30

848 64 71
                                    

Geçmiş!

Ela H - OOO HÂLÂ UYUYORSUN, KALKSANA ÇOCUK!

Diye bağıran kadınla çocuk korkuyla uyanmıştı, daha 12 yaşında anca vardı. Annesi nedense tek onu böyle uyandırırdı, tek ona kaba davranıyordu. Onu istemezdi, utanmasa sen nefes alma diyecekti. O denli sevmezdi.

Ela H - Kandemir bile kalkıp işine gitmiş, abileri okula gitmiş paşamızsa hâlâ uyuyor. Kalk artık!

Azad - Uyandım, tamam.

Dedi mırıldanarak, Ela hanımsa sinirle iç çekip yeniden konuşmuştu.

Ela H - Kahvaltı filan yok, kalk git nerde kahvaltı ediyorsan et ama yeter ki evde durma! Defol...

Dedi odadan çıkarak, ev boştu. Ama daha çok bile bile boşaltılmış gibiydi. Azad ise bundan habersizce lavaboya gidip elini yüzünü yikamaya koyulmuştu.

1 saat sonra

  Azad annesine görünmeden eve girmişti çünkü alması gereken çantası vardı. Çok geçmeden de odadan alıp tam gidecekken duyduğu sesle yutkunmuştu. Çünkü onun bildiği babası evde yoktu ama odadan garip garip sesler geliyordu. Zorlukla toparlanıp anne ve babasına ait olan odaya yol almıştı. Yaklaştıkça zevkle inleme seslerine benzer sesler duyar olmuştu, bu yüzden de yüzünü buruşturmuştu. Babası yoksa annesi ya onu geri çağırmıştı yada uygunsuz şeyler izleyip kendine dokunuyordu. Çünkü buna başka bir açıklama yoktu yani en azından ona göre yoktu.

Birkaç dk sonra tam kapıya dokunacakken aralık kapıdan beri gördüğüyle kala kalmıştı. Annesi kendi doğurduğu oğlanın vede onun arkadaşı olan gencin oyuncağı olmuştu. Zevkte ağlıyordu, oğlu altında inliyordu, bu tam bir rezillikti. 12 yaşında ki çocuk buna şahit olduğu için dolan gözleriyle ordan ayrılmıştı ama onlar fark etmemişti bile... Bu yasaktı, olmamalıydı. Babası kötü biri olsa bile ona bazı şeylerin olmaması hakkında öğüt geçerdi. Ve o adam aldatılıyordu, hemde onun oğlu vede oğlunun dostuyla...

Şimdi ki zaman / Istanbul!

Barboros B - Iyi misin evlâd?

Azad - Evet baba sorun yok.

Dedi onunla özel araca binerek, elbette ki iyi değildi. O lanet anı Istanbul'a girer girmez gözü önüne gelmişti. Unutulacak gibi olmayan bir anıydı, iğrençti. Mide bulandırıcı birşeydi, yürek sızlatan birşeydi, üstüne birde Kandemir Bey ona inanmamıştı. Ama kendi de şahit olunca oğlundan ilk defa o gün af dilemişti, özür dilemişti.

Geçmiş!

  Işten erken dönen Kandemir Bey birden elini tutan vede onu üst kata yönlendiren Azad ile şoka girmişti. Bu yüzden çocuğa engel bile olamamıştı. Çok geçmeden de oda önüne geldiklerinde tam konuşacakken duyduğu inleme sesiyle bedeni taş kesilmişti. Bu ses eşine aitti, o biri altında inliyordu. Azad ise onun elini bırakıp şunu fısıldamıştı.

Azad - Inanmadın bari kendin gör!

Diyip onu orda bırakıp kendi odasına gitmişti, Kandemir Bey ise odaya girdiği an gördüğüyle dünyası başına yıkılmıştı. En büyük oğlu onun eşini beceriyordu, onu gören ikiliyse korkuyla ayrılmıştı. Fakat gizlenecek birşey yoktu, herşey zaten açıkça ortadaydı. Ortada iğrenç bir durum vardı, namus davası vardı.

.- B-baba?

Kandemir B - Oruspu çocuğu!

Diyip onun konuşmasına bile müsade etmeden kafasına sıkmıştı. Ela hanımsa korkuyla oğlunun adını haykırmıştı.

ATEŞ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin