2 saat sonra
Ikili sessizdi, tek ses dışarıdan gelen araç sesleriydi. Azad anlattığı şeylerle farkında olmadan baba dediği adamın içini yakmıştı. Kalbini sızlatmıştı, Barboros Bey onun yaralı oluşundan haberdardı ama bir zinaya şahit olduğunu vede ufak yaşta bodrum kata atıldığını bilmezdi. Bu da aile içi olayın saklanmasından kaynaklanıyordu. Bu şeyi sadece yaşayanla yaşatanlar hatırlatırdı. Ailesizliği yüzüne çarptıkça asileşmiş, kimseyi de hayatında istememişti. Öz ailesinden uzak durmuş olsa bile canı yanmıştı.
Barboros B - Yemek yemeye gidelim mi oğlum?
Azad - Eve gidelim mi?
Dedi sadece, soruya soruyla karşılık veriyordu çünkü yemek yiyesi kaçmıştı. Istemiyordu, iştahı gitmişti.
Barboros B - Tamam, o zaman yemeği evde yaparız. Hem kafan dağılır.
Dedi arabayı çalıştırarak, eve gideceklerdi, beraber yemek yapıp eğlenmeye çalışacaklardı. Çünkü ikisinin de morali bozuktu ve bunu ancak kendileri düzeltebilirlerdi.
Azad - Pasta da yapalım mı?
Barboros B - Yapayız oğlum.
Dedi şefkatle ona bakarak, herşey birden olmuştu. Karşıdan gelen araç birden bire ikisine çarpmıştı, en son duyulan ses çarpma sesi vede Azad'ın baba diye feryat edişiydi. Gerisi kaostu!
■■■■
Barboros B - Azad iyi misin oğlum, al su iç!
Oğlu kabus görmüştü, evet kabus... Barboros Bey oğlu konuşma sonu uyuya kalınca eve sürmüştü, şuan ev önündelerdi. Tam araç durmuştu ki oğlunun âni bağırışıyla korkmuştu, resmen baba diye bağırmıştı. Korumalar bile sese tepki diyerekten silahlarına sarılmıştı, birşey oldu sanmışlardı.
Barboros B - Hey sakin ol, birşey yok, baban burda!
Dedi sakinleştiriçi sesiyle, bir yandan da korumalara silahları indirmelerini işaret etmişti. Onlarsa hemen aldığı emre uymuştu, silahları indirip bellerine geri takmışlardı. Barboros Bey ise oğlunun titreyen elini görünce yeniden konuşmuştu. Oğlu korkmuştu, onun bu halinden bile kabusun kötü olduğunu anlamak kolaydı. Oğlu kötü bir kabus görmüştü, bu kabusta ikisinin aniden yaptığı kazaydı.
Barboros B - Kabus mu gördün?
Azad - Evet.
Dedi su şişesinin kapağını kapatarak, derin derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışıyordu. Kabusu fazla gerçekçiydi, resmen kaza yapmışlardı. Kaza anında kaza olmadan babasına tutunmuştu ve bu normalde de olmuştu. Ona tutunmuştu.
Barboros B - Ne gördün?
Azad - Kaza yapmıştık.
Dedi burnunu çekerek, Borboros Bey ise onun bu hâline istemsizce tebessüm etmişti. Sevimli duruyordu, burnunu çekisi, hafif dolu duran renkli gözleriyle çok güzeldi. Ses tonu fazla masumdu, birazcık çatallaşmıştı. Bu da hem konuşmada ağladığı için hemde az önce ki bağırıştan kaynaklıydı. Kötü hissediyordu, korkmuştu. Ama kendi için değilde babasını kaybetmekten korkmuştu. Bu mutluluk yolunda onunla yola girmişti, adam ona babası var hissiyatı vermişti. Asla üvey olduğunu, başkasına ait olduğunu hissettirmemişti. Çokta güzel sevip iyi bir baba olmuştu.
Azad - Hep kemerini tak, seni kaybetmek istemiyorum.
Barboros B - Iyi olacağım yavrum, söz veriyorum kısa mesafelerde bile kemerimi takacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ!
Teen Fiction$ - Sen bakma! # - Dur oğlum ya, en heycanlı yerinde reklam gibi girme! $ - Büyüyünce izlersin. # - Babam gibi başlama Azad, hem biz aynı yaştayız.