9. bölüm : VİCDAN

6.8K 482 84
                                    

Bilinmezlik kadar kötü bir şey yoktu. Askerliğim uzayacak mıydı bilmiyordum ama ben ona o kadar sağlam bir konuşma yapmıştım ki, iki gün boyunca hiç bir şekilde benimle muhattap olmamıştı. İçtimalarda bile gözünün içine inatla bakarken, o benden gözlerini kaçırmıştı.

Benim, komutanın o kadınla askeriyede ilişki yaşadığını bilmem onu çok korkutmuştu. O yüzdendi bu sessizliği. Madem benim askerliğimi sebepsiz yere uzatmaya gücü yetiyor, o zaman bundan sonra olacaklar da şaşırmayacaktı. Ben onun gibi omurgasız değildim. Madem bir iş yaptı, bunun arkasında durmasına da bilecekti. Bana ne yaparsa yapsın, kim olursa olsun, bundan sonra bana karşı bi haksızlık yaptığında onunla uğraşacaktım.

O, daha Barış'ın ufak, tınlama sesini duymuştu. Gerçek sesimi duyduğunda etrafında ne askeri kalacaktı nede başını sokacağı bir karakol.

Her şey süt liman olmuştu adeta. Bu durum benim çok hoşuma gitmişti. Dişimi göstermiştim. Gözümün gördüğü hiç bir şeyden korkmazdım.

Evet, o komutandı ve bende onun askeriydim. Her şeyden öte ona karşı sakin ve itaatkar olmalıydım. Bunu çok iyi biliyordum ama olurda bir daha haksızlığa maruz kalırsam, yine tırnaklarımı çıkarır ve geçen seferki gibi bir üslupla konuşmazdım.

...

" Memo, Hasan, Tazı. Üçünüzde lojmanı temizleyeceksiniz. " diyen çavuşa gözlerimi devirdim. Çavuş, mıntıka için her askeri farklı noktalara gönderiyordu. Bölük içi, bölük dışı, nizamiye, karakol yolu ve lojman. O kadar temizlenecek yer varken neden onun kaldığı yeri temizliyordum?

Şansıma küfrederek, " Abi ben gitmesem oraya. Bölükte bir yeterleri temizleyeyim. Tuvalet, banyo farketmez." dedim. Lojmana gitmek istemiyordum. Lojman kelimesini her duymamla komutanla o kadının görüntüsü geliyordu aklıma.

Hasan dirseğiyle koluma vurarak, " Oğlum şaçmalama. Lojmanın temizliği kolay. Diğer komutanlar kalmıyor zaten, sadece Türker komutanın odası var. Orayı da ben temizlerim. " dedi kısık bir sesle.

Başımı hafifçe salladım ve sesimi çıkarmadım. Madem o odayı, Hasan temizleyecekti sıkıntı yoktu. Ben lojmanın dışarısını temizlerdim.

" Tamam o zaman sen, nizamiyeye git. " dedi çavuş. Üst devrelerden beni en çok seven bölük çavuşuydu. Haksız yere askerliğim uzatılacağı için üzülmüş ve bana tolerans göstermişti. Türker komutanın bana bile isteye eziyet ettiğinin farkındaydı ama bir şey de yapamıyordu.

" Tamam abi giderim lojmana. Sıkıntı yok. " dedim. Nasıl olsa o odaya girmeyecektim.

Çavuş, başını salladı ve onayladı. Gerçekten, adam gibi adamdı. Gitmesine kisa bir süre kaldığı için üzülüyordum. Yeni gelen kıta çavuşu kim bilir nasıl biri olacaktı?

...

Mehmet, Hasan ve ben vakit geçsin diye 20 dakikalık lojman yolunu tam bir saate bitirmiştik. Askeriyede yazılı olmayan bir kuraldı. Eğer işini erkenden bitirirsen boş bırakmazlar, yeni bir iş daha verirlerdi. Bu yüzden iş yavaş yavaş, sallana sallana yapılmalıydı. Bizde öyle yapıyorduk. Yolda giderken sohbet etmiş, defalarca dinlenmiş ve şakalaşmıştık.

Sonuçta bugün son rahat geçireceğimiz gündü. Yarından sonra nöbetlere gidecek ve devriyeye çıkacaktık. Biz alt devreler için asıl askerlik yarından sonra başlıyordu.

'' Yav valla şu itin odasını temizlemekte hiç içimden gelmiyor. " diye sızlanan Hasan'a kaşlarımı çatarak baktım. " Ben temizlerim dedin. " dedim hatırlatarak.

" Tamam, tamam. Bi süpürge atar
çıkarım. " dedi umursamazca.

Kendi aramızda görev dağılımını yapmıştık. Mehmet lojmanın koridorunu, Hasan Türker komutanın odasını, bende lojmanın dışarısında ki yolu temizleyecektim.

YA SEVERSE [ BxB ] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin