GURONİ - 16

24.5K 1.2K 91
                                    

Nefes alışverişimi düzenliyorken bir yandan da bugün nasıl bir iş bulabileceğimi düşünüyordum. Malum etrafımda korumam gereken genç bir kız yoktu ve artık rahat koltuklarım da yoktu. Bu yüzden hızla bir iş bulmalı ve bugün için yeterli miktarda parayı kazanmalıydım.

Sessizce yürümeye devam ediyorken, bir terzinin üzerinde ilan görmüştüm. Büyük ihtimalle bana ayak işlerini yaptıracaktı fakat iğne iplik tutma ihtimali de olduğundan buraya asla girmeyecektim. Kendimi kesinlikle sağlama almalıydım. Düşüncemde kendime hak veriyorken, bir an önce adımlarımı hızlandırıp farklı bir yer arayışı içerisine girmiştim.
Koskoca bir caddede kimse çalışan aramaz mı ki?

İmran bir yandan bu durum oldukça saçma olduğuna kanaat getiriyorken diğer yandan da Okan'ın bir anda nereye kaybolduğunu merak ediyordu. Bir anda sanki oradan çekilerek alınmış gibiydi, bu yüzden ciddi anlamda merak etmesi normaldi.

Derin bir nefes aldıktan sonra yürümekten sıkıldığını fark edip, bir oyun parkında oynayan çocukların yanına ilişivermişti. Futbol topunu gördüğünde kendini tutamamış ve küçük çocuklara sormadan sırt çantasıyla beraber kendini topun önüne atmıştı. Gülmeye başladığında çocuklardan şişman olanı bir adım öne çıkıp konuşmaya başladı.

"Sen topla oynamak için fazla büyük değil misin ?"

"Büyüğüm fakat bu top ile oynamayacağım anlamına gelmez."

Topu havaya atıp diziyle karşılık veren İmran, çocukları peşinden koşturuyor ve topu da onlara vermeyerek çalımlar atıyor, çocukları peşinden koşturuyordu. Yükselen gülme sesleriyle beraber İmran kahkahasına engel olamıyordu. Çocuklardan herhangi bir zarar gelmeyeceğini bildiğinden gayet rahat bir şekilde kendisi gibi davranabiliyordu. Onlarla oynamaya devam ediyorken, şişman çocuğun nefesinin kesildiğini ve yavaşladığını görüyordu. Çocuğun üzülebilme ihtimaline karşın, yavaşlamış ve bunu onlara fark ettirmemişti. Topu onlardan tarafa attığında, şişman olan çocuk topu yakalamış ve tekrar İmran'a atmıştı.

Top oynamayı özlediğinde herhangi bir grup çocuğu gördüğü zaman dayanamıyordu. Kendisini hemen eski çocukluğuna atıyor ve oradan bir daha kendini almak istemiyordu. Yapacak işlerinin olduğunu hatırlayıp kendisini nefes almak için bir bankın üzerine attı ve etrafına bakınmaya başladı.

Nefesini düzene koyuyorken, çocukların uzaklaşmasını dikkatle izledi ve ikisini karşıdan karşıya geçinceye kadar izlemeye devam etti. İçindeki tehlikede olduğuna dair his belirip, büyümeye devam ettiğinde bu hissi kontrol altında tutması gerektiğini biliyordu. Zira, bu his ne zaman vücudun da baş gösterse başına bir şeyler mutlaka ve mutlaka geliyordu.

Kaçmak onun lûgatında olmadığından bu hissin sadece bir abartı olmasından kaynaklı bir gerginliği üzerinde hissettiğini düşündü ve kendini rahatlatmaya çalıştı. Banktan yavaşça kalktığı sırada kolunda hissettiği el tam olarak içindeki sıkıntıya hak verir nitelikteydi. Ardından suratına ilişen bez parçasının ne olabileceğini tahmin ettiğinde nefesini tuttu ve ağzını sıkıca kapattı. Eğer o bezde herhangi bir şey varsa onu bayıltmaması gerekiyordu. Ağzına bastırılan el ve bez sayesinde arkasını dönemiyordu fakat nefesinin son damlalarına gelmek üzereydi. Kesinlikle elini çabuk tutmalıydı.

Bezi iki parmağının ucuyla kavradı ve hızla ağzından çekti. Adamın elindeki kalabilecek etkiye karşın biraz daha ağzını açmadı ve adamda ağzıyla elinin arasından kayan beze şaşkınlıkla bakmaya başladı.

Bu kızın bayılması gerekmiyor muydu?

-Kesinlikle gerekiyordu.

İç sesiyle geçirdiği ufak bir diyalog sayesinde patronuna bu kızın canilik yapabileceğine inanmıştı. Kız bayılmamıştı bile!

GURONİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin