GURONİ - 11

26.9K 1.3K 246
                                    

Bir annenin yumruğunu hamura derinlemesine bastırdığı gibi İmran da suratında o derinlikte bir yumruk hissetmişti. Dişi yanağına batmış ve canını fazlasıyla yakmıştı. Kim olduklarını fazlasıyla merak ediyor ve öğrenmek içinde can atıyordu.
Bu yüzden bir kaç adım geri gidiyorken kafasını kaldırdı, ağzındaki kanı tükürdü ve konuşmaya devam etti.

"Kimsiniz?"

Adam oldukça derin bir kahkaha ile güldü. Bu kahkaha o kadar derindi ki çevrede olan nadir evlerden birinin camına teyze çıkmıştı.
El işaretiyle onu camdan uzaklaştırmaya çalışan İmran, tekrar karşısındakilere dönmüştü.

"Yani bir kadının ağzı kaymış bir durumda iken, bunu merak etmesi gerçekten tuhaf."

İmran üzerine gelen adamın yumruğunu havada sarmaladı ve vücudundan destek alarak durdurdu.

"Sanırım sahibiniz birinizin yetemeyeceğini biliyordu. Bu yüzden -kısaca etrafındaki adamları misafirleri sayan bir çocuk gibi saymıştı- altınızıda birden göndermiş."

Şu an yaptıkları şey, sözlü atışmalardı. Bir kaç tane daha ters kelime söyleseydi. İmran'ın işini burada bitirebilirlerdi. Bu yüzden sakin kalmaya çalışıyor ve Kutay'ın bir yerlerden çıkacağını umuyordu.

İmran ise kendi evinin yani eski evinin önünde bu adamların gitmesini bekliyordu. Hoş! Onu almadan gideceklerini çok sanmıyordu. Hâlâ kim olduklarının peşindeydi.

"Kimsiniz?"

"Bir iş sahibinin elini ocağa bastırdığın kişinin, müdavimleriyiz."

İmran gülmeye başladığında Kutay onu uzaktan izliyordu ve bu durumda neye güldüğünü merak ediyordu. Hayretle onları izlerken İmran gözünden gelen yaşı sildi ve rahatça kollarını bağladı.

Karşındaki herkesi süzüyorken içlerinde yaş olarak en küçüğünü gözüne kestirmişti. Adımlarını ona doğru ilerletiyorken, İmran'a bakıyorken büyük bir yutkunma atlatmıştı.
Karşısındaki genç adam ise patronun elini ocağa bastıran kadının, kendisine neler yapacağını düşünerek kendini daha çok korkutuyordu. Bir kadından beklenilmeyecek şeyler yaptığının farkındaydı fakat kendilerinden büyük ağabeylerinin yanında geri adım atmayı hiç planlamıyordu.

İmran kendisiyle hemen hemen aynı yaşta olan adamın arkasına geçti ve kapüşonlusunun cebinden muştasını çıkardı. Hani şu babasının hediye ettiği..
Hızla parmaklarına geçirdiğinde arkasında olduğu adamın çenesine muştayı geçirmişti. Diğerleri şaşkınlıkla birbirine baktığında Kutay artık izlediği yerden çıkmaya karar vermişti.
Adımlarını hızla olay yerine sıralayan Kutay, İmran'a destek olmak için acele etmişti.
Başka bir adamla uğraşıyorken arkasından yaklaşan diğer birini tutup kafasını burnuna geçirmişti. Diğerleri şaşkınlıkla Kutay'a bakıyorken İmran duyduğu kırılma sesiyle arkasını dönmüştü.
İmran boş bir anında oldukça sert bir yumruk yediğinde dengesini kaybedip sersemlemişti. Kutay onu tek eliyle kavrayıp tekrar dengesini sağlamasında yardımcı olmuştu.
Çevik bir hareketle kendisini Kutay'ın arkasında bulan İmran şaşkınlıkla onu izliyordu.
Spor salonunda çalışan birine göre hayli iyiydi ve bunu ondan beklemiyordu. Bilirsiniz. Sokak tehlikelerle dolu ve oluşturduğunuz yapmacık tehlikelerle bunu öğrenemezdiniz..

Hızla yumruklarını havaya uçuran Kutay'ı dikkatle izleyen İmran, kendisinin onun arkasına saklanarak durmasını hayal edemiyordu fakat tam olarak şunu yapıyordu.
Çevik hareketlerden bir tanesini de İmran yapmaya çalışmış ve kendini onun arkasından ayrılırken değil, kendini hala oradayken bulmuştu. Kutay onu tek eliyle sıkıca tutuyordu.
Yerden yavaşça kendilerine gelmeye çalışan adamlar bir daha kalkarlarsa Kutay tek başına onlara yetmeyebilirdi.

GURONİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin