Mehir - Azad kalk bir kahvaltı edelim.
Azad - Istemiyorum.
Mehir - Ne demek istemiy...Lan sen yanıyorsun!
Dedi korkuyla, eşi ateşler içinde yanıyordu. Resmen hasta olmuştu, balayında mevsimsel gribe yakalanmıştı. Oysa daha 3. gündeydiler, hem onun bildiği Azad yağmuru karı çok severdi. Ama hemen hasta olan bir yapısı oluşunu bir anlığına unutmuştu.
Mehir - Kalk bir duş al, yanıyorsun.
Azad - Uykum var, bırak beni!
Mehir - Olmaz kalk lütfen.
Diyince istemiye istemiye kalkmıştı ama sendeler gibi olmuştu, bunun üzerine Mehir onun kol altına girerek kolunu da beline sarmıştı. Sonra da banyoya yol almıştı, eşi haddinden fazla sıcaktı. Dokunduğu an ateşe değmiş gibi hissediyordu.
Mehir - Duşunu al canım ben sana kıyafet ayarlayayım.
Banyodan çıkıp kapıyı kapatmıştı sonra da dolaba yol aldı. Gerçi eşinin hasta olması normaldi, dün soğuk bile demeden oynayıp durmuşlardı. Bu hava da dengesini bozmuştu, sağlığı bozulmuştu.
●●●●●
Kazağını giydirdikten sonra saçlarını kurutmaya basladı. Neyse ki ateşi düşmüştü, yok gibiydi. Lakin yinede ilaçlar alıp, birkaç takviye alsa iyi olurdu.
Azad - Seni de yordum.
Dedi çatallaşmış sesiyle, boğazı yanıyordu. Mehir Alaca ise onun saçlarına uzun bir öpücük kondurdu vede şunu fısıldamıştı.
Mehir - Kocamsın elbette bakacağım.
Azad - Seni seviyorum.
Mehir - Bende seni seviyorum aşkım, hem ben hasta olsam sen bakmaz mıydın?
Azad - Bakardım.
Mehir - Eee o zaman konu bitti.
Azad - Mehir'im.
Dedi yorgunca ona bakarken, eşiyse onun saçlarını severek şevkat dolu sesiyle konuşmuştu. Bu bedene feci derecede aşıktı, kötü olması onu da kötü ediyordu. Huzuru bozuluyordu, ruhu onsuzken isyana geçiyordu.
Mehir - Sen sadece iyi olmaya bak sevgilim gerisini boşver. Hem iyi olda Italya'ya gidelim, buranın soğuğu seni hasta etti. Sevmedim, birden soğudum.
Azad - Ben seni kazanmak için ne gibi bir iyilik yaptım?
Dedi buruk bir gülümsemeyle, o an birden dudağına kapanan dudakla gülümsemişti. Bir süre de öpüşmüşlerdi, öpüşme sonuysa eşi onun dudağına bulaşmış olan ruj lekesini silmişti. Güzel dudakları eşinin rujuna bulanmıştı, eşi bugün bordo renk kullanmayı tercih etmişti.
Azad - Kiraz gibi tadın var.
Mehir - Ne?
Azad - Nemlendirici kullanıyor musun?
Dedi burnunu çekerek, resmen şifayı kapmıştı. Mehir ise onun sorusuyla başını iki yana saklayarak konuştu.
Mehir - Hayır, hem olsa bilirdin. Nede olsa artık birlikte yaşıyoruz ve eşyalarımız ortak alanda duruyor. Iç içeler...
Azad - O zaman tadın kiraz gibi!
Dedi bu seferde, yüzünde hastalıktan kaynaklı yorgun duran bir gülümseme vardı. Mehir ise duyduğu şeyle kızarırken eski yerine geçip onun saçlarını kurutmaya devam etti. Aradan geçen zaman sonra işi bitince kapatmış vede fişten çıkartmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ!
Teen Fiction$ - Sen bakma! # - Dur oğlum ya, en heycanlı yerinde reklam gibi girme! $ - Büyüyünce izlersin. # - Babam gibi başlama Azad, hem biz aynı yaştayız.