Onun en sevmediği şeylerden bir tanesi de yardım ettiği kişinin bir konu hakkında ısrarcı olarak soru sorması ve bunu devam ettirmesiydi. İnsanlar bir kadının bu denli cesur olmasına şaşıyor ve onunla hayranlık derecesince konuşmak istiyorlardı. Aslında bakarsanız bu, diğer kadınlardan farklı oluşuyla alakalı bir durum olabilirdi. O dışarıdaki insan leşi tacizcilere dersini verebiliyordu. Eğer ortada bir haksızlık varsa bunu o kişiye şiddetle gösteriyordu çünkü artık insanların çivisi çıkmıştı. Kimse konuşmaktan ve güzel dilden anlamıyordu. Hem eğer güzel dil ve konuşmadan anlayacak olan insanlar bu tarz işlerde parmağı olmayan insanlar olurdu. Eğer bu insanlar bu işlerin içine girip diğer insanlara zarar veren zorbalar haline gelmişlerse buna seyirci kalamayacak birisiydi.
Yine sokaklarda yürümeye devam ediyorken, bekçiliğini yaptığı arsadaki ufak kulübesini dışarıdan izlemeye devam ediyordu. Hem bu arsaya göz kulak olup bekçilik yapıyordu hem de hiçbir ücret ödemeden burada barınabiliyordu. Yani burada kalmanın bedelini burayı koruyarak ödüyordu.
Aslında bakarsanız bir kadına göre yapılamayacak bir işti ama bu umurumda da değildi. Bu yaşına kadar umurunda olmayan şeyleri gün yüzüne çıkartıp, boşuna zihnini meşgul etmeyecekti.
Takıldığı semt konum itibariyle birçok ayyaşın, belalının ve bozuk insanların takıldığı bir bölgeydi. Böyle bir bölgede bu kadar çok sorunlu insan oluyorsa, aynı oranda da mağdur olan insanlar vardı. Birçok şey hakkınca değerlendirilmiyordu. Gözden kaybolan çok şey vardı ve o bunu tamamen yok edemese bile, bunu en aza indirgeyebilirdi. Belki de buna bir vesile olabilirdi.
Hızlıca sırt çantasındaki birkaç ufak tefek atıştırmalıkla dışarı çıktı ve yürümeye başladı. Bilerek ara sokaklarda ve haşa Allah'ın bile unutabileceği sokaklarda yürüyordu ki - en ters olaylar burada yaşınıyordu.- eğer başı belada olan birini görürse yardım edebilsin...
Yardım edebilsin ki içindeki adalet duygusu bir şekilde hayat bulabilsin. Yardım edebilsin ki, bu kadar rahatça evlerinde oturabilen insanların sorumluluğunu sadece o taşıyabilsin. Yardım edebilsin ki, bir nebze birilerinin hakkı yerde kalmasın.
Sessizce binaların arasında yürümeye devam etti. Derin bir nefes aldıktan sonra, ellerindeki beyaz sargılardan birinin çözüldüğü fark ettiğinde durdu ve tekrar sıkıca bağlayıp yoluna devam etti. Adımlarının neredeyse koşma derecesine gelmesinin sebebi beynine doluşan onun takip edildiğine dair hislerdi. Bu his ne zaman beynine doluşsa kesinlikle tam olarak da başına o tarz bir sorun geliyordu.
Adımlarını daha da hızlandırıyorken, havanın kararmaya başlaması da ürkmesine neden oluyordu. Kafasındaki siyah kapüşonu onu karanlığa gizlemek konusunda yardımcı olsa bile, henüz tam olarak buna gerek duymuyordu. Oldukça az bir zaman kalmasına rağmen havadaki o loşluk; tam anlamıyla onu huzurlu hissettiriyordu.
"Dur!"
Bu ses her ne kadar tanıdık gelse de oldukça uzak ve alakasızda geliyordu. Böyle hissetmesinin tek sebebi olabilirdi. Ya bu seslenen kişiyi çok önceden görmüştü ve uzun süredir görmüyordu ya da mantıklı olan tek bir şeyse sadece ona öyle geliyordu.
Beyaz sargı olan her iki elini de çantasının omuzlarındaki saplarını kavramış, rüzgârın estiği yöne doğru döndüğünden dolayı; kapüşonu kafasında sabit kalmamış hissizlikle birkaç kez kımıldamıştı. Usulca düşündü. Bu kimdi?
Birkaç adım yaklaşıp, gözlerini kısıp karşısındaki muhtemelen otuzlarına dayanmış genç adama bakakaldı. Gerçek anlamda sesi tanıdık gelse bile, suratından bu sıfatı tanıyamamış ve zihninde kendini koruma planlarını kuramaya başlamıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GURONİ
Teen Fiction18'li yaşlarının başında babasının güvenilir olmayan bir takım işleri yüzünden tek başına bırakılan genç bir kız, hayatının tam olarak dört senesi yaşadığı depresif ruh haliyle sokakta geçirir. Bu süre içerisinde gördüğü her canlıya yardım duyguları...