Üstünü son kez kontrol edip odadan çıkmıştı, babasıyla birlikte Bay Russo ile olan toplantıya katılacaktı. Hava güzeldi, ceket giymek istemiyordu. Bu yüzden de ceket almadan odadan ayrılmıştı, telefonu hâlâ kapalıydı. Bir ara sabah açmış onda da bir sürü arama görünce geri kapatmıştı. Canını sıkacak şeylerden burda olduğu sürece uzak duracaktı. Yani en azından öyle olur diye umuyordu çünkü kavga oluşturan birşey olursa durmaz direk dalardı. Dayanma ihtimali çok düşüktü, bazen fazla sabırsız olabiliyordu.
Russo Şirketi...
Gözünde siyah bir güneş gözlüğü vardı, bakan tekrar bakıyordu çünkü saç rengi fazla iddalı bir renkti. Altın sarısı... Kimseye bakmadan babası yanında konuşan asistana bakıyordu, o ise Bay Russo ile küçük bir telefon görüşmesi yapmış sonra da onlarla toplantı odasına yol almıştı.
●●●
Bay Russo toplantı odasına girdiği anda gördüğü Azad ile şoka girmişti çünkü aklına direk dün akşam gelmişti. Azad ise beklemekten sıkılmış bir hâlde telefonuyla ilgileniyordu, babasının konuşmasıyla da gelen adama bakmıştı.
Barboros B - Toplantıya başlayalım isterseniz?
Bay Russo - Tabi, bu arada hoş geldiniz.
Barboros B - Hoş bulduk Bay Russo!
Bay Russo - Beyfendi oğlunuz mu?
Barboros B - Evet oğlum, ismi Azad!
Dedi oğluna kısa bir bakış atarak, o ise konuşmaya tamamen fransız kaldığı için boş boş bakmıştı. Çünkü konuşma tamamen italyanca idi ve o bu dili pek bilmiyordu. Sadece kendi adının geçişiyle yerinde doğrulup telefonu kapatmıştı.
Barboros B - Italyancayı çok bilmez.
Bay Russo - Hiç sorun değil, ben Türkçe biliyorum arzu ederse yani isterse topantıyı o dille yapabiliriz.
Barboros B - Azad'ım toplantıyı istersen türkçe yapalım, Bay Russo türkçe biliyormuş.
Dedi çünkü bildiğinden haberi yoktu, zaten Bay Russo'da bu dili sonradan öğrenmişti. Azad ona karşı denilen sözlerle başıyla onaylamış, çok geçmeden de toplantı başlamıştı.
●●●
Azad - Sıkıldım, dışarı çıkabilir miyim?
Barboros B - Dinlemek istiyorum demiştin.
Azad - Ama sıkıldım, gideyim mi?
Dedi fısıltıyla vede tatlı bir tonda, Barboros Kaplan ise iç çekip gitmesini söylemişti. O ise aldığı onayla müsade isteyip odadan çıkmıştı. Bunun üzerine Bay Russo bir an giden Azad'ın ardından baksa da sonradan sözlerine devam etmişti. Ama bu sefer kendi dilinde konuşmaya başladı çünkü türkçe konuşma nedeni olan genç ordan ayrılmıştı. Bu yüzden de türkçe konuşmaya gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ!
Teen Fiction$ - Sen bakma! # - Dur oğlum ya, en heycanlı yerinde reklam gibi girme! $ - Büyüyünce izlersin. # - Babam gibi başlama Azad, hem biz aynı yaştayız.