GURONİ - 26

22.1K 1.1K 124
                                    

Artık düzenli bir işi olan İmran, kendini biraz daha olsun güvende hissediyordu. İlk maaşını aldığı zaman kendisini daha rahat hissedecekti fakat o güne daha çok vardı. Yeniden gece olmaya başlamış, iş saati yaklaşmıştı.

Her zaman sakladığı babasına ait kol saatini aldı ve kolundaki yerine sabitledikten sonra dışarı çıktı. Artık işindeki neredeyse birinci haftası olacaktı; bu yüzden diğerlerine benzemek adına gömleğini giyip, lacivert ceketini de üzerine atmıştı. Sırt çantasını almaya gerek duymuyordu.

Anahtarını cebine bırakıp, kapısını açtığı sırada karşısında duran Okan'a hayretle bakmıştı. Bunu gizlemeye ihtiyaç duymuyordu fakat bilirsiniz bir haftadır görmediği insanı karşısında görünce bunun verdiği şaşkınlığı gizleme ihtiyacı duymamıştı.

Kapının önünde öylece İmran'a bakan Okan, İmran'ı fazlasıyla rahatsız etmeye yetmişti.

"Çekilirsen eğer dışarı çıkmam gerek."

İmran büyük bir terslikle söylediği kelimeleri umursamazken Okan buna oldukça sinirlenmişe benziyordu. Artık ondan ters bir şey duymak ya da görmek istemiyordu. O farkına varmasa bile üzülüyordu. Çekilmediğinde İmran yolun bir basamak aşağısındaki evinin kapısını kapatmadan Okan'ın omuzuna omuzunu geçirmiş ve onu evinin önünden çekmişti. Hızla kapıyı kilitleyip yürümeye devam ediyorken, arkasından onu takip eden adım seslerinden Okan'ın da peşinden geldiğini anlayabiliyordu.
Yanında yürümeye devam eden Okan'dan burnunu delebilecek iğrençlikteki kokular geliyordu.
İçtikten sonra buraya geldiğine inanamıyordu. Oysaki durumu düzeltmekten bahseden kendisiydi fakat içen yine kendisiydi.

Hafif sendeliyorken, İmran ona destek olmuş ve kolundan tutmuştu. Belki de düşmezdi ama refleks olarak bunu yapmaya ihtiyaç duymuştu.
O şekilde yürümeye devam ediyorken, bir yandan da göz hapsinde olduğunu hissediyordu. Kafasını kaldırdığında Okan ile göz göze gelmişlerdi. Hızla kafasını çevirdiğinde yola bakmaya devam etmişti. Çenesinde hissettiği el ile kafası tekrardan ona dönmüştü. Çenesindeki el varlığını sürdürmeye devam ediyorken, kısa bir süre bunu sorgulamamıştı fakat yürümekte zorlanmaya başladığında ona bağırmaya başlamıştı.

"Elini çek!"

Okan elini çekmiyor inatla İmran'ın yanağına doğru çıkıyordu. Son olarak sarhoş olduğunu bildiği için dirseğini karın boşluğuna indirmişti. Nefesi bir an kesilen Okan kendine gelmiş ve ne yaptığının bir süre farkına varmaya çalışmıştı.
Sadece ona dokunmak istiyordu fakat o izin vermiyordu. Yanındayken resmen ona özlem duyuyordu. Bu onu daha çok sinirlendirirken, içmesine asıl sebep olan şeyin kendisi olduğunun farkına varmıyordu.
Yarı mayhoş bir sesle konuşan Okan'a dikkat kesilen İmran onu dinliyordu.

"Sana çalış diyorken buradan uzaklaşmanı sağlayacak bir iş söylemiştim." dedikten sonra sıkıntıyla nefesini dışarı vermişti. O nefesin ardından yüzünü ekşiten İmran'a gülen Okan, onu izlemeye devam etmişti.
Sarhoş olup olmaması konusunda şüpheye düşen İmran, Okan'ın koluna bırakıp ona bakmıştı.

"Sarhoş değilim sadece içtim."

"O zaman neden koluna girip seni yürütmeme bir şey demiyorsun?"

"Çünkü hoşuma gitti."

İmran sinirle buruşan ceketini düzeltiyorken konuşmaya devam etmişti. "Bir daha bana dokunursan parmaklarını kırarım." Okan sırıtmaya devam ediyorken, eline baktıktan sonra gülmüştü.

"Bu elimi bir daha yıkamayacağım."

İmran daha fazla sinirlenmeye başlıyorken Okan susmuştu. Üzerindeki içki kokusu hala İmran'a ulaşıyorken yürümeye devam etmişti.
Barın olduğu sokağa girdiklerinde barların önünde oluşan sıradan başka bir kalabalık daha vardı ve bu tam olarak kendi çalıştığı Cesur Bar'ın önüne geliyordu. Kalabalık dediği 5 kişinin aynı yerde durmasıydı biraz daha yaklaşınca önlerinde iki köpeğin olmasıydı. Neyin döndüğünü anlamak için biraz daha yaklaştığında köpekleri birbirleriyle kavga ettiriyorlardı ve istedikleri bir şeyi yapmadıklarında elindeki sopalarla köpeklere vuruyorlardı.
İmran etrafına baktığında tüm korumaların işlerinde olduğunu görüyordu. Peki, barlarının önünde sıra olmayan görevlerinin ne yaptığını merak ediyordu. Dehşete düşmüş bir şekilde duruma bakan İmran o görevlilerinde izlediğini görüyordu. Şaka olamazdı değil mi? Böyle bir şey nasıl izlenebilirdi.

GURONİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin