın'a hem geçmiş olsun demek istedi, hem de vicdanını rahatlatmak istedi.

" Arşın, çok geçmiş olsun. Gerçekten çok korkuttun bizi. Özellikle ben o an yanında olduğum için, o anı bire bir yaşadığım için iki kat daha korktum. Nasılsın şimdi? "

" İyiyim Eda Hanım. Sizin bir suçunuz yok. Kazaydı. "

" Benim yüzümden olan bir kaza ama... "

" Gördüğünüz gibi iyiyim. Kendinizi suçlamanız anlamsız. "

" Peki. Sen dinlenmene bak. Yine uğrarım ben. "

Eda gittikten bir süre sonra Yavuz Bey, Aslıhan Hanım ve Selim geldiler. Arşın onları görünce hiç memnun olmadı. Onların iyi niyetli olduğunu da asla düşünmüyordu. Yine de saygısından ödün vermedi. Üçü de sırasıyla geçmiş olsun derken Selim'in sesinde ki tonlama Aslıhan Hanım'ı fazlasıyla rahatsız etti. Zaten olay olduğunda da Selim hastaneye gitmek istemişti. Ancak Aslıhan Hanım izin vermemişti. Şimdi de bu ilgili tavrı Aslıhan Hanım'ın gözüne battı. Yavuz Bey ise kendi halinde bir geçmiş olsun deyip çıkıp gitti mutfaktan. Aslıhan Hanım ile Selim'de hemen sonra gittiler. Arşın biraz dinlenecek gibiydi. Tam o sırada Sarp geldi bu kez de. Sarp'ı gören Sedef'in gözlerine yıldızlar oturmuş gibi parıl parıldı. Sarp, oldukça içten bir şekilde Arşın'a geçmiş olsun dedi.

" Çok geçmiş olsun Arşın. O merdivenlerde düşen ilk kişisin. "

" Görünmez kaza işte... "

" Körfez gelemez şimdi. Çekinir, yapamaz, ayakları geri geri gider, gururu izin vermez. Hazır gelmişken onun adına da geçmiş olsun demek isterim. Burda olmaması ya da buraya gelmemesi, geçmiş olsun dememesi, üzülmediği anlamına gelmiyor Arşın. Üzüldü, çok üzüldü. Hepimizden çok üzüldü. Bunu bil, olur mu? "

Leyla Hanım, kafası zaten karışıktı. Duyduğu sözlerle yeniden karıştı. Dağhan'ın yüzü asıldı. Yüzler, tenler ne kadar şekle bürünürse bürünsün en güzel büyüsünü Arşın taşıyordu yüzünde. Yüzünden de öte kalbinde... Sarp, güzel sözlerinden sonra Sedef'e bir bakış atıp giderken Sedef yavaştan Sarp'da ki değişimin farkına varmaya başlamıştı. Bu durum çok hoşuna gidiyordu. Eskiden Sarp'a bir merhaba demek bile lüksken şimdi omzunda ağlayabiliyordu, rahatça konuşabiliyordu, çekinmiyordu, göz teması kurabiliyordu. Nasıl mutlu olmasın Sedef ? Nasıl da mutlu olmasın? Sarp ile birlikte Arşın'ın ziyaretleri sona erdi. Leyla Hanım, Arşın'ı odasına götürüp yatırmak istedi dinlensin diye. Arşın başta kabul etmese de sonra kabul etti. Odasına gitti ve yatağa uzandı. Halasına iyi olduğunu, biraz uyuyacağını söyleyince Leyla Hanım, Arşın'ın başında elini gezdirerek odadan çıktı. Leyla Hanım çıktıktan sonra Arşın uyumak için gözlerini kapattı. Aklında Körfez ile, kalbinde Körfez ile, yüreğinde yine o... En son kızgındı. Ne oldu hani? Nefret aşka işlemedi, değil mi? Olmadı, kabul görmedi aşkta. Aşk öyle her duyguyu kucak açmaz. Evet, nefret aşkın içindedir. Hatta çoğu zaman aşkın tutkusudur nefret. Ama aşk kimseye meydan bırakmaz. Her daim başrol aşktır, aşk!!!

KAR BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin