Sabaha karşı, o lanetli sokaktan çıkmak için yavaşça adımlarını hareket ettirmeye başlamıştı.Uykusu gözlerinden akıyorken, birkaç adımı daha hızlı sıralayabilmişti. Bedeni tüm gecenin yorgunluğunu taşırken, o sadece yaptığı şeyden mutlu olabilmeyi biliyordu.
Evet, bu onun için oldukça mutluluk verici ve güçlü hissettirici bir unsurdu. Bu yüzden hızlıca yürümektense, bu yorgunluğu tüm hücrelerinde hissederek ve hazmederek yürümeye başlamıştı. Tüm gece sokaklarda dolaşmış ve öylece gördüğü insanlara yardım etmişti.
Şimdi ise, bekçiliğini yaptığı ve ev olarak görmediği kulübesine gidip birkaç saat uyuduktan sonra sıradan tek günlük bir iş bulup bitmek üzere olan parasını arttıracaktı.
Hızla yürümeye devam ediyorken, birkaç sarhoşun arasından geçip yoluna devam etmişti. Herhangi bir endişe yaşamasının sebebi; kafalarının yerinde olmamasıydı. Kendisin fark ettikleri konusunda bile şüpheleri varken, onlardan korkacak kadar ürkek bir kadın olmadığını biliyordu.
Ufak kulübesine girmeden önce; çokta büyük olmayan arsanın üzerinde gezinen birkaç genç gördüğünde büyük bir öfkeyle adımlarını o tarafa doğru ilerletmişti. Sinirlenmesinin sebebi buraya dadanabilme ihtimallerinin olabileceğiydi.
Yaşları en fazla 18 olan bu genç grubu; kız ve erkeklerden oluşuyordu. Büyük ihtimal ikinci ya da üçüncü kez içişleri olmalarına rağmen oldukça fazla doz alkol almış olmalıydılar.
"Gençler! Çıkın buradan haydi."
İçlerinden daha uzun boylu ve diğerlerine göre daha iri olan İmran'a döndü ve konuşmaya başladı.
"Bir şey mi dedin abla?" Sesindeki ima İmran'ı oldukça rahatsız etmiş ve içerisindeki yaşadığı kısa huzuru da çekip götürmüştü.
"Aslan kardeşim. Haydi, beni zorlamayın da çıkın gidin."
İmran uyarısı da şiddetle olduğundan arkalarında duran kızlardan biri, o iri olan gencin koluna sarıldı ve sarhoşça kulağına fısıldamaya başladı.
"Gidelim boş ver."
Yaşıtlarına göre oldukça büyük görünen çocuk diyebileceğimiz bir yaşa sahip olan genç, koluna sarılan kızı hiç kibar sayılamayacak bir şekilde ittirdi ve ardından tüm odağını İmran'a verdi.
İmran kendisinden dört yada beş yaş küçük birinden dayak yiyebileceğini sanmıyordu. Bu yüzden eğer ters bir hareketleri olursa, onu sağlam ve ayık kafasıyla hiç acımadan gerekeni yapabilirdi ve bu umurunda olmazdı.
Salladığı yumruğu İmran havada yakaladığında, başka bir erkek çocuk arkasından dolanmaya kalktığında İmran'ın tekmesi başka bir çocuğun boynunda sonlanmıştı.
"Uzak durun çocuklar, haydi!"
İmran son kez uyarısını yaptığında, kızlardan bir tanesi onun üzerine gelmeye başlamıştı. Direkt olarak saçlarını hedef aldığını anladığından, İmran kıza sert bir tokat geçirebilmişti.
Bunlar ciddi anlamda çocuklardı ve aileleriyle bir problem yaşadıklarına da emin olabiliyordu.
O sırada kahverengi tonlarında bir 2015 model 'Jeep' gazlama sesini duymuştu. Gözleri arabaya kayarken, bir sürücünün neden bu kadar bir yerde sabit kalabileceği aklının bir köşesine gelmişti. O sırada bunu düşünürken, suratına yediği yumrukla ufak bir serzeniş geçirse bile karşısındaki çocuğun elini sırtının arkasına getirmiş ve onu bağırtana kadar kolunu zorlamaya başlamıştı.
Koluna o kadar bastırıyordu ki, bu adeta diğerlerine de gözdağı verir nitelikteydi. Diğerlerine bakarak söylediği kelimelerle onların bir daha buraya uğrayacaklarını sanmıyordu ya da sabah ayıldıklarında eğer bir şey hatırlarlarsa tekrar başlarına bela olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GURONİ
Teen Fiction18'li yaşlarının başında babasının güvenilir olmayan bir takım işleri yüzünden tek başına bırakılan genç bir kız, hayatının tam olarak dört senesi yaşadığı depresif ruh haliyle sokakta geçirir. Bu süre içerisinde gördüğü her canlıya yardım duyguları...