Arşın, halasının yalanıyla sarsıldı. Leyla Hanım'ın ona yalan söyleyebileceğini bir an bile düşünmedi. İnandı bu yüzden. Halasına güvendiği için ona inandı. Kendini mutfaktan dışarı attı. Bahçeye doğru koşarak tüm insanlardan uzaklaşmak istedi. Kimseyi görmek istemiyordu o an, tek bir ses duymak istemiyordu. Yaşadığı acıyı yalnız yaşamak istiyordu. Ağlarken onu kimse görmesin istiyordu. Zayıf anına kimse tanık olmasın istiyordu. Aşk acısı çektiğini kimse bilmesin istiyordu. Körfez için canının yandığını kimse anlamasın istiyordu. Bir başına, tek başına, ses olmadan, nefes olmadan, ayak izi bile olmadan ağlamak istiyordu. Ağlamak suç değildi. Ancak bir erkek için ağladığını gören, aşk için gözyaşı döktüğünü gören halası ona çok kızardı. Bu yüzden yalnız kalmak istedi. Sözlerden uzak, bakışlardan uzak... Ama olmadı. Yalnız kalamadı. Hissetmiş gibi biraz sonra Körfez'de bahçeye indi. Bir ağlama sesi duyunca biraz ilerledi. Arşın'ı gördü. Arşın'ın ağladığını gördü. Leyla Hanım'a verdiği söz her zaman aklındaydı. Ancak mesafesini koruyamayacağı zamanlar vardı. Şu an olduğu gibi. Arşın bu haldeyken arkasını dönüp gidemezdi. Arşın'ın adını söyleyerek omzuna dokundu. Arşın, Körfez'i görünce bir anda ayağa fırladı. Körfez'e bağırdı.
" Uzak dur benden!!! Benden uzak dur!!! "
Sonra da koşarak gitti. Körfez ne olduğunu anlamadı bile. Arşın'ın neden böyle davrandığını anlamadı. Aklına gelir miydi Leyla Hanım'ın acımasız yalanı? O kadarını kondurabilir miydi? Yine de Arşın'ın bu tavrının nedeninin Leyla Hanım olduğunu tahmin etmek çok zor değildi. Körfez, hemen telefonuyla Leyla Hanım'ı arayıp bahçeye çağırdı. Leyla Hanım çocuklarına bir bahane uydurduktan sonra bahçeye Körfez'in yanına gitti. Körfez çok sinirliydi. Leyla Hanım'la arasında ki ipler iyice gerildi.
" Ne söyledin ona? "
" Kime? "
" Arşın'a ne söyledin? "
" Bir şey mi oldu aranızda? "
" Bugün babası hapisten çıktı. Çok mutluydu. Ama az önce burda ağlıyordu. Bana bağırıp gitti. Ne söyledin ona? "
" Hiçbir şey!!! "
" İnanmıyorum sana. "
" Ben Arşın'a bir şey söylemedim. "
Leyla Hanım, yalanını bile dürüstçe söylemeden çekip gitmek üzereyken Körfez onu tek bir sözüyle durdurdu ve konuşmaya devam ettiler.
" Kerim Ağa yüzünden mi? "
" Ne dedin sen? "
" Bugün anladım. Kerim Ağa zengin, sen fakir... Sevmedi tabi seni. İstemedi. Sen ona aşıktın ama o sana aşık değildi. Hiçbir zaman da sana aşık olmadı. Sen de zengin varlıklı bütün erkeklerin Kerim Ağa'dan izler taşıdığına inandın. Beni de ona benzetiyorsun. Arşın senin kaderini yaşar, ben onu üzerim, yarı yolda bırakırım zannediyorsun. Ama ben Kerim Ağa değilim. Arşın'da sen değil. Biz siz değiliz. "
" Nasıl da boş konuşuyorsun Körfez!!! İstediğini bir al, Arşın'la bir ol, bakalım o büyük aşkından eser kalacak mı? "
" Keşke izin verseniz de, önümüzde durmasanız da görseniz, aşkım sonsuz mu, değil mi? "
" Etrafında bir sürü kız var. Zor olmasa, imkansızlığı cazip gelmese sen yeğnime bakmazsın. "
" Körfez Arşın'ı seviyor!!! Elini tutmasa da, dokunamasa da, yanında olmasa da seviyor. Bir erkek dokunamayacağı bir kadını seviyorsa o kadına hayatı boyunca aşık kalır. "
Körfez gözleri yavaştan dolarak giderken Leyla Hanım'ın da ilk defa yüreği sızladı, içi yandı. Söylediği yalanın ağırlığı altında ezildi. Kalbi buzdu bazen, taştandı çoğu zaman ama o da bir zamanlar sevdi. Aşkı da, aşık olmayı da iyi bilir. Aşktan korkmayı da iyi bilir. Oysa kuşun uçmasını engelleyemez insan. Çünkü kanatları uçsun diyedir. Bir kalpte aşka uçacaksa eğer kimse engel olamaz. Çünkü aşkın da kanatları vardır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR BEYAZ
RomanceHer aşkın hikayesini ayrılık yazar... 20 yaşında gencecik dünyalar güzeli masumiyeti yüzünde taşıyan bir hizmetçi kız Arşın ile öfke dolu intikam dolu acı dolu kalbi katı aşka düşman evin oğlu Körfez'in aşkı arama hikayesi... İmkansız olan aşk değil...