İmran küçük kulübesine gittikten sonra tüm gün boyunca dışarı çıkmamıştı.
Bugün için insan görmek istememiş, akşam olduktan sonra geceye giriş saatlerinden sonra kesinlikle barların bulunduğu o kısma gitmek istemişti. Bu yüzden en azından şimdilik kimseyi görmek istemiyordu.Derin bir nefes alıp, etrafını incelemeye başladı. Buradan sıkılmış mıydı?
Yada başka bir mekan mı istiyordu? Belki de evde kalmak istememesinin sebebi ve buradan sıkılmak istemesinin başka bir nedeni bu bile olabilirdi. Bu yüzden aklından Okan'ın ona tavsiye ettikleri geçiyordu fakat ya yaşadıkları şeyler. Tüm onları yutup orada nasıl yaşayacaktı?
Bir evi vardı fakat yolunu bile unutmuş olabilirdi.
Oraya gitmeli miydi?
Babasının hatıralarından kaçmak yerine onları bastırıp, orada yaşamalı mıydı?
Güçlüydü.
Gerçekten çok güçlüydü fakat bunun asla farkında değildi. Hep kendi konusunda daha fazlasını isteyen bir insan olmuştu. Bu yüzden güçlü olduğunu kabul etmiyor ve daha fazlasını yapmak istiyordu. Belki de istediği yere babasının hatıralarından kaçmak yerine onların üzerine giderek anılarının ve geçmişinin üzerine giderek, onları ezmeye çalışarak kendini daha güçlü ilan edebilirdi.
Hayatında neredeyse hiçbir zaman düzenli onun hayatına büyük bir katkısı olacak herhangi bir işte çalışmamıştı. Sadece bir defa denemişti. Patronuna sinir olduğundan küfür edip, orayı terk etmişti. Belki de çalışmak hiç İmran'a uygun bir şey değildi fakat hayatını düzene sokabilecek nadir şeylerden bir tanesi olabilirdi.
Bir giyim mağazasında kasiyer olarak işe başlayabilir ve sabrını son noktalarına kadar kullanabilirdi. Mutlaka alışverişe gelen kadınlardan birkaçının kaprisine dayanamayabilirdi.
Duvardaki oldukça eski olan saatin doğruyu gösterdiğinden bile şüpheliydi. Yine de güvendiği başka bir saat olmadığından, saatin yaklaşık gece yarısı 11 buçuk olduğunu görebiliyordu.
Barların bulunduğu o sokakta ise sapık zihniyetli insanlar kendilerini göstermeye başlamış olmalıydılar. Bunu düşünerek elleriyle yüzünü kapattı ve bu hareketin kendisine enerji doldurduğunu düşündükten sonra muştasını sol ayağındaki postalının arka kısmına tıkıştırmıştı.Adımlarını hızla evin dışarısına yolluyorken kapının kapalı olduğuna kontrol edip, anahtarlarını da üzerine aldığının verdiği güvenle kendini tamamen sokaklara bırakmıştı.
O garip adamın ona hangi konuda bahsedeceğini merak ediyordu. Konuşacaklarını söylemişti fakat bunun için asla gitmiyordu. Neredeyse her gün bu saatlerde burada olur ve etrafındaki insanlara yardımcı olmayı severdi. Yüreği o kadar kocamandı ki, bunun gibi olan her yerde kendinden bir tane olmasını ve onun yardımına ihtiyacı olan herkesin yanında aynı anda bulunmak isterdi fakat bu imkansız olacağından, burada durmayı daha çok seviyordu.O kötü görünümlü sokağın başına geldiğinde bunu bekleyen o tuhaf adam, sahip olduğu barın üst katındaki büyük pencereleri olan odadan onun sokağa giriş yaptığını görmüştü.
Bulunduğu odadan neredeyse sokağın her tarafı özellikle de kendi barının önü rahatlıkla görünüyordu.
Heyecanla yerinde daha dik pozisyona kendini getiren adam, siyah deri koltuğuna gerginlikle dokunmuştu. Genç kadını her gördüğünde aklına bu Dünya dan ayrılan eşi geliyordu. Bu sebeple İmran'ı izlemeyi seviyor ve kendine anımsattığı anılar sayesinde onu sürekli izliyor ve onu daha çok koruma isteğiyle dolup taşıyordu.Sırf eski eşine benziyor diye, ona farklı duygular besleyecek kadar basit bir insan değildi. Her şeyden önce akıl sağlığı yerindeydi. Sadece ölen karısını fiziksel olarak anımsatan ve huy olarak ona benzeyen birini ilk defa görüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GURONİ
Teen Fiction18'li yaşlarının başında babasının güvenilir olmayan bir takım işleri yüzünden tek başına bırakılan genç bir kız, hayatının tam olarak dört senesi yaşadığı depresif ruh haliyle sokakta geçirir. Bu süre içerisinde gördüğü her canlıya yardım duyguları...