Her yeninin eskidiği gibi, her başlangıcın da bir sonu vardı. Askerliğimin bitmesine sadece bir kaç ay kalmıştı. Buraya geldiğim ilk günü hatırladığımda, şuan ki halimi tahmin bile edemezdim. Yeni doğmuş ürkek bir kuş gibi etrafını izleyen ben, şimdi aylarımı geçirdiğim bu karakolda yapmadığımı bırakmamıştım. Eminim ki benim gibi bir asker gelmemiş ve gelmeyecekti. İyisiyle kötüsüyle, öyle ya da böyle bi damga vurmuştum.
Bundan sonra ki görev harici kalan boş zamanlarımı, tamamen sivil hayatıma hazırlanarak geçirmek istiyordum. Bu elbette antrenman yapmaktı. Askeriyede aldığım eğitimler ve yapılan sporlar profesyonel bir sporcu antrenmanı değildi. Spor hayatımda yapacağım antrenmanların ne kadar zor ve ağır olacağını bildiğim için, şimdiden yavaş yavaş ritme gerekiyordu.
Gündüz 11 - 1 nöbetinden geldikten sonra sonra antrenman yapamaya karar vermiştim. Akşama kadar boştum ve gece nöbetim geç saatte olduğu için dinlenmek için fırsatım da olacaktı. Elbette askeriyede kafama göre iş yapamazdım. Bu yüzden çavuşu bilgilendirmiş ve antrenman yapmak için izin almıştım.
Her ne kadar boş boş yatan devrelerime sağlıkları için bana eşlik etmelerini istesem de gelmek istememişlerdi. Bende ısrar etmemiş, üzerimdeki üniformayı çıkartarak rahat hareket edebileceğim eşofmanlarımı giymiştim.
Bölük binasından çıkar çıkmaz Türker'i görmüştüm. Elleri cebinde boş boş dolanıyordu. Kısılan gözlerimle ona bakarken merdivenlerden aşağı indim ve sigara içme alanında sigara içen alt devrelerime başımla selam verdim. Bana inanılmaz bi saygıları ve sevgileri vardı. Hepsi pırlanta gibi çocuklardı.
Bölükten başlayıp nizamiyeye kadar normal bir koşuyla ısınmama başlayacaktım. Daha sonrasında şınav, plank derken en sonunda da süratle koşup antrenmanımı tamamlayacaktım. Elbette bacağımı zorlamamaya gayret edecektim ama yavaştan da ısınmam gerekiyordu.
Yavaş adımlarla nizamiyeye doğru koşarken, " Nereye? " diye duyduğum ses beni durdurmuştu. Türker ellerini cebinden çıkarmış ve güneşten dolayı kısılan gözlerle nereye gittiğimi sorguluyordu.
Arkamı döndüm ve başımla nizamiye tarafını işaret ederek, " Antrenman yapacağım. Çavuştan izin aldım. " dedim. Bölüğün yanında sigara içen askerler bizi duyamayacak kadar uzakta olduğu için resmi konuşmama gerek yoktu.
Baştan aşağı beni süzdü ve " Bacağın henüz iyileşmedi. " diye uyardı.
" Fazla zorlamayacağım merak etme. " dedim. Beni ve sağlığımı düşünmesi hoşuma gitmişti ama bir yerden de başlamam gerekiyordu.
" Tamam, bende geleceğim. " demesiyle gözlerimi devirdim ve " Oyalarsın beni şimdi sen. Valla ağırlık kaldırmayacağım. " dedim. Onun gelmesini istemiyordum çünkü; o varken spor yapamayacağımı çok iyi biliyordum.
" Niye oyalayayım, çocuk muyum ben? " dedi ve tek kaşını havaya kaldırıp bana meydan okurcasına " Bende spor yapacağım. " dedi.
Gülüp kahkaha attıktan sonra biraz alaycı olsa da teyit ederek, " Seen? " diye sordum.
Kaşlarını çatarak, " Ne var, bende eski kafes dövüşçüsüyüm. Unuttun mu? " dedi.
Onu baştan aşağı süzerek bir kahkaha daha attım ve " Valla sıkıntı yok. Göbeğide saldın zaten... " derken hemen göbeğini içine çekmişti. " Ama sonradan yoruldum diyip bırakmak yok. " dedim uyarırcasına.
" Tamam. Tamam. " dedi ve hevesle yanıma geldi. Spor yapmak bahane, benimle vakit geçirmek ve geçenki tartışmamızdan dolayı kendini affetirmek istiyordu.
" Lojmanın oraya gidelim. Futbol sahasında yaparız. " dedi.
Başımla onayladım ve " Olur. " dedim.
![](https://img.wattpad.com/cover/359910858-288-k590964.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YA SEVERSE [ BxB ]
Romance-TAMAMLANDI- Askeri kurgudur. Yanacağı günler bitmemiş, yakacaklarına ise hiç sıra gelmemiş bir asker.. Eziyet ettiği askerine aşık olan bir komutan...