Miray, dün gece İmran'a göre daha erken yattığından sabahın dokuzunda ayağa kalkmıştı. Boğazındaki düğümü ancak soğuk bir bardak suyun çözebildiğine inandığından, yavaşça ses çıkarmadan aşağı kata inmişti.
Dün yaşananlardan sadece İmran'ın kaşının patladığı ana kadar haberdardı sonrası kesinlikle yoktu. Yani hâlâ evde Kutay'ın da olduğunu bilmiyordu.
Oturma odasına dikkat etmeden, kendini kısa sürede mutfağa atmış ve ard arda birkaç bardak su içmişti. Suyu içiyorken bardağın en dibinde istemediği bir suratı görmeye başlamıştı. Dün geceki mekana gelen oğlanı görmek istemiyordu fakat gözlerinin önünden de gitmiyordu. Tuhaf bir histi, İmran'ın sayesinde onu tam olarak görememişti de direkt olay çıktığından konsantre olamamıştı. Bıkkınlıkla bardağı masanın üzerine ve kendisini de sandalyenin üzerine bıraktı.
Düşünmeye başlamak istemiyordu çünkü eğer düşünseydi işin içinden asla çıkamazdı. Bu yüzden, kafasından atmaya çalışıyordu. Mutfağın bahçeye açılan kapısını biraz olsun aralamış ve içeriyi havalandırmak adına o şekilde bırakmıştı.
Arkasını döndüğünde Kutay ile göz göze gelmiş ve sağlam bir çığlık koparmıştı. Kalbinin ritmi bir anda değişmiş ve baş parmağıyla damağını yukarı doğru ittirmişti. Kutay'ı göreceğini hiç beklemediğinden oldukça korkmuş ve paniklemişti.
"Sakin ol, kızım. Ne bağırıyorsun? Uyandıracaksın şimdi milleti." Millet olarak kastettiği İmran'dan başkası değildi.
İmran koşarak üst kattan inmiş ve mutfağa bodoslama bir giriş yapmıştı. İlk önce Miray'a ardından da Kutay'a bakmıştı ne olduğunu anladığından sandalyelerden birini çekip oturmuştu.
"Ne yapıyorsun Miray! Bir şey oldu sandım."
Miray sağlı ve sollu olmak üzere iki yerden de azar yediğinden dolayı, bugünlük azar limitini doldurmuş ve yapmacık bir şekilde yüzünü asmıştı.
"Ne bileyim ben senin burada kalacağını? Aklımın ucundan geçmezdi yani." dedi kıkırdayarak.
İmran'ın Kutay'a baktığı sırada Kutay, İmran'ı yakalamıştı. Hızla kafasını çevirmişti fakat Kutay bunu çoktan görmüştü.
"Sana ne?" Kutay onu ilgilendirmeyen bir şey olduğunu açıkça mimikleriyle de belli etmişti.
"Tamam kızmayın. Bir şey demedim." dedikten sonra, dikkatle ikisine bakmıştı.
Dedikodu sever kişiliği bir çıkarım yapmak istiyordu fakat ablası ve ağabeyi olarak gördüğü kişiler oldukça ters ve huysuz kişilerdi. Bu yüzden onlara yapacağı bir ima bile, azar bombardımanına tutulmasına yeter ve artardı da.
İmran gözlerini ovuşturarak, mutfağa ilerlediğinde telaşla gecelikleriyle aşağı indiğini daha yeni fark ediyordu. Geceliğinin kumaş yapısı satendi ve rahatça bir uyku çekmesi için bu kumaşa hep ihtiyaç duyardı fakat tek kötü noktası fazlaca çekici bir kumaş türü olmasıydı.
Kutay, İmran'ın suratından başka bir yere odaklanamadığından hiç başka bir şey düşünmemişti fakat mutfağa doğru gitmek amaçlı önünden geçtiğini gördüğünde üzerindeki geceliği yeni fark etmişti. Neden hep, erkeksi ve düz renkler tercih ettiğini şimdi daha iyi anlıyordu çünkü fazlasıyla farklı bir kişiliğe bürünüyordu.
Normal kadınların, davetlerde giydiği elbiselerden İmran'ın giydiğini düşündüğünde bunu düşünmek istemediğini fark ediyordu. Farklı iki kişiyi bedeninde yaşatıyor gibiydi fakat bunun biri hep gizliydi. İlk ve herkesin bildiği kişiye alışması ve normal olarak karşılaması bu kadar uzun sürmüşken, diğer kişiliğini fark etmek ona ağır gelebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GURONİ
Teen Fiction18'li yaşlarının başında babasının güvenilir olmayan bir takım işleri yüzünden tek başına bırakılan genç bir kız, hayatının tam olarak dört senesi yaşadığı depresif ruh haliyle sokakta geçirir. Bu süre içerisinde gördüğü her canlıya yardım duyguları...