5 hafta 1 gün sonra: Cenaze?
Koza gitmiş ve çoktan haftaları dolmuştu. Kuzey Bey ise oğlunun neden gittiğini öğrendikten sonra intihar etmişti. Evet kafasına sıkmıştı çünkü oğlu evi onun tavırları, Azad'ın aileye girmemesi vb. şeyler yüzünden terk etmişti. Bugünde cenazesi vardı ve haberi alan Koza apar topar gelmişti. Resmen babası intihar etmişti, o gitti diye canına kıymıştı. Ama yine de ona karşı kinliydi çünkü Azad onlardan gittiğinde bu kadar üzülmemişti ama o gidince direk intihar etmişti. Cenazeye de ailenin ısrarıyla gelmişti. Kardeşler yan yana tabut önünde helâlık alırken duydukları melodik sesle tüm Ateş ailesi sesin sahibine bakmıştı.
$ - Başımız sağolsun!
Bu ses onundu, Azad şuan karşılarında duruyordu ve gözünde siyah bir güneş gözlüğü vardı. Simsiyah giyinmiş hâldeydi, yanında da Barboros Bey vardı, onu tek yollatmak istememişti. Koza ise baş sağlığı için onun elini tutmuş olan bedeni kendine çekip sıkıca sarmalamıştı.
Koza - Geldin.
Azad - Geleceğim tabi, ben onun gibi hayırsız yada korkak mıyım?
Koza - Değilsin güzel gözlü, sen bu dünyada ki en güçlü insansın.
Dedi yüzünü onun boynuna gömerek, Azad ise ona karşılık verip ona bakıyor olan ailede kısa bir göz gezdirmişti. O anda büyük amcası olan Devran Bey ile göz göze gelince afallamıştı, o ise buruk bir gülümsemeyle yeğenine baş selamı vermişti. Azad ise tek bir söz bile etmeden ikiziyle sarılmaya devam etmişti.
●●●
Imam - Hakkınızı helâl ediyor musunuz?
Diyince Destan ve bazıları ediyoruz dese bile abileri tek bir kelime bile etmemişti çünkü olan haklarını da helal edemiyorlardı. Kuzey Bey oğullarına adam gibi baba olmayı becerememişti.
Abi takımı yan yana olduğu içinde tüm dikkati üzerlerine çekiyordular. Fakat umurlarında bile değildi, olan hakları da babalarına helal değildi. Pamir, Mestan, Koza ve Azad yana yanaydı, gözlerinde gözlük boş bir ifadeyle imama bakıyorlardı. Üzgün filan değillerdi, tek hüzünleri asla baba sevgisi görmemiş olan çocukluklarına idi. Onlar baba sevgisini varken tadamamıştı, bu yüzden de hakları helal filan değildi.
Imam - Hakkınızı helâl ediyor musunuz?
Dedi onlara baka baka ama herkes evet dese bile onlardan tek bir ses dahi çıkmıyordu. Allah'ın hakkı 3'tür deyip tekrar sordu ama yine onlardan ses yoktu. Etmiyorlardı, olan haklarını da helal edip günaha girmek istemiyorlardı.
***
Imam - Gençler benim haddim değil ama neden hakkınız helal değildir?
Dedi merakla sorarak, gömme işlemi ve cenaze son bulmuştu. Herkes dağılıyordu, Ateş ailesiyse uzaktan beri imamla konuşan gençleri izliyordu. Azad ise gelen korna sesiyle sesin kaynağına bakınca babasını ( Barboros bey) görmüştü. Aileyse gidecek gibi duran Azad ile huzursuz olmuştu çünkü gitmesini filan istemiyorlardı.
Azad - Sahşen ben günaha girmek istemiyorum ve yalancı şahitlik edecek kadar dinsiz değilim.
Imam - Anladım sizi baya kırmış.
Azad - Kırdı... Onun sayesinde birkez daha değersiz hissettim, allah razı olsun tam cennetlik adamdı.
Demiş ve kimseye bakma zahmetine bile gitmeden mezarlık önünde ki araca ulaşıp kapıyı açan şoförle araca binmişti. Cenaze alanından ayrılmışlardı, Kuzey Bey artık yoktu, ölüp gitmişti. Azad üstüne düşeni yapıp cenazeye gelmişti, aslında ikizini kırmamak için gelmişti. Ama hakkını helal edecek kadar da gurursuz değildi, hem öldüyse öldüydü. Herkes zaten birgün ölmeyecek miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ!
Teen Fiction$ - Sen bakma! # - Dur oğlum ya, en heycanlı yerinde reklam gibi girme! $ - Büyüyünce izlersin. # - Babam gibi başlama Azad, hem biz aynı yaştayız.