🛑
❗SMUT UYARISI ❗
Bu bölüm cinsellik ve erotik sahneler içermektedir. Rahatsız olacaklar ve kitabın uyum akışına yakıştıramayacaklar,
bu bölümü atlasın.Sabaha gözlerimi kalçamı okşayan elle açarken Türker 'in bir anda penisini deliğime sokmasıyla acıyla inledim.
" Tadın damağımda kaldı. Doyamadım. " diye kısık ve sarhoşcasına bir sesle konuştu. Sarılarak bana biraz daha yaklaşmıştı. Sırtım onun göğsüne temas ederken üst bacağını da bacaklarımın üstüne atarak kenetlemişti.
Normalde haberim olmadan bedenimi kullanması beni sinirlendirirdi ama bir aya yakın ayrı kalacağımız için bir şey dememiştim.
Gece saatlerce beni becermesini rağmen bu ona yetmemiş olacak ki gözünü açar açmaz ahtapot gibi kollarını bana dolamıştı. Çıplak uyuduğumuz için de ister istemez erotizm olmuştu.
Bir kolu boynumun altındayken diğer kolu da üstten beni sarmıştı. Yavaş yavaş gidip gelse de her soktuğunda kanırtıyor ve penisinin ucu hassas noktama temas ediyordu. Bu pozisyonda ilk defa birlikte oluyorduk.
Arkamdan duyduğum hırıltılı ve erkeksi sesle geleceğini anlasam da hâlen gelmemişti. Bu da onun sabah sabah olsa da ne kadar haz aldığını gösteriyordu.
Her şey onun için zevkli olsa da, gerek bacaklarının arasıyla, gerek sarıldığı koluyla, beni inanılmaz sıkıyordu.
Bir süre sonra hızlanmış, ıslak ve kaba bir şekilde boynumdan öpmeye başlamıştı. Her vuruşunda kalçamın ve onun kasık arasının birbirine çarpmasıyla oluşan ses, zaman zaman bizim sesimizi bastırıyordu. Benim inlemelerim ve onun hırıltılı sesi her saniye de daha da yükseliyor, desibeli artıyordu.
Nefes nefese " Off yeter artık yaa. " diye kendi kendime nida ederken bana daha sıkı sarılmış ve daha sert vurmaya başlamıştı. Acıdan duyduğum refleksle kurtulmaya çalışsam da çok güçlüydü.
Sert vuruşlardan sonra son bir kez sertçe penisini deliğime sokmuş ve içimde ılık sıvısının ilk damlalarını hissetmiştim. Boşalırken penisini her ne kadar köküne kadar deliğime girse de daha fazlasını sokmak için kanırtıyordu.
Titreyerek ve kasılarak tüm menilerini içime boşaltmış ve penisini çıkartmıştı. Kendini hemen sırt üstü yatağa atmıştı. Başını bana doğru çevirdi ve sırıtarak " İliğimi, kemiğimi kuruttun. " diye konuştu.
Yüzümü buruşturarak " Diyene bak. Geceden beri içimden geçtin. " dedim ve kalktım.
Kahkaha atarken bir anda hışımla yerinden kalkıp bana sarılmasıyla irkilmiştim.
Kaşlarımı çatarak " Ya oha oha. " diye konuşmuş ve elinden kurtulmaya çalışıyordum. Hayretler içinde tekrardan beni becereceğini düşünürken çocuk gibi karnımı gıdıklıyordu.
Gıdıklanmadığımı hatta gülmeden durduğumu görünce beni gıdıklamayı bırakmış ve kaşlarını çatarak, şakayla " Yav sen gıdıklanmıyorsun? " diye konuştu.
" Gıdıklanmam ben. " dedim.
Şaşırırarak, ' Vay be ' dercesine gözünü kapatıp açtı ve beni bıraktı. Ardından uzanıp belimden nazikçe öperken irkilmiş ve geri kacmıştım. Gülerek " Aha hassas noktanı bulduk. " dedi.
O kadar karnımdan gıdıklamasına rağmen hiç tepki vermezken belime kondurduğu bir öpücükle gıdıklanmıştım. Gerçekten herkesin dediği gibi garip biriydim.
...
Banyoumuzu yapıp temizlendikten sonra ikimizde üzerimizi değiştiriyorduk. Biraz sonra ayrılacak ve bir aya yakın bir süre birbirimizi görmeyecektik. Türker defalarca kez beni tembihlemiş ve ne zaman ararsa telefonumu açmam konusunda bir kez daha uyarmıştı. Fark ettirmiyordu ama bu ayrılık onu mahvediyordu.
Üzerine geçirdiği gömleğin düğmelerini iliklerken göz ucuyla bana bakıyordu. Bana baktığını fark edince başımı sağa sola sallayarak " Noldu? " diye sordum. Sanki bir şey söyleyecrkmiş de cesaret arıyordu.
" Hani dün şu boş odayı çalışma odası yap demiştin ya?... " derken şimdi sadece eliyle uğraştığı düğmelere bakıyordu.
" ...Orasını çocuk odası yapmak istiyordum. " demesiyle duraksamış ve sonrasında kahkaha atarak patlamıştım.
Bu fikrine katıla katıla gülmeme şaşırmıştı. Ardından hemen bozulmuş ve kaşlarını çatarak " Ne var bunda bu kadar gülecek. " diyerek konuşmuştu.
Halen daha gülmem geçmemiş bir şekilde sabır dilendim ve tekrardan gülerek " Eee gülerim tabi. Komik. " dedim.
Derin bir nefes aldı ve yanıma oturarak " Bi evlat edinsek diyorum. " derken ciddiydi. Gözlerimi kısarak ona bakıyor ve onu dinliyordum.
Başını bana çevirdi ve " Çok istiyorum Barış. Çok güzel giden bi ilişkimiz var, güzel olmaz mı? " diye samimiyetle sordu.
Derin bir nefes verdim ve yerimden kalkarak " Saçmalama. " diye cevap verdim.
Gözlerini kısarak bana baktı ve sorgularcasına " Niye istemiyorsun? " diye konuştu.
" Sebebi olmayacak kadar şaçma bir şey bu. " dedim başımı sallayarak.
Yerinden kalktı ve ellerini beline koyarak " Çok sevinirsin sanmıştım. " dedi tavırla.
Sabır dilendim ve derin bir nefes aldım. Bir anda bunu istediğini söylemesi beni hem şaşırtmış hem de bunu isteyecek kadar çıldırmıştı. Bunu isteyebilirdi ama asla sonrasını düşünmüyordu.
Kalbini ve hevesini kırmamak için sakince " Tamam, evlat edindikten sonra ne olacak peki? İkimizinde durumu belli. Kamplar antrenmanlar derken eve bile geç saatlerde geliyorum. Senin işinde malum. Kim bakacak çocuğa. " derken kaşlarını çatmış beni dinliyordu.
Huzursuzca gözlerimi kırpıştırdım ve " Ayrıca 21 yaşındayım ben. Ben çocuğum daha. " dedim. Uzun bir süre beni dinledikten sonra son cümlem onu rahatsız etmişti.
" Bunlar bahane. " diye kendi kendine söylendi.
Gözlerimi devirdim ve sonra " Ne bahanesinden bahsediyorsun ya? Ben ailesiz yaşamak nedir çok iyi bilirim. Hiçbir çocuğa bunu yaşatmaya hakkımız yok. " dedim net bir şekilde.
" Tamam Barış, tamam. Hiç konuşmadık say. " dedi tavırla.
Anlıyamıyordum onu. Nerden, hangi açıdan, hangi taraftan bakarsam bakayım anlıyamıyordum. O'da, bende yeri geldiğinde işlerimizden dolayı birbirimizi yeterince ihmal ediyorduk zaten. Bide bunu o çocuğa yaşatamazdık. İkimizde bu kadar yoğunken o çocuğa nasıl sevgiyle bakabilirdi ki?
O askerdi ve dünyanın en zor mesleklerinden biriydi yaptığı iş. İstediği zaman eve bile gelemiyordu. Ben ise daha cok küçüktüm ve doğruyu söylemek de gerekirse spor kariyerime odaklıydım. Bunu Türker'de çok iyi biliyordu. Bu yüzden görev yerini bırakıp buraya gelmişti. Ama beni anlamamak için elinden geleni yapıyordu.
Bu evlatlık çocuk meselesi yüzünden her ne kadar sarılsak da kırgın ve tavırlı bir şekilde ayrılmıştık evden. Gerçekten de böylesine önemli bir yarışa bu moralle gideceğim için de kızgındım ona. Çünkü bunu çıkartan oydu. Tam turnuvaya fokus olmuşken odak noktamı dağıtmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YA SEVERSE [ BxB ]
Romance-TAMAMLANDI- Askeri kurgudur. Yanacağı günler bitmemiş, yakacaklarına ise hiç sıra gelmemiş bir asker.. Eziyet ettiği askerine aşık olan bir komutan...