İmran birkaç gündür yaşadıklarını tıpkı bir hayalmişçesine umursamıyor ve hayal kırıklığını toplamaya çalışıyordu. Kendi içinde bu çok zor görünse dahi başaracaktı. Yapılmayacak birçok şeyi yapmış, değişik cesaretler göstermişti. Gözünde kolaya indirgeyip bunu başarabilirdi. Kendisine oldukça inanıyordu ve güveniyordu. Daha doğrusu kendisinin dışında kendisine inanan ve güvenen birçok insan vardı, bunun farkındaydı. Kendini hayal kırıklığına uğratmış olsa bile, diğerlerini hayal kırıklığına uğratmayacaktı. Bunu onlar için yapacaktı.
Hayatına 20'li yaşlarda girmiş ve ailesinden daha çok aile gibi davranan insanlara pes ettiğini göstermemeliydi. Özellikle Miray'a güçsüz olduğunu göstermemeliydi. O, ablası olarak gördüğü kişinin yıkılışına hiç şahit olmamıştı ve onu asla şahit etmeyecekti. Kesinlikle bunu yapmayacaktı. Yıkılmamalıydı.
Siyah düz bir tişörtü üzerine geçirmiş ve kot pantolonunu da hızla bacaklarından geçirmişti. İşine gidecek ve çevredeki eğlenmek için gelen 18'lik ergenleri izleyerek biraz eğlenecekti. Babalarının paralarıyla içip ve saçma sapan davranışlarda bulunan gençleri gördükçe tiksinme seviyesi artıyordu.
Bu çocukların böyle olmaması gerekirdi fakat tam olarak böyleydiler. Bu çok can sıkıcıydı fakat yapacak pek bir şeyi de olduğu söylenemezdi. Bundan sonra işine tek başına gitme kararı aldığından yanında Leyla ve Beril'i istemiyordu.
Adımlarını sokakta sıralıyorken, ara sokaklara çoktan girmişti. Ara sokakları ciddi anlamda daha çok seviyordu ve bu sevgisini asla bastıramıyordu. Gecenin geç saatlerinde buralarda dolanmak daha zevk veriyordu ona.
İster istemez gülümsemeye başlamıştı. Barların olduğu o sokağa yaklaştığında farklı yerlerden yükselen boğuk müzik sesleri birbirlerine karışıyordu. İtici olan ise buna alışmış olmasaydı. O kadar alışmıştı ki, karışmış ses destesinin arasından hangi müzik hangi yerden geliyor bunu çözebiliyordu. Akşam saat dokuza yaklaşıyorken, bu sokak çoktan kalabalıklaşmaya başlamıştı. Çevredeki insanların yaş ortalaması düşük olduğundan genelde tehlikesiz ve hareketsiz geçerdi fakat yaşı büyük olan sapık ruhlu insanlar olmadığı sürece bir şey olmazdı.
Sokakta her yürüğünde bunlardan birkaçına denk gelen İmran, yeniden denk geleceğinden bir haber şekilde ellerini kapüşonlusunun cebine sokarak yürümeye başlamıştı. Hikayenin en başındaki gibi fakat tek farkı şu an çalışarak kazandığı bir sekiz bin lirası vardı.
İnsanların arasından çalıştığı barın önündeki sırayı hemen fark etmişti. Gelen kişilerin simasını az çok tanıyabiliyordu. Bekleyen insanları barın giriş kapısına gidene kadar izlemeye başlamıştı. Kısaca herkese göz attığında, içeri girmeden önce kendi müşterilerinin olduğu çevreye de kısa bir göz atmıştı.
Beklenmedik bir durum olmamıştı. Yolun karşısında kaldırımın üzerinde duran adama dikkatli baktığında, onun dikkatinin çok başka yerlerde olduğunu görüyordu. Belki de kızı yaşında olacak bir kızın giydiği etekten dolayı görünen bacaklarına bakıyordu ve mide bulandırıcıydı. İnsanların giydiği kıyafetlerden onlara bakmanın gerek olduğunu düşünmüyordu ve bu şekilde bir bakışın niyeti az çok belli olabiliyordu.
İmran kapüşonunu kafasına geçirerek yolun karşısına geçti ve adama doğru yürümeye başladı. O kadar odaklanmıştı ki, adam İmran'ın ona yaklaştığını bile görmüyordu.
'Adi herif' diye içinden geçirdi. Kendi çalıştığı barın önündeki müşteri olması ve yaşının küçük olması ve üstelik bir kız olması adamı uyarması için yeterli bir sebepti. Kızın hiçbir şeyden haberi yoktu ve yanındaki arkadaşlarıyla muhabbet ediyordu. Belki de bu adamda içeriye girecek ve olanlar olacaktı. Bu olayın içeride yaşanmasının yerine dışarıda yaşanmasını tercih ederdi. O yüzden gerekeni yapacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GURONİ
Teen Fiction18'li yaşlarının başında babasının güvenilir olmayan bir takım işleri yüzünden tek başına bırakılan genç bir kız, hayatının tam olarak dört senesi yaşadığı depresif ruh haliyle sokakta geçirir. Bu süre içerisinde gördüğü her canlıya yardım duyguları...