Acı veren hatıra!

335 33 65
                                    

Demir - Inanıyorum babam gelecek.

.- Korkup kaçmadığı ne malûm?

Demir - Azad Kaplan Allah'tan başka kimseden korkmaz!

..- He he ondan...

Dedi alay edercesine gülerek ama bedenine giren kurşunla yere serilirken birisi de kafadan kurşun yemişti. 5 kişilerdi ve 2 kişi ölmüştü. Sona kalan üç adama da gelenler dalmıştı, gelenler Vurgun Bey - Balamir Bey vede Azad Bey idi. ( not: bundan böyle Bey sıfatı kullanacağım.)

Demir - Ben dedim babam gelecek diye, şu endam kimsede yok be!

Dedi hayranlıkla bakarken, babasına küçüklüğünden beri hayrandı. Resmen idolüydü, zaten onda sadece 2 idol vardı, birisi babasıydı, diğeriyse ölen dedesiydi. Ikisine de hayranlığı vardı, severdi. Azad Bey oğlunun halini gördükten sonra dellenmiş sonra da dövmekte olduğu adamın boynunu hiç acımadan kesmişti. Bunu gören gençler şoka girmişti çünkü ilk defa buna denk gelmişlerdi. Yere düşen bedenle de oğluna yol aldı, yüzü gözü kan olan evladı korkmuş gibiydi. Zaten eliyle ayakları çezildikten sonra babasının boynuna sarılarak yüzünü boynuna gömmüştü. Babası Barboros Bey'den sonra az konuşur olmuştu, bu da hepsini endişelendiriyordu. Çok yıpranmıştı hâlâ da acısı tazeydi, 2 evladı vardı, birinin adı Demir diğerinin adıysa Akşın idi. Tıpkı eşinin geçmişte isteği gibi Akşın koymuşlardı. Barboros Bey ölürken de Demir 8 Akşın 4 yaşındaydı. Şimdiyse Demir 19 olmuş kız kardeşiyse 15 idi.

Demir - Biliyordum, geleceğini adım gibi biliyordum babacığım...

Diyince Azad Bey'in gözünden bir damla yaş akmıştı, bu yüzden yüzünü oğlunun saçlarına gömüp sımsıkı sarmalamıştı. Garipti ki oğlu Barboros Bey gibi huzur veren bir kokuya sahipti. Aynı koku, farklı bedendi ve Azad Bey babasını deli gibi özlemişti. Evlatları baba yada babacığım dedikçe içi yanardı, aklına Barboros Kaplan gelirdi. Özlediğinde mezarlığa gitmekse başka bir ızdıraptı, kalbi acıyordu. Bu şey kötü bir kabussa hemen uyanmak istiyordu çünkü dayanacak gücü kalmamıştı. O sırada Vurgun Bey ile Balamir Bey'de evlatlarını çözmüş sonra da sarılmıştı. Onlar için korkmuşlardı, kaybetmek istemiyorlardı.

Gece 1.00
Kaplan Malikhanesi

Azad Kaplan!

   Günlerin, senelerin, yılların doldu ya babam! Sensiz yapamıyorum, kalbim ağrıyor, içim yanıyor. Seninle çocuk olan ben neydeyim, sen şimdi nerdesin? Hani gitmem diye verdiğin sözler vardı, onlara ne oldu babam? Kara toprak seni benden koparttı ya, aramıza girdi ya baba!

Elimde babamın resmi, onun odasına kapanmış oturuyorum. Eşim - çocuklarım uyuyor, bense uyuyamıyorum. Inan ki sensiz gözüme uyku girmiyor baba, yemek yemek bile zor geliyor. Boğazıma diziliyor, yokluğun çok zoruma gidiyor. Oturduğun yerin boşluğu gözüne çarptıkça kalbim kırılıyor.

- Nefesim canımı yakıyor, ne olursun gelde bu ızdırabı bitir!

Göz yaşlarım yeniden akmaya başladı, yapamıyorum ya onsuz nefes almak bile canımı yakıyor. Her bekleyişin sonunda gelmeyeceğini bilmek, uyanışımda karşımda görememek bana ızdırap veriyor. Ruhum daralıyor baba. Hani sensiz yemek yiyesim gelmiyor derdin ya, inan şimdi ben sensiz yiyemiyorum. Boğazımdan geçmiyor, yutkunamıyorum. Hasta olduğumda karşımda seni görememek içimi yakıyor, nefesim acı veriyor.

ATEŞ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin