BÖLÜM 11

1.1K 26 0
                                    

Arşın, ilk defa bu kadar yakından baktığı Körfez'in gözlerinde hiç durmadan tutuşan bir intikam ateşi görüyordu. Gözlerinin için büsbütün öfke yanardağıydı. Acısı gözlerinin içinde süzülüyordu. Kalbi basbas bağırıyordu dünyaya, haykırıyordu. Körfez intikam, öfke, nefret, kin gibi duyguların arkasına gizlense de gözlerinde yalnızca acı vardı.

Körfez, tekrar tekrar sordu aynı soruyu...

" Cevap versene. Annemin kendini astığı yerde ne işin var? "

" Dolaşıyordum. Sonra burayı farkettim. Merak ettim. "

Körfez, gözlerini Arşın'ın gözlerinden, bedenini Arşın'ın miniminnacık bedeninden çekerek arkasını döndü Arşın'a. İki elini başına götürdü. O günü, annesinin intiharına o küçücük yaşında tanık olduğu anı hayal etti. Top oynarken gelen bir tabure sesi, koşarak kapıyı açması, sonra bir çığlık...

" Anne!!! "

Annesinin ayaklarına sarıldı. Tutmaya çalıştı ama olmadı. Küçücük bedeni, ufacık yaşı buna izin vermedi. Annesinin boynuna geçen ipten kurtaramadı. Yapamadı. Malikaneye dönüp yardım istediğinde artık çok geçti. Annesi ölmüştü...

Gözünün önünden geçenlerden sonra Arşın'a kulübeden çıkıp gitmesini söyledi. Arşın dediğini yapmadan orda öylece kalakaldı. Körfez, Arşın'ın bakışlarında acıma duygusu olduğunu farkedince iyice delirdi.

" Sakın bana acıyarak bakma. Seni mahvederim. "

" Ben annenizin intihar ettiğini zaten biliyordum. Babanızın teyzenizle evlendiğini, Aslıhan Hanım'ın aslında teyzeniz olduğunu da... O zaman acımadım size. Şimdi de acımıyorum. Sadece haddim değil belki ama söylemek istediklerim var. Annenizin yıllar önce boynuna doladığı ip sizin boynunuzda duruyor Körfez Bey. Siz o ipe asılısınız. İşin kötüsü ne o ip sizi boğsun diye bir hamle yapıyorsunuz, ne de o ipi boynunuzdan çıkarıyorsunuz. "

Körfez, Arşın'ın korkusuzca dile getirdiği asil sözlerini gözleri dolu dolu dinledi bir yere kadar. Kendine Arşın'ın sadece bir hizmetçi olduğunu hatırlatana kadar...

" Karşımda böyle durup bilmiş bilmiş laflar edecek biri değilsin sen. Basit bir hizmetçisin. "

" Bence sizin o basit hizmetçiden öğreneceğiniz çok şey var. "

" Ne mesela? "

" Kalsaydınız yaşayarak öğrenirdiniz. Sözlerin bir hükmü olmadığına göre size anlatacak hiçbir şeyim yok. Belki sonra karşılaşamayız. Denk gelemeyiz. Şimdiden güle güle Körfez Bey. Yolunuz açık olsun. "

Arşın, masmavi eteğiyle, sallanan uzun saçlarıyla, gök kırmızısına dönüşen gözleriyle kulübeden çıkıp gitti. Körfez, Arşın'ın arkasından biraz baktı. Ardından annesinin o kulübeden çıkışını hayal etti. Bir ambulans, bir ceset torbası, içinde annesinin naaşı, etrafta ağlayan insanlar... Aslıhan Hanım'ın ağlamamak için kendini zorlayışı, Yavuz Bey'in perişan bembeyaz teni, Leyla Hanım'ın kucağında Körfez'le yorgun suratı... Her şey o kadar ölüm kokuyordu ki. Körfez o ölüm kokusunu hiç unutamadı.

                               ***

O gecenin sabahında herkes işinin başındaydı. Kahvaltı masası hazırlandı. Fırından tazecik ekmekler alındı. Gün hızlı başladı. Kahvaltı masası hızla bittikten sonra yukarıya çıkıldı. Mutfakta bir tek Leyla Hanım kalmıştı. Arşın'ın telefonunun çaldığını duyan Leyla Hanım, kimin aradığını tahmin etse de binbir çekinceyle açtı telefonu.

" Alo, kızım, Arşın'ım, alo!!! Çok korktum açmayacaksın diye. "

Arayan Arşın'ın babası Ali Bey'di. Leyla Hanım'ın küs olduğu abisi...

KAR BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin