Ertesi gün / Büyük abiyle konuşma!
Azad erkenden kalkmış vede güzel bir kahvaltı hazırlamıştı. Şimdiyse son eksikleri bakıyordu, çatalın olmadığını görünce de hemen mutfağa yol almıştı. Ama yemek salonundan çıkamadan gelen babasıyla çarpışmıştı, Barboros Kaplan ise o geri düşmeden tutmuştu. Sonra da onun anlına dudaklarını bastırıp ufak bir öpücük kondurmuştu.
Barboros B - Dikkat et!
Azad - Ederim... Günaydın!
Dedi neşeyle onun yanağına öpücük kondurarak sonra da çatalı almaya gitmişti. Barboros Bey ise kıvrılan dudağıyla günaydın diyip masada yerini almıştı. Oğlu güzel bir masa kurmuştu, menemen bile vardı. O sırada Azad çatalları bırakıp çayları koyup ilk ona vermişti.
Barboros B - Eline sağlık aslanım ama keşke beni de uyandırsaydın.
Azad - Afiyet olsun, bu arada güzel uyuyordun diye uyandırmadım.
Dedi ve bir parça ekmek alıp üstüne çikolata sürmeye koyuldu. Barboros Kaplan'da onun gibi kahvaltıya başlamıştı, bir yandan da onunla konuşuyordu.
Barboros B - Yani odama geldin?
Azad - Yanağını da öptüm, fark etmedin mi?
Dedi tek kaşını kaldırıp ona bakarak, gece de çalıştı diye şüphe ediyordu. Barboros Bey ise onu onaylar gibi bir cümle kurunca bundan emin olmuştu.
Barboros B - Yorgundum, üzgünüm yavrum.
Azad - Sorun değil ama kendini çok yorma, lazım olursa bende yardımcı olurum.
Barboros B - Benimle şirkete de gelir misin?
Azad - Gelirim, peki orda ne yapmam lazım?
Barboros B - Yanımda kalıp arada bana gülümseyip boncuk boncuk bak yeter!
Dedi ona göz kırparak, Azad ise utanmış gibi önüne bakmıştı. Bunu görüpte keyiflenen Barboros Bey ise kahvaltıya devam etmişti, onun kızarık olan yanaklarıysa en sevdiği yanıydı. Güzel sözler duyunca kızarırdı çünkü eskiden kimi kimsesi yokken bu adam birden gelip herşeyi olmuştu. O anda çalan telefonuyla masadan alıp bakmıştı, tanımadık bir numaraydı. Sessize alıp yemeğine devam etti çünkü şuan açtı ve hiç telefonla ilgilenmek istemiyordu. Barboros Bey ise kim diye merak etse bile sormamıştı, zaten önemli bir durumda ona söyleyeceğini biliyordu. Bundan dolayı da kahvaltıya devam etmişti.
●●●
Yemekten sonra odasına çıkan Azad yatağına oturup onu yemek boyunca 3 kez arayan numarayı geri aramıştı. Babasıysa şuan asistanıyla şirket hakkında konuşmaktaydı, o da rahatsız etmemek için odasına çıkmaya karar vermişti. Zaten içinde muhabbet uzayacak gibi bir his vardı. Neyse şimdi de onu arayan numaranın açmasını bekliyordu, zaten karşı taraf onu çok bekletmeden aramayı cevaplamıştı.
'- 3 kez aradım açmadın, iyi misin?
Diyen sesle Azad bir an boşluğa düşer gibi olup kendini yatak başlığına yaslamıştı. Arayansa en büyük abisi olan Pamir Ateş idi, onu sesinden tanımıştı. Ancak konuşmaya cesareti yoktu, gözleriyse içini saran derin özlem duygusuyla dolmaya başlamıştı.
Pamir - Azad'ım, konuşmayacak mısın küçüğüm?
Dedi şefkatli bir sesle, Azad ise bu şefkati sanki hissedermiş gibi gözlerini kapatmıştı. O anda gözünden bir damla yaş akıp gitmişti, tamda 2 tane abisi olmuşken babası olacak adam onları ayırmıştı. Azad Kuzey Bey'e olan siniriyle onları da terk etmişti ve şuan onlara karşı ayıp ettiğini fark etmişti. Pamir ise burnunu çeken kardeşiyle şefkat dolu bir sesle konuşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ!
Teen Fiction$ - Sen bakma! # - Dur oğlum ya, en heycanlı yerinde reklam gibi girme! $ - Büyüyünce izlersin. # - Babam gibi başlama Azad, hem biz aynı yaştayız.