Azad - Babam!
Barboros B - Söyle kurban olduğum?
Dedi yanına oturan oğluna bakarak, yine bir dosyayla ilgileniyordu. Bu arada Vurgun davayla ilgileniyordu, Balamir ise babasıyla birlikte Mardin'e dönmüştü. Iletişimleri telefon üzerindendi, bağları kopmuyordu. Birkaç dk öncede onunla konuşup gelmişti.
Azad - Acaba diyorum artık cinayet vakalarına baksam mı?
Barboros B - Sana kalmış, isteğini yap!
Azad - Senin için sorun teşkil etmiyor demi?
Barboros B - Oğlum bu senin mesleğin ben karışamam. Neyse senin Mehir ile aran nasıl?
Azad - Çok iyi, birbirimizi seviyoruz.
Dedi gülümsemeyle, Mehir onun için değerliydi. Düğün gününü heyecanla bekliyordu, o gün hemen gelse diye dualar ederdi. Yuva kurmak, baba olmak istiyordu. Sevdiği kadınla aynı yastığa baş koymak isterdi, onunla uyanıp onunla uyanmak isterdi. Istediği daha çok şey vardı ama aşırı isteği şey baba olabilmekti. Hem Pamir ile konuşmuştu, konuşunca da baba olma arzusu artmıştı. Abisi evliydi, çocuğu vardı ve ona baba olmanın nasıl güzel birşey olduğunu tek tek anlatmıştı. Azad'ta babalığa özenmişti.
Barboros B - Ne düşünüyorsun?
Azad - Baba olmak istiyorum.
Barboros B - Olursun elbet, acele etme!
Düğün.
Herkes gelmişti, koca bir salon kiralamışlardı. Eş dost aile kim varsa burdaydı, herşey güzeldi. Ateş ailesinde sadece Destan yoktu, zaten Azad onu özellikle istememişti. Mutlu gönünde kız kardeşini görmeyi reddetmişti. Balamir'in ise ona gönlü olsa bile artık ses etmez olmuştu, tek isteği vardı o da Azad'ı mutlu görmekti. Artık çift evliydi, şuan dans ediyorlardı. Mehir Alaca artık Kaplan idi... Mehir Alaca Kaplan, Azad'ın biricik eşi, karısıydı.
Mehir - Çok mutluyum.
Dedi sevdiği adamın hoş duran gözlerine bakarak, onunla dipdibe olmak, nefesini yüzünde hissetmek kalbini hızlandırıyordu. Azad ise nedense pek memnun gibi değildi, mutlu gibi durmuyordu. Bu da ailesinin dikkatini çekmişti, ne düşünüyorsa yüz ifadesi buz gibiydi.
Mehir - Sen iyi misin?
Dedi mırıldanarak, ses tonu endişe yüklüydü. Azad ise başını iki yana sallayarak şunu söylemişti.
Azad - Yeter bu kadar, oturalım.
Mehir - Oturalım da iyi misin? Neyin var?
Azad - Destan arayıp canımı sıktı, sırf onu istemedim diye inşallah düğünün vahşetle biter dedi.
Mehir - Delirmiş mi bu kız? Durduk yere neyin bedudası bu?
Dedi sinirle ona bakarak, kaşları çatık haldeydi. Zaten kızıda hiç sevmemişti, resmen düşman gibiydi. Onun gelinliğini maf etti diye yenisini almak zorunda kalmışlardı. Durduk yere yengesi olacak kızın gelinliğini pis etmişti hatta birazda kesmişti. Deli gibi birşeydi yada başka birşeydi.
Azad - Bebeğim bilmiyorum ama canımı sıktı.
Onlar konuşurken kızın babası olan Korkut Bey yanlarına ulaşmıştı. Sonra da ne olduğunu sormuştu, sonuçta şuan mutlu olmaları lazımdı. Ama onlar kendi arasında tartışıyor gibi bir görüntü olmuştu, herkesinde dikkatini çekmişti. Sorun çıkmasın diye de ne olduğunu sormaya gelmişti.
Korkut B - Kavga etmiyorsunuz demi?
Azad - Hayır sıkıntı yok.
Korkut B - Sorun var, diyin bakalım ne oluyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ!
Teen Fiction$ - Sen bakma! # - Dur oğlum ya, en heycanlı yerinde reklam gibi girme! $ - Büyüyünce izlersin. # - Babam gibi başlama Azad, hem biz aynı yaştayız.