GURONİ - 5

30K 1.4K 140
                                    

İmran dün birçok kıyafeti dolabına yerleştirdikten sonra dev bir uykuya dalmıştı. O kadar çok kıyafeti kullanacağından şüphe ediyordu fakat alınan şeylerde öylece duramayacağından hepsini dolabına yerleştirmişti.

Üzerindeki pijamaları hızla attığında siyah bir eşofman altı ve siyah bir atlet giydikten sonra duvardaki saate göz attı. Sabah olmuştu fakat gün yeni aydınlanmaya başlamıştı. Bu yüzden biraz koşabileceğini düşündü ve ardından kendisini bahçeye attı.

Kapının dışındaki korumalardan birkaçının gözü kapanmak üzereyken bu kadar az uyku ile bu kadar dinç olmalarına şaşıran ve uyanık olan korumalardan biri sormuştu:

"İmran Hanım nereye gidiyorsunuz?"

"Buradayım." dediğinde eli havada belli belirsiz daireler çizerek bahçeyi işaret etmişti.

Onaylar anlamda kafasını sadece aşağı indiren adamı umursamadan evin arka tarafına doğru koşar adım ilerlemeye başlamıştı. Arkada olan kocaman havuzu gördüğünde şaşkınlıkla mavinin en güzel tonundaki havuza bakmaya devam etti bir süre.. Ardından havuzun etrafında sayamadığı kadar çok tur atmaya başlamıştı. Tam olarak yarım gündür sokağa çıkmıyordu ve evin içerisinde kendini sınırlandırılmış hissediyordu.

Kollarıyla birkaç ısınma hareketi yaptıktan sonra, tekrar koşmaya başladığı sırada, bahçenin dışarısından Kutay'ın dikkatini çekmeyi başarabilmişti. Kutay'ın gözüne çarpan detay ise sabahın en erken saatlerinden birinde bu kızın ayakta oluşu ve deli gibi etrafta koşuşuydu. Spor yapma anlayışı sadece koşmak olduğunu düşünmeye başlamıştı ve bunun doğru olmaması için dua etmeye bile başlamıştı.

Havuzun etrafında dönmekten sıkılan İmran, bahçenin ön kapısına doğru koşturdu ve oradaki görevlinin onu engellemesiyle kapının iç tarafında beklemeye başlamıştı.

"Şaka mı bu? Neden dışarıya çıkamıyorum?"

"Cevdet Bey sizin ortadan kaybolmamanızı istedi."

"Kaybolmayacağım, şurada sokağın başına gidip geri geleceğim."

"İmran Hanım, bence şansınızı zorlamayın. Telefonunuz şu an için yokken dışarı çıkamazsınız."

Sıkıldığını belli eden nidalarla bahçe kapısından uzaklaşmaya başlayan İmran'ı durduran şey Kutay idi.

"Bekle."

Bahçenin demir kapısını hızla açtığında korumalardan İmran'ı durdurana birkaç işaret yollayarak onun yanında olacağına dair bir bilgi vermişti.

İmran bahçeden çıktığında, Kutay arkasını dönüp bahçenin önünde bekleyen korumaya "Eğer Cevdet Ağabey bunu çağırırsa, beni arayın." Demişti.

İmran'a karşı 'Bu' diye hitap etmesini kesinlikle umursamayan İmran, sadece koşmak istiyordu. Bu yüzden, Kutay'ın yanından ayrılarak koşmaya devam etti. Ardından adım seslerini tekrar duyduğunda, Kutay'ında spor amaçlı koşmaya devam ettiğini görüyordu. Sol kaldırımda Kutay, sağ kaldırımda ise İmran koşmaya devam ediyordu.

İkisi de oldukça hızlı ve atiklerdi bu yüzden ikisi de birbirinin farkında değillerken bile, birbirleriyle yarışacak düzeyde olabilirlerdi. Bu yüzden İmran ona bakmıyordu. Eğer eşit gittiklerini fark etseydi, onu geçmek adına bir hamle de bulunabilirdi. Bu yüzden o yokmuş gibi koşmaya devam etmişti.

Bir telefon sesi tüm sokağı inletmeyi başarıyorken, İmran'ın dikkati ister istemez sol tarafa doğru kaymıştı. Konuşmaya devam ediyorken, aynı zamanda koşmaya da devam edebiliyordu. Kutay'ın İmran'a verdiği işaret sonrasında geri dönmelerinin gerektiğini anlayabiliyordu bu yüzden hızla yönünü değiştirip ters yönde koşmaya başlamışlardı.

GURONİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin