Gerçeklerin açığa çıkma gibi bir huyu olduğu gibi, gizli tutulan şeylerin de ifşalanması durumu vardı. Türker'le olan yasak ilişkimiz sonunda başkaları tarafından fark edilmişti. Üstelik bu aşkı hiç öğrenmemesi gereken bir kişi öğrenmiş, gözleriyle görmüştü.
Çok korkuyor ve endişe duyuyordum çünkü, bu kişi Türker'le benim hayatımı mahvedecek kadar tehlikeli biri olmasıydı. Onunla yaşadığımız olaylar ve Türker'in onu haksız bulması da, onu daha çok bize zarar verme isteğine, intikam almaya itebilirdi.
Kendim için endişeleniyorsam namerttim. Benim bu hayatta Türker'den başka kaybedecek hiç bir şeyim yoktu. Bana asla zarar veremez ve tehdit edemezdi, bunu o da çok iyi biliyordu. Ama Türker'in kaybedecek çok şeyi vardı. Mesleği, itibarı, yakın dostları... Koskoca adamdı ve her ne kadar elinde olmayan bir duyguya kapılsa da toplum tarafından ayıplanacak hatta linç yenecek bir şeydi bu.
Türkiye Cumhuriyeti' nde yaşıyorduk ve malesef toplumun eşcinsel ilişkilere karşı olan tutumu belliydi. Hele ki bu ilişkiyi yaşayan kişi bu ülkeyi korumak için yıllarını vermiş bir komutan ve sıradan bir askeriyse.... Duyulur ve yayılırsa direkt olarak görevden alınırdı. Bunu düşünmek bile istemiyordum çünkü Türker, gerçekten de bu meslek olmadan yaşayamazdı. Her şey bi yana bu onurlu görevi layıkıyla yapmak için kendi bir çok hakkından vazgeçmiş, feragat etmişti.
Onun ufacık bir zarar görmesi benim hayatımda isteyeceğim en son şeydi. Farkında değildim ama ben onun hayatını girdiğim ilk günden beridir mahvediyordum. Zarar veriyordum.
Zaten aklansa da bir soruşturma açılmıştı ve böyle bir şeyin iddiasında bile sorgusuz sualsiz görevden ihraç edilebilirdi. Bu yüzden onun daha fazla zarar görmemesi için ilişkimize ara vermek en doğrusuydu.
Gece 11 - 1 kule nöbetine gitmeden önce Türker'le bu konuyu konuşacaktım. Ona benim askerliğim bitip, buradan gidene kadar ilişkimize ara vermek istediğimi söyleyecektim. Ne tepki verecek, ne söyleyecek bilmiyordum ama onun iyiliği için bu kararımdan vazgeçmiyecektim.
Koğuşumdan çıkmış koridorda ilerlerken Türker'i odasından çıkarken görmüştüm. Göz göze gelmemizle benim de ona geldiğimi anlamış olacak ki dudaklarının kenarı kıvrılmış bir şekilde gülümseyerek, tekrar odasına girdi. Bu şekilde beni beklemesi, görünce yüzünde güller açması, verdiğim bu kararı çok zorlayacaktı ama başka çarem yoktu. Derin bir nefes aldım ve ilerleyerek odasına doğru yürüdüm.
Kapıyı çalma gereği duymadan açtım ve içerde elleri cebinde sabırsızca bekleyen adamı görmemle alt dudağımın bir kısmını ısırdım. Kapıyı kapatmamla yanıma gelip bana sarılması bir olmuştu. 3 gündür ondan kaçıyor ve uzak duruyordum. Çok özlemişti.
Sıkıca sarılıp kokumu içine çekerken,
" Niye kaçıyorsun benden? Çok özledim. " diye sitem etti.O bana sarılırken, bende sarılmamak için kendimi zor tutuyordum. Çünkü bende onu en az onun kadar özlemiştim ve bu üç gün boyunca yanına gitmemek için büyük çaba göstermiştim. Görev adı altında beni odasına çağırdığında bile gitmemiş ve başka birini yollamıştım.
Kendimi kollarının arasından çekerek kurtardım ve " Oturalım mı? " diye sordum.
Hevesle, " Olur, olur. Ben kapıyı kilitleyeyim. " dedi. Birazdan bu hevesinin kursağında kalacağından ve hiç hoşnut olmayacağı şeyler isteyeceğimden habersizdi. Belki beni anlayacak ve kabul edecekti, belkide de bu kararım onu mahvedecekti bilmiyordum. Bildiğim tek şey ben burada bulunup, yakın olduğum sürece ona zarar vermeye devam edeceğimdi.
Sıkıntılı bir şekilde konuya nasıl gireceğim diye düşünürken istemsizce parmaklarımla oynuyordum. Benim bu endişeli halimi görünce gülerek titreyen ellerimi avuçlarının arasına aldı ve " Kapı kilitli, korkma. " dedi.
Ellerimi avuçları arasından çektim ve duygularımı bir kenara bırakarak bütün ciddiyetimle " Kapı kilitli olsa bile rahat değilim. Sürekli birisi tarafından izleniyormuşuz gibi hissediyordum. " dedim.
" Eğer Yağız meselesini düşünüyorsan, bu kadar gerilme. 3 gün oldu, bir şey olmadı. Ne bana görevim ile ilgili bir yazı geldi, ne de bi telefon. Hem ben senin böyle bir konuda zarar görmene asla izin vermem. " dedi.
Sıkıntılı bir nefes aldım ve " Konu ben değil, sensin. Bana bir şey olmaz. En fazla askeriyeden gönderirler, ama seni görevden alırlar. Bir daha bu mesleği yapamazsın. Senin dostun, arkadaşların, sevenlerin var." dedim.
Konuyu nereye getireceğimi anlamış olacak ki, anında huzursuz olmuştu. Çatılan kaşlarıyla başını bana çevirdi ve
" Ben bu konuşmayı hiç beğenmedim. " diye uyarıcı bir şekilde söylendi." Türker, ben askerliğim bitene kadar benden uzak durmanı istiyorum. " dedim bir anda.
Duymasıyla sabır dilenerek başını diğer tarafa çevirdi ve " Demesi kolay. " diye mırıldandı.
Kendi kendine konuşsa da yine duymuştum. Bu sefer duymazlıktan gelmeyerek, " Türker yan yana geldiğimiz sürece başından bela eksik olmayacak. Görmüyor musun bunu? " diye söylendim.
Başını tekrar bana doğru çevirdi ve " Ben sensiz bir hayat, bir meslek istemiyorum. Gerekirse TSK'dan affımı isterim. Benim için önemli olan sensin. " dedi.
" Ben sana ayrılalım demiyorum ki. Sadece askerliğim bitene kadar, ya da ne bileyim, askeriyede yan yana gelmeyelim
diyorum. " diye açıklama yaptım ve ekledim. " Ayrıca asla benim için mesleğinden ve kariyerinden vazgeçmeni istemiyorum. "" Daha öncede bunu istedin. Benim yüzümden zarar görüyorsun, uzak dur benden dedin. Noldu? " derken sözünü kestim ve " Ne olduysa oldu. Bak, lütfen. " dedim.
" Yağız sussa bile başkaları aramızda ki ilişkiyi anlayamayacak kadar kıt değil. İçtima da bana bakma, görev diye ikide bir odana çağırma, gece koğuşuma gelme. " dedim.
Sinirle başını salladı ve " Tamam, tamam Barış. Bu da senin istediğin gibi olsun. " dedi. Dişlerini sıktığını görebiliyordum. Sol bacağı titriyor muydu yoksa sinirden mi sallıyordu emin değildim.
Sıkıntılı bir nefes verdim ve oturduğum yerden kalkarak kapıya doğru yöneldim. Kilidi bir tur çevirip kapıyı açtım ve çıkmadan ona baktım. Kollarını dizlerinin üstüne koymuş ve başı yerdeydi. Kaşları çatılmış bir şekilde düşünüyordu.
İçim kan ağlasa da, ondandan kopmak istemesem de, dışarı çıktım ve kapıyı kapattım. O da biliyordu ki doğrusu buydu.
Mental olarak çam çerçeve indirimli cinnet eşiğine çok yakın bir yerdeydim ama sakin sakin koğuşuma gidip nöbet saatimi bekliyordum. Bunu kimse anlayamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YA SEVERSE [ BxB ]
Romance-TAMAMLANDI- Askeri kurgudur. Yanacağı günler bitmemiş, yakacaklarına ise hiç sıra gelmemiş bir asker.. Eziyet ettiği askerine aşık olan bir komutan...