İmran düzenli bir şekilde nefes alıp vermeye çalışıyordu fakat giydiği siyah kumaş pantolon ve üzerindeki zor bela patronunu en azından ilk gün için ikna edebildiği lacivert tonlarında bir üst vardı ve bunlarla kesinlikle rahat edemiyordu.
Diğerlerine benzemek adına ceketine kadar her şeyini Oğuz patron ona sipariş ettirmişti.
Her şey yolundaydı, dışarıda bara girecek olan insanların oluşturduğu uzun kuyruğun yakınında bekliyordu.
İnsanları süzmeye devam ediyorken, birkaç insan ile göz göze geldiği o gözlerinde kendilerini süzdüğünü fark edebiliyordu. İnsanları da anlamalıydı. Belki de ilk defa bar için kadın bir koruma görüyorlardı ve bu ciddi anlamda tuhaflarına gidiyor olabilirdi.Ayaklarına giydiği tuhaf ayakkabı ile kendini oldukça rahatsız hissediyordu ve onun giymesi gereken gömleği hayal dahi edemiyordu. Rahatsız ve iç darlayıcı olacağından emindi. Bu yüzden uzun uğraşlar sonucu diğer salaş görüntüsünden kurtulmuş ve daha klasik bir görüntüye sahip olmuştu.
Diğer korumaların yanlarında gördüğü kadın korumaya bakış açıları oldukça tuhaf gibiydi. Sonuç olarak burada müşteriler ve iki barmen dışında kadın hiç kimse yoktu. Senelerdir alışılmışın dışında çalışmak onlara haliyle tuhaf geliyordu.
İşlerine odaklandıkları zamanın dışında İmran'a göz kulak olmaları gerekiyordu fakat İmran'ın böyle bir şeye kesinlikle ihtiyacı yoktu. Oğuz Patron, diğer korumalara bunu İmran'dan habersiz bir şekilde tembih etmişti.
O, bu duruma alışkındı ama babacan tavrından asla ödün veremiyordu. Sokakta her ne kadar buraya fazla gelecek bir performans sergilese bile, tedbir almak en iyisiydi.Burada yeterince koruma olduğuna kanaat getiren İmran içeri girmiş ve henüz insanların olmadığı boş alana göz gezdirmişti.
Belki de barmenlerle tanışabilirdi. Sonuç olarak onlarda burada ki nadir kadın çalışanlardandı ve kesinlikle tanışmalıydı.
Kendini onayladıktan sonra sessizce adımlarını belki de kendisinden büyük iki genç kadına doğru çevirdi.
Suratındaki aynı sevimsizlik ile ilerlemeye devam etti. Genelde insanlar birileriyle tanışmaya çalışıyorken sevimli davranırlardı ama İmran aksine ekstra geriliyor ve suratı asılıyordu. Gerçi onun normal hali de böyleydi."Selam." Dedi İmran zaten ona bakan iki barmene.
"Merhaba." Dediler büyük bir neşeyle.
"Ben İmran. Hani 3 kadın çalışan olarak tanışmalıyız diye düşünmüştüm." Dediğinde sol tarafta duran koyu saçlı olanı, büyük gülümsemesiyle cevap verdi.
"Bu kadar gergin olman sanırım işinden kaynaklı. Ben Leyla ve bu da Beril." Dedi kafasını onaylar anlamda Beril ise aynı içtenlik ve gülümsemeyle ona cevap verdi.
"Memnun olduk." Dedikten sonra sarı saçlarını geriye doğru fırlattı.
Birbirinden o kadar iki zıt karaktermiş gibi duruyorlardı ki, bu saçlarından bile belliydi. Yan yana geldiklerinde sanki birbirlerinden ayrılmamalılarmış gibi görünüyordu.
Beril konuşmaya başladığında kahverengi gözlerini boş barda gezdirdi. Ardından İmran'a bakarak konuşmaya başladı.
"Burası birazdan fazla kalabalık olacak. Kafayı yememen dileklerimle, ilk iş gününde başarılar dilerim."
"Sizin işiniz bence daha zor. Elin elalemin sarhoşlarıyla uğraşıyorsunuz. Sanırım sizin yanınızda duracağım." Diyen İmran büyük bir düşünceyle onlara yaklaşmıştı.
"Bizim açımızdan bir sorun yok fakat senin pozisyonun giriş kapısında beklemek değil miydi? Bunu Oğuz Bey'le konuşmalısın."
İmran bıkkınlıkla gözlerini yukarı doğru çevirdi ve kollarını serbestçe yan tarafına saldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GURONİ
Teen Fiction18'li yaşlarının başında babasının güvenilir olmayan bir takım işleri yüzünden tek başına bırakılan genç bir kız, hayatının tam olarak dört senesi yaşadığı depresif ruh haliyle sokakta geçirir. Bu süre içerisinde gördüğü her canlıya yardım duyguları...