FİNAL PART 1
♪ Allame - Stereotype ♪
Kutay hiç olmadığı kadar şaşkın, meraklı ve depresyon içerisindeydi. Nerdeyse İmran'ı görmeyeli 1.5 ay oluyordu ve sesini dahi duyamıyordu. Aradığında telefonuna ulaşılmıyor sadece robotun o soğuk sesi kulaklarına ilişiyordu. Aynı tekrarlardan oluşan sıkıcı o mekanik ses tonu.. Bunu duymaktan gerçekten bıkmıştı. Son 1.5 aydır duyduğu tekrara rağmen aramaktan bıkmıyor ve ısrarla her gün aynı saatte onu arıyordu. Belki bir umut ondan bir haber alabilme ihtimalini düşünüyordu. Bu ihtimal onu heyecanlandırsa da nasıl hissedeceği konusunda duygu karmaşası içerisindeydi.
Bilmiyordu.
İmran'ı hiçbir zaman çözememişti ve bu onu fazlasıyla etkilemişti. İyi anlamda mı, kötü anlamda mı etkilemişti, bunu bilmiyordu fakat çözülemeyen bir düğüm gibi olduğu kesindi. Düğümün kendini bırakmaya başlamasını İmran'ın kendisine olumlu davranmasına benzetebilirdi. O andan itibaren emin olamadığı her şeyden artık emindi.
Onun ne kadar güçlü olduğunu biliyordu fakat aynı zamanda nasıl zorluklar içerisinde varlığını devam ettirmeye çalıştığını da biliyordu. Bu yüzden o güçlü görüntüsünün altındaki o savaşçı kişiye her zaman yardım etmek istiyordu. Başta her şey tamamen bu şekildeydi.
Fark edemediği her şeyi, bu zamana kadar kimseye yardım etmek zorunda hissetmeyen Kutay, tam olarak böyle hissetmeye başladığında fark etmişti.
Üzgündü. Fazlasıyla.
Elindeki tüm imkanları, İmran'ı bulmak için kullanmıştı. Tanınırlığını, İmran'ın çevresini, bildiği kadarıyla babasının çevresini her yerden faydalanmıştı fakat İmran'ın izini bulabilecek herhangi bir ipucu bulamamıştı.
Pişmandı.
O gün 'Gelme!' dediğinde peşinden gitmediği için çok pişmandı. Belki de peşinden gitseydi, yanında olacak olan bir İmran olabilecekti fakat yoktu. Yapmamalıydı.
Onun başına bir şey geleceği konusunda asla bir şüphesi yoktu fakat görmek istiyordu. Kötü hissediyordu. Kendini koruyamaması aklının ucundan bile geçmiyordu fakat kendini bu kadar iyi gizleyebilmesine akıl sır erdiremiyordu. Nasıl bu kadar iyi gizlenebilir ve nereye kaybolduğunun delillerini ortadan kaldırabilirdi?
Sıkıntıyla saate bakmaya başladı. Saat gecenin ikisiydi ve İmran'dan haber alamadığından beri gündüzleri bir saat kadar uyuya kalmak dışında gözüne uyku girmiyordu. Siyah eşofman altının belindeki yerini sabitledikten sonra çıplak olan üstü için yine siyah bir tişört seçip, son 2 haftadır yaptığı gibi İmran'ın en sevdiği sokağa gidecekti. Belki de ufacık bir ihtimalle onu görebilirdi. Umudu yoktu fakat yine de onu orada hayal etmekten mutluluk duyuyordu.
Tuhaf bir şekilde çok bulunduğu yerlere gitmek Kutay'ı rahatlıyordu. Nasıl bir boşluğa düştüğünden habersiz olan Kutay, daha fazla umursamamaya çalışsa da İmran'ın nasıl bir ruh halinde oradan uzaklaştığını çok iyi biliyordu. Bu yüzden merak etmeden edemiyordu. Normalde hiçbir şeyi umursamadan çekip giden bir insanın ardından bu kadar onu düşünecek bir yapısı yoktu. Çekip gitmesi bir kıstas bile olamazdı. Kimseyi bu kadar çok düşünmemişti. Miray'ın bulunduğu yer bambaşkaydı fakat karşı cins gözüyle baktığı kişiye asla bu şekilde düşünceler beslememişti.
Spor ayakkabılarını giyip üzerine de İmran'ın her zaman ki giydiklerine benzer kapüşonlularından birini geçirmişti. Adımlarının sessiz olmasına özen göstererek ilerleyen Kutay, kapının önünde bekleyen işdaşlarına kafa selamını verip, oradan uzaklaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GURONİ
Teen Fiction18'li yaşlarının başında babasının güvenilir olmayan bir takım işleri yüzünden tek başına bırakılan genç bir kız, hayatının tam olarak dört senesi yaşadığı depresif ruh haliyle sokakta geçirir. Bu süre içerisinde gördüğü her canlıya yardım duyguları...