Kılıç birden bire ona gelen bildirimle telefonu çıkarıp bakmıştı ama bu bir konumdu. En önemlisi de Azad'ın yeni numaradan idi, elbette ki direk olduğu yerden ayrılmıştı. Sonuçta Azad ona durduk yere konum atmazdı.
****
Azad ilacını almadığı için kötü hissediyordu, nefesi kesiliyordu. Resmen sinir krizi geçirmişti ve hâlâ kötüydü, eli yere vurmaktan kan içinde kalmıştı. Bilinci kayıyordu, zaten 5 dk bile geçmeden bedeni yere serilmişti, zorlukla sırt üstü yatıp gökyüzüne bakmıştı.
Resmen gözleri kapanıyordu, Kılıç'a konumu bile zor atmıştı. Şuan tek çağırabileceği o vardı, öz ailesi mutlu olma ihtimalini bile yıkmıştı.
2 saat sonra!
Kılıç gördüğüyle son anda aracı durdurmuştu, eliyse direk silaha gitmişti çünkü yerde baygın yatan bir Azad vardı. En önemlisi de başımda simsiyah bir kurt vardı, şuan korkuyordu. Ona saldırır diye korkuyordu çünkü kurt yerde ki bedeni kontrol ediyordu. Arada da kıyafetini çekiştiriyordu, bunu gören Kılıç ise zorla yutkunup araçtan inince kurt ona hırlamıştı. Ama Azad'dan da uzaklaşmıyordu, onu ardına almış Kılıç'a hırlıyordu.
Kılıç - Uzak dur ondan!
Dedi silah çekerek ve yavaş yavaş ona yaklaşıyordu. Hatta korksun diye iki kere havaya sıkmıştı, kurtsa biraz olsun uzaklaşmıştı. O ise silahı indirmeden Azad'ın yanına çökmüştü. Kontrol edince hayatta oluşunu fark etmişti, nefes alıyordu.
Kılıç - Azad!
Dedi hafif yanağına vurarak, o an kirpiği haraket etmiş bu yüzden de yeniden seslenmişti. Çok geçmeden de Azad gözlerini aralarken onu görmüştü.
Kılıç - Iyi misin? Ne oldu sana? Yoksa kurt mu saldırdı?
Dedi doğrulmasana yardım ederek, o anda Azad kurt ile göz göze gelince afallamıştı. Yüzünde bir nefes hissetmişti, birşey onu koklamıştı ama neydi bilememişti. Şuansa anlıyordu, gelen kurt onun yardım ettiği yavrunun annesiydi. Kılıç kurta kaçsın diye 4 kurşun sıkınca kurt ordan uzaklaşmıştı, kaçmıştı.
Kılıç - Iyi misin?
Azad - Evet iyiyim, ufak bir krizdi. Galiba bayıldım.
Dedi gözüne gelen saçı geri atarak, başı dönüyordu. Bir ilaç alsa iyi olurdu, ah birde uyuması lâzımdı.
Kılıç - Kurtu görünce aklım çıktı, cidden böyle bir yerde mi yaşıyorsun?
Dedi inanamaz gibi çünkü az önce bir kurtla yan yana gelmişlerdi. En önemlisi de kurt ona pis pis bakıp hırlamıştı ve her an ona saldıracak gibi durmuştu.
Azad - Sonra mı konuşsak? Başım dönüyor.
□●●●□
Şimdiyse evinde yatıyordu, Kılıç ise onun karşısında ki tekli koltuğa oturmuş onu inceliyordu. Iyi oluşundan emin olmak ister gibiydi ama gözü arada onun yanında ki kediye kayıyordu.
Kılıç - Kötüysen hastaneye gidelim.
Azad - Ilaç aldım, uyuyayım geçer.
Dedi gözlerini kapatarak, yorgun hissediyordu. Hem yorgundu hemde aşırı kızgındı, bu yüzden de kriz geçirmişti.
Kılıç - Senin kediye alerjin yok muydu?
Azad - He vardı!
Kılıç - Kedinin dibinde ne işi var deli?
Dedi kediyi alıp onunla yerine geri otururarak, kediyse başını onun dizlerine gömmüştü. Azad ise kediyi sevmeye başlayan adamı görünce kıvrılan dudağıyla gözlerini geri kapatmıştı. Hem ne diyordu hemde kediyi almış seviyordu, cins adamdı. Üstünde ki üniformasıysa hâlâ duruyordu çünkü konumu görür görmez askeriyeden hızla çıkmıştı. Bu yüzden de gören asker endişe duymuştu, onu takibe almışlardı. Tabi bunu komutan istemişti, tabi konum ormandan gelince bir tim oraya yol almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ!
Teen Fiction$ - Sen bakma! # - Dur oğlum ya, en heycanlı yerinde reklam gibi girme! $ - Büyüyünce izlersin. # - Babam gibi başlama Azad, hem biz aynı yaştayız.