Körfez, o masada kendine yer bulmuştu. Sanki bunca zaman oraya ait olduğunu keşfedememiş gibi bir yüz hali vardı. Fazla çocuksu, fazla afili... Karşısında Arşın, bir yanında Leyla Hanım, öbür yanında Kenan Bey, onların yanında da Sedef ile Cenk... Basit ama sıcacık bir aile sofrası. Kenan Bey bahçede işleri olduğunu söyleyip Körfez'den izin alıp gidince daha da samimi bir ortam oluştu aralarında. Rüzgar masanın üzerinde yemeklerin kokusuyla birlikte esiyordu. Körfez var diye gırgır şamata durulmuştu. Cenk hiç olmadığı kadar ciddi, Sedef'de eşi benzeri görülmemiş bir uslulukla yemeklerini yiyordu. Leyla Hanım, eline doğan çocuğun bir gün olsun tanık olmadığı bu halini hayretle karşılıyordu. Arşın ise kafasında ki gelgitlere bir yenisini daha ekliyordu. Yüzünde bir huzur vardı. Ama içinde kuşku, şüphe, acabalar... Halasının sözleri dört mevsim aklındaydı. Körfez'e gelince Körfez muzip muzip kaşığını doldurup ağzına götürüyor, keyifli bir yemek yemenin tadını çıkarıyordu. Onun üzerine yöneltilen garip bakışların da farkındaydı. Kaşığını bıraktı, çatalını kenara koydu, doymuşluk hissine vardı ve anlam dolu gözlerin merağını gidermek istedi.
" Şaşkınlığınızı anlıyorum. Ben de tıpkı babam gibi, Aslıhan gibi üst perdeden konuştum hep size, sert davrandım. Benden böyle şeyleri görünce afallıyorsunuz. Tuhaf geliyor. Ama gelmesin, tuhaf gelmesin. İnsanlar değişir, dönüşür, bundan öncesini değil de bundan sonrasını güzel yapmaya çalışır. Belki de ben de bir şeyleri düzeltmeye çalışıyorumdur. Size kaba davrandığım zamanları, kalbinizi kırdığım anları, serseriliklerimle sizi bıktırdığım günleri telafi etmeye çalışıyorumdur. "
Arşın ile Leyla Hanım göz göze geldikten sonra Leyla Hanım Körfez'e konuştu.
" Sen bu evin oğlusun. Yarkınların oğlusun. Bizler müştemilatta yaşayan size hizmet eden insanlarız. Senin her bir şeye hakkın var. Telafi edilecek hiçbir şey yok. "
Körfez, Arşın'a baktı ve başını tekrar Leyla Hanım'a çevirdikten sonra...
" Arşın'la geçen gün Edirne'ye gittiğimizde anladım sizin bana karşı nasıl mesafeli olduğunuzu. Çünkü sizden sakladı, söylemedi. Uzaktaki duraktan aldım, oraya bıraktım. Kaçak göçek. "
Arşın, Körfez bunu söylediği için Körfez'e kötü kötü bakarken Leyla Hanım'da ona bakıyordu.
" Arşın, sen geçen sefer Edirne'ye yine Körfez Bey'le mi gittin? "
Arşın, başını kaldırıp halasının gözlerine baktı.
" Evet hala. Senden çekindim, söyleyemedim. "
Körfez araya girdi.
" Arşın'ın babasının durumunu da biliyorum ben. Bizimkilere söylemeyeceğim tabi ki ama Ali Bey için bir şeyler yapabiliriz. "
Leyla Hanım yine Arşın'a baktı. Arşın'da Körfez'e. Böyle bir döngü dönüp dururken Sedef ile Cenk tebessüm ediyorlardı. Leyla Hanım, Arşın'a baktıktan sonra Körfez'e döndü yeniden.
" Ne yapabilirsin ki abim için? "
Arşın cevap verdi Körfez yerine.
" Körfez Bey, babama bir avukat tuttu. İyi, cevval bir avukat. Buluştuk, konuştuk. Elinden geleni yapacak. "
Leyla Hanım, Arşın'ın söylediklerinden sonra Körfez'e teşekkür etti.
" Sağol oğlum. "
" Sandığınız kadar canavar değilmişim, değil mi? "
" Ne canavarı? "
" Doydum ben. Gideyim artık. Elinize sağlık!!! "
Körfez çıkıp giderken canavar konusunun muhattabı olan Sedef, bakışlarıyla büyük yanıldığını itiraf eder gibi bakıyordu. Leyla Hanım ise Arşın'a sorular sormaya hazırlanıyordu. Ancak Arşın, Körfez'e yetişmek için hızlıca mutfaktan çıkınca " Arşın, gel buraya... " diyebildi sadece Leyla Hanım. Arşın ise bahçeden çıkmadan yakaladı Körfez'i. Yetişip kolundan tutunca Körfez Arşın'a tuhaf baktı. Arşın'da elini hemen çekti. Körfez'in önüne geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR BEYAZ
RomanceHer aşkın hikayesini ayrılık yazar... 20 yaşında gencecik dünyalar güzeli masumiyeti yüzünde taşıyan bir hizmetçi kız Arşın ile öfke dolu intikam dolu acı dolu kalbi katı aşka düşman evin oğlu Körfez'in aşkı arama hikayesi... İmkansız olan aşk değil...